1. önü denizle başlayan rüzgarlı bir kasabadaydık.
    sanki yıllardır oradaydık. her şey düzelecekti.
    orada doğmaya çabalayarak öldük.
    meleğim nehir kanatlarını uzaklıklarda yıka şimdi.
    soğuktu, ısınamıyorduk. bu kadar yakınken. aramızda
    yalnızca o hava boşluklarının dolaştığı odalardaydık.
    biriken bütün rüzgarlar işte orada, o deniz kasabasında
    o çok köpekli, çok rüzgarlı yerde patladı. ikimizi aynı
    gökyüzüne baktıran, neydi o, ışık söndü. sustum.
    sustum. sustum. sustum.
    bütün aşkların sonunda yaptığım gibi,
    konuşmak hiçbir şeyi, hiçbir şeye ulaştırmıyordu.
    biliyordum.
    rüzgarlar.. pansiyon.. teras
    blue cult.
    akşam yürüyüşleri. akşamın batısına
    meleğimin kanatlarını da oraya götürerek.
    metropollerin asi özlemi sonra
    ah benim kaçak sevgilim: istanbul
    fincanlarda yol görünmedi bana yaz boyunca.
    terin ter, gövdenin diğer gövdeyle buluştuğu yer.
    kaç sevişme hatırlıyorsun o günlerden. güç. zor.
    yitik hafızam: öksüz çocuğum benim
    kendini unutma olur mu?
    sustum. sustum. sustum. başkalarının ilgili yollarına
    adım atan ayaklarına susarak baktım. yanımdayken kalktın.
    gövdeni gövdemin karşısına, sana ilgili gövdelerin
    yanına bıraktın. sustum. seni yabancı olduğun gövdelerin arasından çekip çıkaramıyordum.
    bunu yapmayacak kadar büyümüştüm. kendini yormanı
    sessizce izleyecek kadar büyümüştüm.
    meğer dalından düşecek kadar büyümüşüm.
    yaprağın ağaçsız kalışını
    ağacın çıplaklığını
    rüzgarın şiddetini ve rüzgarın
    onların her ikisine de ne yaptığını gördüm.
    meğer dalından düşecek kadar büyümüşüm.
    bu gece ay dörtte bir hilal olacak
    ben sana ne olmadığımı anlatacağım.
    düşen yaprakların sokaklara vuran gürültüsünü anlatacağım.
    yaprağa, ağacından düştükten çok kısa bir süre sonra
    ne olduğunu anlatacağım.
    senin elementlerin yollara çıkacak
    ellerin, gece ve keder.
    ve hala akan ne varsa senin iyiliğinden olacak.
    ..önü denizle başlayan rüzgarlı bir kasabadaydık.
    sanki yıllardır oradaydık. her şey düzelecekti.
    orada doğmaya çabalayarak öldük.
    şimdi beni unut sevgilim. tenimi ve alçaklıklarımı unut.
    beni kanadı kırık küçük bir yavru gibi bulduğun, çoktandır
    sanki birini beklediğin varmış gibi katladığın, o çöplükte
    bulduğun beni, baktığın, büyüttüğün beni unut.
    şimdi bu acıya ne benim kuş kadar yüreğim, ne senin anaç kalbin dayanır.
    sana son kez sarılıp uyuduğum o son gecede tüller ve
    silahlar gördüm düşümde.
    bugün ayrılığın ilk günü. hiçbir şeyi hiçbir şeye yoramayacak
    kadar kara bir kının içindeyim. kara bir kan içindeyim.
    tüller ve silah nedir bilmiyorum.
    yaşlı doğuda her şey mümkündür diyorlar:
    sonsuz sevgi, sonsuz bağlılık
    ani ışık, ani ayrılık.