• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (9.33)
son ada - zülfü livaneli
"zülfü büyük kapıdan bu romanıyla girmiştir."-yaşar kemal-son ada'nın adsız anlatıcısı, adını kendisinin koyduğu bu yeri "son sığınak, son insani köşe" olarak niteliyor. anlattığı, nerdeyse bir ütopya: "herkes elinden geldiği kadarını, içinden geldiği kadarını yapıyordu." ancak bu durum uzun sürmez: ülkenin darbeci başkanının emekliliğini huzur içinde geçirmek için adaya yerleşmesi, bu cennet adada yaşayanların huzurunu kaçıracaktır.başkan, son ada'yı her tür "anarşi"den kurtarmaya kararlıdır. adanın halinden hoşnut toplumunu "çoğunluğun oyları neyi işaret ediyorsa onu yaparak" oluşturduğu "kurul"lar eliyle yönetmeye, adanın ağaçlıklı yolunu "park ve bahçe geleneklerine göre düzenlenmiş" bir hale getirerek başlar. görünüşte her şey demokratik geleneklere uygundur.ütopya tam bir distopyaya dönüşürken, başta martılar, bu gidişe başkaldıranlar da vardır..."livaneli'nin bu benzersiz yaratıcı romanında, insan yapısı otoriteyle karşı karşıya... yazar bizi dünyamız üzerinde yeniden düşünmeye çağırıyor. mutlaka okunmalı."-prof. lenore martin, harvard üniversitesi-"romanı bitirdiğinizde, bir yurdu yok eden kişilerin, küçük bir adayı da kolaylıkla yok etmesinin doğal olduğunu anlıyorsunuz."-hasan akarsu, cumhuriyet-(tanıtım bülteninden ) (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. çok başarılı bir distopya örneği kitabı yüreğiniz daralarak okuyorsunuz. sanki siz de o adada yaşıyormuş gibi hissediyorsunuz.
  2. anlatım biçimi gerçekten çok başarılı. öyle birşey ki sanki 180 sayfa değilde 300 sayfa okumuşsunuz. kitap içinde verilen mesajlar gayet güzel.
    wolf
  3. hikaye çok klasik. anlatım basit. çocukluğumuzdan bu yana sürekli duyduğumuz bir hikayenin farklı anlatımı.
  4. bana kalirsa anarsizmin alegorik olarak ustaca anlatildigi onemli ve sevilesi bir eserdir. ayrica kitabi okurken hikaye icerisindeki karakterleri yakin turkiye tarihinden isimlerle benzestirmek olasidir.
  5. peki ya martılara ne olacak...

    muhteşem bir kitap ve verilen mesajlar tam olarak yerinde. ulaşıyor yani. zülfü livanelinden ellerinden aklından öpüyorum.
  6. sahafımdan önerisi üzerine edindiğim, 2011 şubat ayında, henüz lisede iken okuduğum, hayatıma giren ilk livaneli romanı. ardı arkası kesilmedi tabi.

    alegorik anlatısı ile kenan evren'i eleştirmiştir. okurken öyle bir adada, adaya cuntacıların gelmeden önceki sakin halinde yaşama hayali kurdurmuştur.

    livaneli okumaya başlayacaklar için iyi bir başlangıç olarak önerebileceğim nadide bir eserdir.
  7. anarşik düzen ile baskıcı, kapital düzen arasındaki uçurum kadar farkı öyle ince işlemiş ki.. son ada ülkemmiş gibi (ki okuyunca anlarsınız farkı yok) hissettim. yüreğine, diline sağlık livaneli.
  8. zülfü livaneli'nin kurduğu bir distopya demek ne kadar yanlış olacaksa, çocukluğumuzdan beri duyduğumuz hikayenin bir başka anlatımı demek o kadar yanlış olacak bir kitap. ama bence, çocukluğumuzdan beri duyduğumuz hikayeler genellikle savaş, darbe, yokluk konulu hikayeler olduğu için, türkiye'nin ve dahi hayatın sıradan halleriymiş gibi geliyor.

    iyi bir livaneli okuru olduğumu düşünerek şunu söylemek isterim ki, bu kitap livaneli'nin yazdığı en iyi kitaplardan biri. 10lu yaşlarına gelmiş çocuk da okuyabilir, ihtiyarlamış bir insan da; ben 19 yaşımda okumuştum. üstelik çocuklar için çocuk kitabı şeklinde bir baskısı da var fakat üstünkörü bir karıştırmanın sonucunda anladığım kadarıyla metnin kendiyle hiç oynamamış, sadece çizimler eklenmiş şekildedir.
  9. bir ada nın nasıl yaşanamaz hale gelebileceğini ve devletin otoriter faşist kurallarını kendi menfaatlerini örtüleyerek dayatmaya çalıştığında ne gibi felaketler olacağını anlatıyor.
  10. bugün başlayıp bitirdim. yer yer öfkelendim, içim sıkıldı ama bırakamadım kitabı. hayvan çiftliği'ni hatırlattı biraz bana. anlatımı sade ama ütopya kısmı da distopyası kısmı da çok kolay canlanıyor insanın gözünde. umarım kabusum olmaz bu gece :/