1. "tarihi güçlüler yazar ve sadece aptallar hepsine inanır."

    bildiğimiz tüm tarih aslında zamanın güç sahibi insanların/grupların günlükleridir.

    kesin olarak bildiğim tek şey, bizden sonraki nesillerin bizim için "neden hiç bir şey yapmamışlar?" diyecek olmaları.

    2000'li yıllar için tarihte yer alacak en büyük kısım şimdilik ak parti.

    ama iyi yazacak,ama kötü... onu da güçlüler yazacak.
  2. gerçeği yazmak büyük cesaret istiyor.hele bu memlekette gerçeklerin üzerine gidiyorsanız ya sizi gizlerler, gizleyemezlerse de öldürürler.aslına bakarsak sadece türkiye için de geçerli değil bu.

    ahmet ümit bir kitabında şöyle diyor 'tarih geçmişte yaşananlar mıdır, yoksa tarihçilerin anlattıkları mı?' işte cevabı aranması gereken soru budur.
  3. tarih daima galip gelenin istediği gibi yazılır ve algıda seçicilikle algılanır. günümüzden 500 yıl öncesini okurken bile herkes işine gelen kısmını alıyor. dedelerimiz tarih yazmış diyen de var dedelerimiz kardeşlerini öldürüyormuş diyen de. konudan çok sapmadan şunu söyleyeyim: tarihe geçebilecek kadar önemli bir meselenin üzerinden şöyle bir 30-40 yıl geçmeden o mesele hakkında net hükümler vermek doğru olmaz. sonrasında ise kimsenin yazdığına değil olan biteni tahlil ederek gerçeğe ulaşılabilir.
  4. geçmişten gurur duyabilmek için "şanlı tarih" gerekir. geleceği karartmak için geçmişi de karartmalı. her devletin/ideolojinin/dinin resmi tarihi vardır. resmi tarihçiler de "şanlı tarih" yazımı için geçmişte utanılacak, ne varsa temizler ve ayıklar. tertemiz bir "şanlı tarih" yazılır. bellek ve hafıza kaybı yaratılmış olur bu sayede. geçmişin hesabını da soramaz hale getirilir toplumlar.