• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (6.50)
tahran'da psikanaliz yapmak - gohar homayounpour
gohan homayounpour nostalji, aşk ve acı hakkındaki anlatısının başında hem kendine, hem de bizlere soruyor: iran islam cumhuriyeti'nde psikanaliz yapmak mümkün mü? batılı bir eğitim alan psikanalist, ayrılışının üzerinden yirmi yıl geçtikten sonra, anayurduna, tahran'a döner. amerikalı bir meslektaşı "sanmıyorum ki iranlılar serbest çağrışım yapabilsinler!" dediğinde homayounpour, iranlıların serbest çağrışımdan başka bir şey yapmadıklarını ve sorunlarının da bu olduğunu söyleyecektir. batılı bir pratiğin doğulu bir kültürdeki yansımaları üzerine tefekküre dalan bu metin kendi serbest çağrışımlarıyla çocukluk anılarından edebiyata, akademi koridorlarından iran'daki günlük hayata uzanıyor. her sayfasında tanıdık bir hisle dolan okuru da beraberinde taşıyarak...

"şehrazad freud'un müjdecisi miydi? psikanaliz anlatılardan oluşan bir laboratuvardır. endişeleri, travmaları, arzuları ne olursa olsun tüm acı çekenlerin hikâyelerini birleştirir ve bireysel özgürlüklerin doğmasına vesile olur. çeşitli siyasi rejimlerin sunduğu dini, toplumsal ve ekonomik engellere rağmen yapar bunu. gohar homayounpour'un divanında, özgürlüğe açılan umulmadık, gizemli ve eninde sonunda karşı konulmaz yollar bulacaksınız."
-julia kristeva-


  1. gohar homayounpour iranlı bir psikanalist. paris'te doğmuş. üniversiteyi kanada'da, yüksek lisans ve doktorasını abd'de tamamlamış. şu anda iran'da psikanalist olarak çalışıyor ve psikanalistlerden oluşan tahran freudyen çalışma grubunda eğitmen ve danışman olarak yer alıyor.

    bu yıl kaybettiğimiz iranlı yönetmen abbas kiarostami kitabı okuyor ve çok etkileniyor. onun kitaba yazdığı önsözden birkaç paragrafı paylaşmak istiyorum:

    "bu kitabı okumaya başladığımda beni etkileyen ilk şey, gohar homayounpour'un psikanalitik mercek altında keşfe çıktığı dünya ile benim kameramın merceğinden gördüğüm dünya arasındaki büyük benzerlikti. kendimi gülümserken yakaladım. sonra fark ettim ki, eski bir iran deyişini düşünüyorum: 'jana sokhan az zabane ma migooi.' 'canım, benim kalbimden konuşuyorsun.'

    gerçek şu ki, ikimiz de dünyamızı en ufak bir anlaşmazlığın hoşnutsuzluk doğuracağı kişisel bir alan olarak görmüyoruz. başkalarının kişisel trajedilerini yargılamaya oturduğumuz bir halk mahkemesi de değil bizim dünyamız; biz sadece gündelik hayatın yanılsamalarla dolu dünyasını çoklu merceklerin ardından gözlemliyor, düşünerek ve analiz ederek ona bir anlam katmayı umut ediyoruz. dar fikirli gözlemciler olmamak için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. dünyamız mahallemizle, şehrimizle, hatta anavatanımızla dahi sınırlı değil. "acı her yerde acıdır." gohar homayounpour, tahran'da ve amerika birleşik devletlerin'de psikanaliz yapmak üzerine yazarken bunu söylüyor. yıllardır ben de aynı mesajı aktarmaya çalışıyorum. filmlerim herhangi bir topluluğu veya kişiyi yerelleştiren belli birtakım şartlar veya maskeleri değil, insanlık durumlarını ifade etme çabasındadır.

    ...

    bu noktada, sizi kesinlikle temin etmek isterim ki, bu kitabı ülkemin 'turistik cazibe'lerinin peşinde olan insanlara tavsiye etmem. neyse ki, o insanlar için, o tarz kitaplar, resimler ve fotoğraflardan bolca var! ancak, homanyoupour'un kitabı insanların acılarını varoluşsal bir olgu olarak gören insanlara tavsiye edilebilecek olağanüstü bir çalışma. acı hiç şüphesiz her yerde acı; ben asla batılı veya doğulu bir kanser türü duymadım, ya da hastanın milliyetini, dinini, veya kültürünü gösteren bir röntgen filmine rastlamadım. bu kitap iran'daki insanlık durumunu tespit eden bir röntgen filmidir, iranlıları gösteren turistik bir fotoğraf değil.

    ...

    gohar homanyoupour'un başarısını kesinlikle sıradışı buluyorum. biyografi formatını ve psikanalitik serbest çağrışım tekniğini kullanarak, pencereleri ardına kadar açıyor ve insan ruhunun karanlığına ışık tutuyor. freud'un tüm zarafetiyle tavsiye ettiği o ödevi yerine getiriyor: 'artık netlikle görmemiz mümkün olmadığına göre, gelin karanlığa ışık tutmaya çalışalım.'

    tüm bu sebeplerden dolayı, dr. homanyoupour'u söyleminin tazeliği ve otantikliğinden dolayı tebrik etmek, ona 'dünyama hoş geldin' demek istiyorum."

    not: kapak fotoğrafında gördüğünüz divan, freud'un meşhur psikanalizdivanıdır.