tezer özlü

Kimdir?

tezer özlü (d. 10 eylül 1943, simav, kütahya - ö. 18 şubat 1986, zürih, isviçre), türk yazar. özellikle çocukluğun soğuk geceleri ve yaşamın ucuna yolculuk olmak üzere az sayıda kitabıyla tanınır. yazar demir özlü ile yazar ve çevirmen sezer duru'nun kardeşidir.

yaşamı

simav'da doğdu. çocukluğu anne babasının görev yaptığı simav, ödemiş ve gerede'de geçti. istanbul'a on yaşındayken geldi. avusturya kız lisesi'ne gitti; ancak mezun olmadı. 1961'de yurt dışına çıktı. 1962 - 1963 yıllarında otostopla avrupa'yı gezdi. paris'te tanıştığı tiyatrocu ve yazar güner sümer'le 1964 yılında evlendi. birlikte ankara'ya yerleştiler. sümer'in ast'ta çalıştığı bu dönemde özlü almanca çevirmenlik yaptı. ast'ta 1963-64 sezonunda sümer'in yönettiği brendan behan'ın gizli ordu oyununda oynadı. sümer'den ayrılarak istanbul'a yerleşti. geçirdiği rahatsızlık nedeniyle kesintili olarak 1967 - 1972 yılları arasında istanbul'da farklı hastanelerin psikiyatri kliniklerinde kaldı. çocukluğundan başlayarak yaşadıklarını ve klinikte kaldığı bu dönemleri çocukluğun soğuk geceleri kitabında yazdı.

1968 yılında yönetmen erden kıral'la evlendi. bu evlilikten 1973'te kızı deniz doğdu. bir burs alarak 1981'de berlin' e gitti. bu arada kıral'dan ayrıldı. kanada'da yaşayan isviçre asıllı sanatçı hans peter marti ile tanıştı ve 1984'te marti'yle evlenerek zürih'e yerleşti. göğüs kanseri nedeniyle 1986'nın 18 şubat'ında burada öldü. mezarı aşiyan mezarlığı'ndadır.

özlü, eski eşi erden kıral'ın yol filminin çekimi döneminde yaşananları anlattığı filmi yolda'da yelda reynaud tarafından canlandırıldı.

eserleri

ilk kitabı 1963'ten itibaren dergilerde yayımlanan öykülerinden oluşan eski bahçe'dir. kitap ilk kez 1978'de basıldı. 1980'de ilk romanı olan çocukluğun soğuk geceleri yayımlandı. kendisini derinden etkilemiş üç yazar olan svevo, kafka ve pavese'nin izinden giderek yazdığı ikinci romanı 1983'te auf den spuren eines selbstmords (bir intiharın izinde) adıyla yayımlandı. 1983 marburg yazın ödülü'nü kazanan kitap, yazar tarfından yaşamın ucuna yolculuk adıyla türkçe olarak bir anlamda yeniden yazıldı ve bu haliyle 1984'te basıldı. ilk öykü kitabı eski bahçe ölümünün ardından, daha sonra yazdığı öykülerle birlikte eski bahçe - eski sevgi 1987'de okurla buluştu. gergedan dergisi 13. sayısında yazar anısına bir "fotobiyografi" yayımladı. günce ve anlatılarından bazı parçalar ise kalanlar (1990) adlı küçük bir kitapçıkta bir araya getirildi. bu kitapta yer alan çoğu almanca yazılmış metinlerin çoğu, sezer duru tarafından türkçeye çevrildi. özlü'nün yayımlanmamış senaryosu zaman dışı yaşam da 1993'ten itibaren yazarın tüm yapıtlarını yayımlayan yky tarafından basıldı. bu seride, yazarın dostu leyla erbil'e yazdığı mektuplardan oluşantezer özlü’den leyla erbil’e mektuplar (1995) da bulunmaktadır.

eserleri

eski bahçe (1978), öykü çocukluğun soğuk geceleri (1980), roman auf den spuren eines selbstmords (bir intiharın izinde 1983),roman yaşamın ucuna yolculuk (1984), roman eski bahçe - eski sevgi (1987), öykü kalanlar (1995), deneme zaman dışı yaşam (2000), senaryo



  1. "ve bana geceler yetmiyor. günler yetmiyor. insan olmak yetmiyor. sözcükler, diller yetmiyor. bir an balkona çıkıyorum. güneşin berlin yapıları gerisinde nasıl batmaya uğraştığını görüyorum. insanlar arabalarını park ediyor. renkli, yeni arabalarını. park ediyorlar ya da hareket ediyorlar. yaşlandıkça insanlarla aramdaki uçurum büyüyor. arabalardaki, uçaklardaki, resmi dairelerdeki, otobüslerdeki, dükkanlardaki, caddelerdeki insanlarla aramdaki uçurum. eşyalarla da öyle.
    yolculuklara dönüyorum. kentlerden sakladığım resimlere.
    duramam.
    artık bundan böyle acıları mutluluk olarak nitelendirmeye karar verdim. yaşamımın en mutlu anlarında da aynı güçle acıyı duymadım mı. ve acıların ötesinde bir beklenti vardı: kendi dünyamın beklentisi. kendi odamda içebileceğim sabah çayının beklentisi..kimse senin kadar güzel, hiç kimse senin kadar canlı gitmedi ölüme.
    dün uzun süre balkonda oturdum. ağaçların tepeleri görünüyor. bugünlerde yavaş yavaş çıplaklıklarından sıyrılmaya çalışan ağaçların. zaman zaman kendimi tüm insanlıktan daha güçlü duyuyorum, ama kendimi aynı anda çıplaklıklarından sıyrılmaya çalışan ağaçlar kadar da bırakılmış duyuyorum. özellikle ben'in, ben'i bıraktığı anlarda. ya da ikisi bütünleştiğinde. ve birdenbire, şimdiye dek hiç algılamadığım bir duygu gelip beni buluyor: bırakılmışlığın tadı..duramam.."
  2. her kitabı okunası olan güzel kadın. türk edebiyatının gamlı prensesi.
  3. eserlerini ve özgünlüğünü beğendiğim ancak yaşamın ucuna yolculuk eserinde kendini iyice hissettiren bir tarafı özgür bir tarafı tutsak ve özgürlüğü umursamazlık ve umutsuzlukla bir tutan tarafını sevmediğim ancak mutlaka okunması gereken yazarlardan.oğuz atay'ın tutunamayanlarından biri olarak anlatılır çoğu eserde.
  4. süredizimsel yaşam çizelgesi şöyledir:

    1942. (10 eylül) kütahya’nın simav ilçesinde doğar.

    1945. simav’dan izmir’in ödemiş ilçesine taşınırlar.

    1949. ödemiş’ten bolu’nun gerede ilçesine taşınırlar.

    1950. gerede’de ilkokula başlar.

    1952. annesi ile birlikte gerede’de bir yıl daha kalması gerektiğinden, ailenin diğer bireylerinden uzak kalır.

    1953. istanbul’a gelir, taksim 29 ekim ilkokuluna devam eder ve ilkokulu burada bitirir. aynı yıl avusturya kız lisesi st. georg’a başlar. lise yaşamı boyunca türk ve dünya edebiyatının önemli yazarlarını okur.

    1961. okul arkadaşı gönenç ertem ile avusturya’ya gider.

    1962. okul arkadaşı güler ile almanya ve hollanda’ya gider.

    1963. liseyi bırakır. almanya ve paris’e gidip oralardaki sanat ve edebiyat çevreleriyle tanışır. aynı yıl yeni insan, yeni ufuklar, yeni dergi adlı dergilerde öyküler yayınlamaya başlar.

    1964. paris’te tanıştığı güner sümer’le evlenir. türkiye şeker fabrikaları müdürlüğünde çevirmen olarak çalışmaya başlar.

    1965. istanbul erkek lisesi sınavlarına girer ve liseyi dışarıdan bitirir. ankara sanat tiyatrosunda bir oyunda oynar. aynı yıl, goethe enstitüsünde çalışır. ıngmar bergman’ın yaban çilekleri adlı kitabını türkçeye çevirir.

    1967. güner sümer’den ayrılır. ıngmar bergman’ın aynadaki sessizlik adlı kitabını türkçeye çevirir.

    1968. sinema yönetmeni erden kıral ile evlenir. man ve alman birleşik ilaç fabrikalarında çalışır.

    1973. kızı deniz dünyaya gelir.

    1975. istanbul türk-alman kültür merkezinde program asistanı olarak çalışmaya başlar.

    1978. ilk kitabı olan eski bahçe, ada yayınları tarafından yayımlanır. aynı yıl, tuncay gökmen takma adıyla, ossip piatnizki’nin bir bolşeviğin anıları adlı kitabını çevirir.

    1980. çocukluğun soğuk geceleri adlı otobiyografik romanı yayımlanır. berlin’de türk edebiyatı günleri düzenlemeye başlar. almanya’da radyolar için türk öyküleri çevirir, türk edebiyatını tanıtan programlar hazırlar.

    1981. daad’dan (alman akademik değişim servisi) kazandığı bir yıllık sanatçı bursuyla berlin’e gider. burada, bir intiharın izinde adlı kitabını almanca olarak yazar.

    1982. ferit edgü, erden kıral ve onat kutlar ile birlikte hakkâri’de bir mevsim adlı sinema filminin senaryo çalışmalarına katılır.

    1983. babası sabih özlü ölür. marburg edebiyat ödülü’nü alır. berlin’de yazar peter weiss ile tanışır. türk-alman kültür merkezinde tekrar çalışmaya başlar. erden kıral’dan boşanır ve isviçre’de yaşama kararı alır.

    1984. bir intiharın izinde adlı yapıtını türkçede yeniden yazar. yapıt, yaşamın ucuna yolculuk adıyla yayımlanır. hans peter marti ile evlenir.

    1986. (18 şubat) yakalandığı göğüs kanseri nedeniyle ölür. 25 şubat 1986’da aşiyan mezarlığı’na gömülür.
  5. herkes ölüm sebebinin intihar olmadığını duyunca şaşırıyor; o da kendini tabancayla vurup bi anda öldürmek yerine, içinde biriktirdiği stresle kendini sindire sindire öldürmeyi tercih edenlerden olmamış mı. bu da bi nevi intihar değil mi.. (bkz: kanser)
  6. duygu durumundaki dalgalanmalar ^: bipolar bozukluk^ anlaşılmaya en çok ihtiyaç duyduğu anlarda onu anlaşılması en zor insan haline getirmiştir. bu yorucu zamanlarında mektuplarıyla ferit edgü'den beklediği şefkati -ve yardımı- çok incelikli ve dostane bulmuşumdur hep.
  7. hayranı olduğu yazarların hayatlarının peşinden avrupa'da şehir şehir dolaşan, bohem bir yaşam tarzını benimseyen ve depresif ruh haline sahip olan kadın yazarımız.
  8. "bu ülke bizim değil
    bu ülke bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi..."

    demiş yıllar öncesi. bu günleri görür gibi...
  9. yapay varoluşsal acıları olan (abisi demir özlü gibi), dili güzel bir yazardır. yaşadığı hayat göz önünde bulundurunca varoluşçu meselelere el sallayan gereksiz bunalımı insanı yorar hatta bunun bir çeşit ergenlik hezeyanı olduğu kanısına vardırır. yaşadığı dönem düşünüldüğünde kullandığı dil ve anlatımındaki ustalık dikkate değerdir.
  10. kolay değildir tezer özlü okumak.

    hayır, bu kitabın üslubundan kaynaklanan, dile bağlı bir zor'luk değildir. aksine, gayet 'duru'dur tezer'in dili. basittir. olabildiğince yalındır.

    tezer'i okumak zordur. çünkü tezer'i anlamak, olanaksızdır.
    ayakta yazar kitaplarını; hatta koşarak; atlayarak, zıplayarak yazar. kağıdın başında haykırdığını, başını elleri arasına alıp; kurtulmak, yok yok yok olmak istediğini duyumsarsınız. elinizi uzatmak istersiniz harflerin arasına. tezer'e ulaşmak, onu içinde bulunduğu anlamsız durumdan çekip çıkarmak istersiniz.

    oysa tezer'in durumu 'anlamın' ta kendisidir. erişilmezdir.

    çok şey duyarsınız tezer'den. çocukluğunun soğuk yatağında düşündüklerini, ağabeyine karşı hissettiği garipliği. ilk beraber yatmak istediği adamı. ilk beraber yattığı adamı. ilk beraber yatamadığı adamı..

    ama bir o kadar da güzeldir tezer'i okumak. zira tüm o hayata uzaklığına, insanlara yabancılığına rağmen, daha kitabın başında samimi oluverir sizinle. onun size açıldığı gibi siz de ona açılmak; çocukluğun soğuk yatağında düşündüklerinizi anlatmak istersiniz. kolayca arkadaş olursunuz tezer'le.

    tezer'iniz oluverir sizin.