• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (6.77)
the hunger games - gary ross
bir zamanlar kuzey amerika olarak bilinen bir yerin yıkıntıları içerisinde panem ulusu yaşamaktadır. başkentin etrafındaki 12 bölge bir hat boyunca sıralanmıştır. bütün bölgeler, her yıl yapılan açlık oyunları’nın yarışmasına yaşları 12 ilâ 18 arasında değişen bir erkek ve bir kız çocuğu göndermek zorundadır. açlık oyunları tv’den yayınlanan ölümüne bir kavgadır.


  1. bu filmdeki zengin kesim tasvirine hayran kalmıştım. bugün tv8'de görünce acun ne tür bi bağ kurdu acaba diye düşündüm. kim ne derse desin güzel bir filmdi.
    abi
  2. konusu battle royale'den araklama olan film.
  3. amerikadan çıkmasına şaşırdığım, ciddi bir sistem eleştirisi içeren filmdir. normalde dünyaya amerikan ideasını yaymak ve en büyük amerika dedirtmek için film çeken hollywood'dan çıkmıştır.

    filmde farklı farklı mıntıkalar vardır ve bu mıntıkaların her birinde farklı görevler ve yaşam koşulları var. bir yerde insanlar yemek yiyemezken bir yerde ise daha çok yemek için kusuyorlar. ancak ne yazıkki iki mıntıka arasında geçiş mümkün değil. tek bir istisna hariç! en iyi olmak.

    beni jennifer lawrence gibi güzel bir oyuncuyla tanıştırdığı içinde yeri çok ayrıdır.
  4. suzanne collins'in aynı adlı romanından uyarlanmış film. üç romanlık seri dört film halinde çekildi. bu filmin devamı da var yani. izleyip beğendiyseniz kalanını da izleyin.
    romanlar amerika'da young adult denen tür içinde sınıflandırılıyor. amerikan gençliğine hitap ediyor yani. türün en belirgin özellikleri sınırlı kelime dağarcığı ve sürükleyici hikayeler içermesi. sınırlı kelime dağarcığı şahsımın bile sözlüğe bakmadan orijinal ingilizcesini okuyabilmesinden de anlaşılıyor zaten.
    neyse, filme gelelim. hikaye romanlara gayet sadık bir şekilde ilerliyor ama casting pek başarılı değildi. olayların baş kahramanı catniss everdeen kömür madenlerinin işletildiği en yoksul mıntıkalardan birinde yaşıyor. kendi mıntıkası içinde dahi yoksul addedilen açlıkla mücadele eden yoksul bir yetim. şimdi bu cılız, kara kuru kızın jennifer lawrence gibi yanaklarından kan damlayan gürbüz bir oyuncu tarafından canlandırılması hikayeye biraz ters düşüyor. ama işte perde güzel insanlar istiyor. onun dışında film gayet başarılı.