1. son dakika haberidir.iran'laşma yolunda atılmış emin bir adım olarak görüyorum.yine laiklik ilkesi çiğnenmiş cahil halktan toplanacak oy %2 artırılmıştır.

    kaynak
  2. bunun işleyişini de biliyoruz aslında. önce başörtüsü serbestisi geliyor. sonra bakıyorlar kimse başörtüsü takmıyor. lan diyorlar biz boşuna mı serbest bıraktık gidin başörtülü birilerini bulup işe alın. sonra biri diyor ya benim halamın oğlu başörtülü getireyim mi? başörtülü ise olur tabi. böylece kamuda liyakat çöküşe uğruyor.

    mesele bu değil zaten ben 30 yaşını geçtim hala birşeye inanıp inanmadığımdan emin değilim cocuklar 16 yaşında hemen müslüman olup ibadete başlıyor. sorgulamanın önünde engel olabiliyor. fakat bilim sorgulamak olduğu için çelişki yaratıyor. neyse boş laf uzatmayayım. hayırlısı olsun.
    abi
  3. zihniyet değişmedikten sonra başörtü değişmiş ya da değişmemiş ne fark eder. özgürlük konusuna hiç girmeyin kalbinizi kırarım zira özgürlük 1 kişinin kafasına eseni serbest bırakması esmeyeni yasaklaması değildir.

    henüz din hocaları türbanın neden olduğunu nasıl takılacağını bile tam tamına açıklayamaz iken biz nelerle uğraşıyoruz.neyse efendim neyse başörtülü bacılarımız hayir'li olsun yeni uygulamamız. güle güle takın türbanlarınızı askeriye içinde oh ne mutlu sizlere.
  4. utanç verici bir yasağın kaldırılması olayı.

    referandum arefesinde böyle bir kararın alınması bazılarınca ''şov'' ve ''oy kaygısı'' olarak görülebilir. ancak bunun şov amaçlı olması, yasağın aptalca olduğu gerçeğini değiştirmez. meseleleri birbirine karıştırmamak lazım.

    ayrıca; "türkiye iranlaşıyor mu?" söylemlerini de çok ilkelce buluyorum. 28 şubat sürecini hazırlayan söylem de buydu. bu tür aptalca yasaklar, milli görüş-akp geleneğinin dayanak noktası oldu her zaman.

    insanların istediği basit şeylerdi. üniversiteye başörtüyle girebilmek gibi. o dönemin köhnemiş bunak zihniyeti bunu "şeriat geliyor", "türkiye iran olacak", "laiklik elden gidiyor" olarak lanse etti, yasakladı.

    sonucunda ne oldu? kim kaybetti? kim kazandı?

    "ama akp bunu kullanıyor"

    o zaman kullandırtma kardeşim. böylesine aptalca yasaklar koyarsan, bazıları da gelir bunu kullanır. ellerine koz vermek istemiyorsan, bu tür yasakları savunma.
  5. utanç verici bir yasak değildir.

    eğer bir devlet laik ise, ki şüphesiz ki türkiye cumhuriyeti laik bir devlettir, kamu personelleri dini inanışlarını temsil edecek, belli edecek simge, sembol gibi şeylerden sakınmak mecburiyetindedir.

    bu anlayışla hareket edersek, tsk personeli kamu görevlisidir ve dini inanışını halka belli edecek herhangi bir simge taşımamalıdır.
  6. her gün yemek duası okunan peygamber ocağı'nda başörtüsü yasağının var olabilmesi bile bir bakıma mucizeyken, şimdi hangi laikliğin delindiğini merak etmeme yol açan kaldırılmadır.

    atatürk bu halka 5-10 tane malzeme sayıp birkaç tane tarif verdi, "bunları şöyle pişirip böyle servis edin, diğer tarifleri de benim yokluğumda bulursunuz artık." dedi. fakat bizim halk malzemeleri çiğ yedi, kalanını sattı, tarifin yazılı olduğu kağıtları da hala orada burada paylaşıp paşa'yı övüyoruz. yeni yemekler yapmayı ise öğrenmedik.

    özsaygısı gelişmemiş bireylerle dolu toplumlar hükmedilmeye mahkumdur, orada laiklik de fikir ve ifade özgürlüğü de asla amacına ulaşamaz. atatürk, "illa birkaç kişi çıkar herhalde" umuduyla yapmış yapabileceğini, ama belli ki iktidar sevdasının ve cehaletin üstümüzden atılmasına daha çok uzun zaman varmış. bugün elimizde bir bilgisayar var, istiyoruz ki hem donanımı bozacak denli güçlü yol açan viruslarla mücadele etsin hem de işletim sistemini aynı anda güncelleyebilsin. bir de bunu eski bir bilgisayarın "bakım yapılmış" donanımında yapmaya çalışıyoruz. eh, sistem bir yere kadar kaldırabiliyor.

    donanım kendini yenisiyle değiştirmeye razı gelmediği sürece, önce yeni işletim sisteminin kurulamamasına, sonra da güncellenemediği için viruslarca harap edilmeye mahkum.

    şayet bu olmazsa, güzel, fakat şu an bunun olmamasını sağlayacak insanlar bile bana göre çok eski sürümde kalmışlar, o yüzden benim "güzel gelişmelerle" dahi mutlu olma olasılığım çok düşük.
  7. memlekette o kadar sorun varken muhalefet partilerinin bunlarla ugrasması,memlekette neden bu kadar sorun oldugunun kanıtıdır.
  8. yine dönüp dolaşıp sorunu muhafelete getirenler memlekette neden bu kadar sorun olduğunun asli kanıtıdır. çünkü atılan hamle bir sorun değil hamleye karşı getirilen tartışma bir sorun değil mi? her şey körü körüne kabul edilsin size göre. hiçbir şey kağıt üzerinde sorgulanamadığı ve sorgulayan da suçlu kesildiği için buralara geldik ya neyse.

    insanın dinlerini özgürce yaşamasından yana oldum her zaman. ama türkiyede geçenlerde birinin dediği gibi gerçek dindar nesil yarım asır öncede kaldı. sözüm istisnaların dışında.

    ak parti hükümetiyle birlikte bana göre başörtüsü ve türban ayrımı başladı. türbanı siyasi bir koz, malzeme olarak kullanabilen ak parti hükümeti insanları dini yönden etkilemeyi ve kızıştırmayı her zaman çok sevdi. ekserisi müslüman olan halk tek bir partiyi dindar bilip sözümona dindar adamın yanlışı olmaz düşüncesiyle ve neredeyse ilah belleyip yollarını yoluna esir edip ölümü dahi göze alabilirler. binaenaleyh bu sahada atılan her adım bir siyasi hamledir. yansıması düşünülerek yapılır.

    ve bu halkın nabzını etkileyecek hamleler nedense seçim önceleri yapılıyor. nedense. şimdi bunları söylediğim için "pis dinsiz" olacağım dimi? peki.
  9. vaktiyle hava harp okulundayken hey gidi günler ne güzel umutlarımız, hayallerimiz vardı. sonra o "gözümüzde çok büyüttüğümüz" birtakım "omzu kalabalıklar" kendisini var eden her şeye ihanet etti, her şeyi sattı, yok etti. şerefiyle dik durmak varken rahatı bozulmasın diye şerefsizlerin altına yattılar. hayallerimizi, umutlarımızı, her şeyimizi **ikip** attılar. bu kadar da olmaz dediğimiz neleri gördük, yaşadık, inanın sayısını unuttum. iki bin yıllık peygamber ocağı sayelerinde çay ocağından beter hale geldi.

    en üzüldüğüm nokta ise bu güruhun istediklerini yapacak kabiliyete sahip olmayışıdır. karşımızdakiler zeki, plânlı hareket eden düşmanlar olsalardı zerre gam çekmezdim. bu angut tayfa sanmasın ki bu elde ettikleri kendi başarılarıdır. sizler, iki elinizle bir şeyi doğrultamayacak kadar kabiliyetsizsiniz. mağlup olduk çünkü o "çok güvendiğimiz" "omzu kalabalıklar" selam vereceğim diye sizin önünüzde öylesine eğildiler ki, omurgasızlıklarını fiilen de göstermiş oldular.

    türbanlı bacılarıma da selamlar olsun. yalnız dikkat edin paraşütle atlarken o türban paraüşütünüze dolanıp başınıza iş açmasın. siyasi zafer kutlayacağım derken maazallah telef olursunuz sonra.