• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.47)
the game - david fincher
nicholas van orton hem iş hem de özel hayatında kontrolü elinde tutmaya alışkın, zeki ve başarılı bir işadamıdır. bu düzenli hayatı, kardeşi conrad'ın ona verdiği alışıldığın dışındaki doğumgünü hediyesi ile köklü değişikliklere uğrayacaktır. artık bir ölüm kalımsavaşı başlamıştır.
 


  1. çocukken izlediğim ve palyaçolardan hafif tırsmamı sağlayan bir travma yaşatan güzel bir filmdir izlemeyen arkadaşlara öneririm.
  2. haddinden fazla abartı.
  3. izlemekte epey geç kaldığım, gerim gerim geren başarılı 1997 yapımı david fincher filmi. filmin büyük kısmını "ama yok artık " diyerek seyrettim, sonunda da ters köşe yaparak daha da şaşırtmayı başardı.

    !---- spoiler ----!

    başkarakter hudutları bilinmeyen bir oyun içine girer, bu oyunun bir süre adım adım ve bir süre sonra da tepetaklak çığırından çıkışını izlemek filmin en tesirli kısmıydı benim için ve büyük bir keyif.

    "her şeye" sahip olan ağabeyinin elinden her şeyini alıp sonra onları geri verme fikrindeki kardeşin tüm bu yaptıklarını bir "tedavi", bir "iyi etme çabası" , "iyileştirme" olarak ele almak fikrinden ise hoşlanmadım. böyle bir fikirle izlendiğinde tedaviye ihtiyacı olanın tanrı kompleksli küçük kardeş olduğu sonucuna ulaşmak daha olası gözüküyor.

    !---- spoiler ----!

    geç kalanlardansanız siz de, daha da geç kalmadan bir göz atın derim. trailer
  4. son sahneleri şaşırtıcı olan bütün filmleri severim, ters köşenin esiriyim. film bittikten sonraki jenerikte çalan şarkıyla beni saykodelik rock ile tanıştıran film olmuştur.
    filmin bazı sahneleri çok uzunmuş gibi geliyor ama hızlanmaya başladığı andan itibaren yakalamak çok güçleşiyor, neyin ne olduğunu hangisinin gerçek olduğunu kavramak imkansızlaşıyor. o raddeye gelindiğinde izleyici kendini filmin kollarına bırakmalı her şey tek bir noktada birleşiyor çünkü.
    düşünmeden açılsın!