1. şunun kadar kullanışlı başka bir eşya var mıdır? e vardır muhakkak da benim favorim olur kendisi. kadınların bilindiği üzere, akıl almaz bir çanta sevdası vardır, bunun yanında kombinledikleri bir de ayakkabıları. arkadaş ne büyük lütufmuş, sırt çantasından sonra bu tür kafiyeli işlerle uğraşmamak.. nasıl güzel bir iştir anlatamam.

    bahsini ediyorum burada arada, yoğun trafik ve yol işkencesi çekiyorum iş ve ev arasında. haliyle nerede öyle stiletto giyeyim, işte ona uygun bir çantam da olsun. iki diken üzerinde, o bıçkın iett şoförlerinin gaz-fren mücadelesiyle o yollar bitmez.. bitse de ben biterim kesin. işte biz de ne yapıyoruz spor takılıyoruz, kafamıza göre hesabı. hoş hafiften sade ve klasikliğe geçtiğim zamanlarda bile sırt çantamı yanımdan eksik etmiyorum ya o da ayrı mesele. demem o ki, büyük bir rahatlık eller serbest modda takılmak, kitap okumak.

    bir de çanta ne kadar büyürse o kadar ağırlık olacağını da unutmamak gerekiyor. benimki normal sırt çantalarına göre daha küçük ebatlarda ama pek şirine bişiy olduğundan zaten kıyamıyorsunuz da tepiştirmeye. yalnız şincik aldığım mor ayakkaplarıma uygun bir çanta almam gerekiyor onu fark ettim. ben rengarenk giyinmeyi severim^: kesin babamdan bulaştı^. hal böyle olunca da fazla renk devenin bir tarafında çiçek açması misali durabilir diye de hepten kendimizi salmamak gerek.

    sırt çantalı hatunlar pek ilgi-alaka görmez lakin sağlık her şeyin önünde geliyorsa sizin için ve de rahatlık, gerçekten bir geçiş yapmayı deneyebilirsiniz ki artık herkes tarafından tercih ediliyor gördüğüm kadarıyla. dediğim gibi önceliklerinize göre değişen bir durum..
  2. kendimle özdeşleştirdiğim en kullanışlı ve en gerekli materyal,hatta yanında olmadığında dışarıda adeta bir uzuv eksikliği yaşatabilecek güçte bir eşya sırt çantası kendi dünyanı onun içine koyup sırtında taşıyosun ve herzaman heryere kendinle götürebiliyosun..
  3. vücudumdan bir parça adeta

    göreceli olarak şık olmam gerektiğinde deri -gerçek değil-, öyle bir ihtiyaç yoksa nike -büyük- ve decathlon dan pek ucuza aldığım -küçük- sürekli sırtımda
  4. erkekler için onun yerini hiçbir aksesuar tutmaz, kendimden biliyorum. dünyaları sığdırabiliyorum içine ve ağırlığı da hissedilmiyor sırtınızda taşıdığınız için.
  5. takım elbise üzerine taktığım için yemediğim azarın eleştirinin kalmadığı aksesuar. anlamıyorum ki her takım elbise giyenin elinde james bond çantası olması şart mı hem bütün gereksinimlerimi taşıyıp hemde iki elimin özgür olması kadar mükemmel bir şey varken bunun yaygınlaşmasını kim engellemiş acaba.
    zaten takım elbisedende nefret ediyorum.
  6. bunun büyük boy olanlarindan birine bakiyorum su an, tam masanin kenarinda bana zipir bakislar atiyor. sanirim hadi gidelim artik diyor. elim kolum, yuzum, gozum, aklim sabirsiz. haftaya bugun nerede olacagim hesabi yapiyorum cocuk gibi.
    bavulun cekilmez bir iskence olduguna karar verdim sayesinde.
    hem bana sunu bunu getircilere de care oldu. cok guzel oldu.
    haftaya bugun daha da guzel olacak.
  7. östörojen seviyem hayli yerlerde olduğundan ve kadın süslenmesinden anlamadığımdan yıllardır kullandığım çantadır...
    yandan asmalıları veya kola takılanları sırtıma almaya çalışacak kadar alıştım bu çantaya... zaten yok yok dükkanı gibi geziyorum, ancak sığıyor...
  8. benim eşyalarım onlar, lütfen onları sağa sola fırlatmayın. lütfen eşyalarımı bana geri verin. gözlüğüm, gözlüğüm nerede? allah'ım bütün eşyalarım yere saçıldı. dört ayak üzerinde neredeyse sürünüyorum. asfaltın girinti ve çıkıntılarını seçebilecek kadar yere yaklaştırdım yüzümü. gözlüğümü de almış olmalılar. hiçbir şey göremiyorum. ilaçlarımı, bozuk paralarımı, fişlerimi elimden geldiğince, gözlerim görebildiğince toplamaya çalışıyorum. bulabildiklerimi hızla cebime sokuşturuyorum. mahallenin serserileri hayatımı mahvediyor. onlar benim eşyalarımdı. benim uzantılarım... şimdi sayım yapmam lazım. nelerin kaybolduğu ve kullanılamaz hale geldiğiyle ilgili hazırlayacağım ayrıntılı bir rapor beni çok rahatlatacaktır. ah evet, gözlüğümü buldum, tek camı çerçevesinden çıkmış ve parçalanmış. evet, bir an önce eve gidip durum değerlendirmesi yapmalıyım. dursun lütfen, her şey dursun. zaman dursun, dünya dursun, insanlar dursun.
  9. eğer yakınınızda bir decathlon mağazası varsa bu çantayı öneririm. kışın kullanmaya pek uygun olmasa da(su geçiriyor) yazın fazlasıyla işinizi görür.
  10. bugun sinav kagitlarini kaybeden bir ogretmen ile ilgili konusanlari gorunce onemini bir daha dusundugum hayat kurtaran aksesuar. nedense sirt cantasi kullanmayi ogrencilikle bagdastirmak hatta ilkokul doneminde kalmasi gerektiginin dusunenler yuzunden bu tarz sacma olaylar yasaniyor. kadinlar yine el cantalari ile durumu kurtariyor ama erkek ogretmenlerin kesinlikle canta kullanmaya baslamasi lazim. sirt cantasi olmasa bile guzel bir postaci cantasi kullanmasi sart. elini kolunu sallaya sallaya okulan giden ogrenciye kiziyorsan sen de sallana sallana gelmeyeceksin. hic mi evrak tasimayacaksin, yada hic mi ders ile ilgili bir materyalin yaninda getirmeyeceksin. sinav kagidi da kaybolur, resmi evrakta yiter gider. bu kultur neden ulkemde cocukluk olarak algilaniyor hala anlamadim. elimde bim poseti ile okula gitsem kimse gulmez ama sirtimda canta ile ogretmenler odasina girsem milletin diline duserim "hocam cocuk musunuz canta takmissiniz sirtiniza" diye. hayatini duzene sokmaktir sirt cantasi, herseye hazirlikli olmaktir, kaybetmemektir, korumaktir. bir ogretmen ogrencilerinin sinav kagidini kaybedebiliyorsa tasimak icin bir cantasi olmamasindandir. bu da sorumsuzluktur yoksa bir tomar kagidi nasil kaybedebilirsin ki?

    kisaca, sirt cantasi hayat kurtarir ama nedense bir kesim tarafindan kucuk goruluyor.