• izledim
    • izliyorum
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.85)
sıdıka
sıdıka, atilla atalay'ın hayali karakteri sıdıka üzerine çekilmiş ve 1997 yılında show tv'de gösterilmiş tv dizisidir.


  1. başrollerinde hasibe eren, füsun demirel, ali erkazan ve hakan tanfer'in olduğu kaliteli komedi dizisi. kaygısızlar gibi bu dizinin de diyalogları efsaneydi.

    !---- spoiler ----!

    kız sıdıka sakın intihar etme baban öldürür seni.

    !---- spoiler ----!

    !---- spoiler ----!

    bak sıdıka, bir aşk cinayetinin arefesindeyim. sevgilimi onun sevgilisini ve kendimi, yalnızca sevgilimi, yalnızca kendimi, yahut sadece sevgilimin sevgilisini, sevgilimle onun sevgilisini, kendimle sevgilimi veya kendimle sevgilimin sevgilisini öldürmek üzerine altı ayrı cinayet tasarım var. şimdi gereksiz yere kız kardeş alternatifini de sokmayalım araya. kafam karışacak.

    !---- spoiler ----!
    mnb
  2. aklımda kalan en güzel yeri siyah kuşak sınavının yazılı olarak yapılmasıydı.
  3. dizide sıdıka'ya çok pis ayar olurdum. samim ise efsaneydi. :)
  4. safiyenin sıdıkaya güdümlü anne terliği fırlatmaları efsanedir.

    "gir içeri kır dizini dön önüne kız sıdıka..
    annen görür baban duyar dayak yersin kız sıdıka..." diye bir jeneriği vardı.
  5. 'içi adam çekiyor' derler diye sıdıka' nın kardan adam yapmasına izin vermemişlerdi. müdavimi olduğumuz bir diziydi.
  6. hatirlayinca, vay be zamaninda gercekten de kaliteli isler yapiliyormus, dedigim, bugunku orneklerine ((*:dizi musvetteleri)) bakinca kahroldugum kaliteli dizi.
  7. cok kücükken izledigimden olsa gerek, tv dizisi diil de komsumuzun kiziymis gibi hatirladigim orjinal karakter.

    annesinin, sohbetin akisina göre sidika'ya ilginc hitap sekilleri vardir. (bkz: global şıllık)
    kimse
  8. güzel bir mahalle dizisi idi. hatırlarsanız bundan 6-7 sene öncesine kadar sıdıka gibi bir sürü mahalle dizisi vardı piyasada, şimdiki gibi zengin fakat entrikalarla örülü hayatlar yaşayan holding sahibi genç güzel ablalar abiler yoktu. daha ziyade sıradan yurdum insanı anlatılırdı. çılgınlar gibi de hatırlanırlar bugün bile. 10 sene sonra kim hatırlar kiralık aşk'ı.
  9. bu dizinin bir bölümünde şöyle bir olay geçiyordu.

    zekeriya saka iş adamı taklidi yapacaktı. samim çalıştırıyordu. zekeriya heyecanlı bir şekilde şu repliği tekrarlayıp duruyordu.

    -ben zekeriya saka bir milyon tane pirinç alacaktım.

    sahne detaylarını yada replikleri tam hatırlamıyorum olayı bile doğru düzgün hatırlamıyorum. aklımda sadece zekeriya saka'nın söyleyiş şekli ve mimikleri var çok gülmüştüm o zaman. unutmuş olsam bile bu sahne aklıma gelince güldürüyor beni.
  10. 26 eylül 1991'de ilk skeci yayınlanan sıdıka, atilla atalay'ın hıbır dergisinde yazdığı öykü kahramanlarından biriydi. maço eray ve sıkılhan'la beraber, o diyalog formatlı öykülerin arasından sıyrılarak kendi köşelerine sahip olan bu kahramanların en ünlüsü oldu. hıbır, hbr maymun, sanırım leman ve lemanyak dergilerinde, milliyet'te ve nihayet bayan yanı'nda devam eden maceraları, yazarın sıdıka kitabına da ismini vermişti. ayrıca ebekulak, menekşe istasyonu, civciv kutusu, yalnızlık işaretleri gibi kitaplarında da bağımsız birer bölümde sıdıka öyküleri var ki, dizinin özellikle ilk 60 bölümü doğrudan bu öykülerdir. senaryoyu da bizzat atilla atalay yazmıştır. cast oluşturulurken de "konservatuar öğrencisi bir kız benden izin istemişti skeçleri oynamak için, o sıdıka rolünün altından kalkar" diyerek hasibe eren'in yükselişine de önemli bir katkıda bulunmuştur... ol sebepten, bir demet tiyatro sebepli samim meselesi hariç hemen hemen aslına uygun bir uyarlama olmuştur (yalnız 61. bölümden itibaren durum değişir, artık safiye daha az ispitçidir, zekeriya daha az döver sıdıka'yı, keza süre uzayınca yan karakterler baturalp hoca, şon-li usta, goncagül teyze, kenar vs'nin rolleri artar, an gelir sıdıka'dan bile çok görünürler falan).

    öyküleri bilenler bir demet tiyatro göndermesini anlayabilir. bilmeyenlere izah edelim:

    !---- spoiler ----!

    ilk öykülerde samim, bir demet tiyatro'daki mükremin çıtır gibi sert ve maço bir karakterdi. sıdıka'yı bizzat döverdi de, hem de çimdikle falan değil, babası gibi tekme tokat dalardı. 1995'te bir demet tiyatro başlayınca atilla atalay "yılmaz erdoğan bu hikayeyi benden çaldı" diye iddia etmişti, ama pek ses getirmedi. 1997'de bu sefer sıdıka dizisi başlayıncaysa, mecburen "şimdi sıdıka'nın bir demet tiyatro'dan çalıntı olduğu söylenir" diye mi bilmem samim gayet pısırık ve şapşal birine dönmüştü. daha sonraki skeçlerde de buna uydu atibey...

    !---- spoiler ----!