1. üstünde yasayan herhangi kimsenin ertesi gün yaşayacağına dair garantisi olmayan ülke.
    olur da yarın birimiz bir terör saldırısında ölürsek, arkamızdan şunlar söylenecek.

    -kimse sabrımızı sınamasın.
    -provakasyona gelmemeliyiz.
    -gücümüzü test etmek istiyorlar.
    -bıçak kemiğe dayandı.
    -zamanlaması manidar
  2. üstünde yaşayan göçmenlerin, bu ülkede yaşamaktansa ege'nin soğuk sularında ölümü göze alarak batıya kaçmaya çalıştığı, kaçamayan yerli halkın ise "ölürüm türkiye'm" diye türküler söylerken bir taraftan da vize serbestisi çıksa da gitsek diye beklediği, yöneten ve yönetilenlerin yaşadıkları coğrafya ve bu coğrafyada yaşamış olan halkların, kurulan devletlerin tarihi, kültürü hakkında hiç birşey bilmediği halde, bilmedikleri şeyler hakkında her platformda çokça övündüğü, bebeklerinden katil üretilen, katillerinden vatanperver imal edilen, vatanperverleri hapishanelerde çürütülüp, şoselerde katledilen sürrealist ülke.
  3. kırmızı ışıkta aracıyla en önde dururken ışıkla ilgilenmeyip, önünde biri varken yeşilde korna çalmak için pür dikkat ışığı takip eden sürücülerin yaşadığı ülke.
  4. yalnız ve güzel ülkem
  5. 7 coğrafi bölgenin hepsinde 10 farklı vilayette yaşadığımdan ötürü iyi tanıdığımı ve bildiğimi düşündüğüm vatanım.
  6. beton suratlar, beton şehirler, beton bir insanlık..

    insani ve vicdani değerlerden uzak bir toplum olduk çoğunlukla.

    insanlar birbirini öldürmek istiyor.
    hepsinin de bir bahanesi var. kinde, nefrette, saldırganlıkta bir araya geliyoruz.

    ortak değerimiz bu, ne kötü..
  7. bir kaç sene önce orta doğu bataklığına girmiş, her geçen gün daha da dibe doğru giden güzel ülkemiz. bizi bala göte yaşadığımıza ikna eden vatanımız. allah korusun ülkemizi ne diyelim.
  8. avrupa'daki birçok ülkenin terör dolayısıyla vatandaşlarına gitmelerini önermediği ülkemiz.
  9. son on yıllık başarılı dış politika ile, başkent sokaklarında bile bir kaç haftada bir otobüslerin havaya uçtuğu, duvarlara yapışan insan kalıntılarının spatulayla kazındığı, güneydoğusunda sokağa çıkmanın bile yasak olduğu, bu durumdan şikayetçi olup eleştirenlerin ise tutuklandığı, ortadoğu monarşik krallığı.
  10. yabancı siyasi kitaplarda yarı bağımsız olarak geçen ülke. sadece bunu görmüştüm ama ne demekti yarı bağımsız, yarıdan kasıt neydi? aklıma takılan bu soruyu kendi içimde cevaplamış bulunmaktayım. bunu bir örnekle açıklayacağım. abd suriye'ye girmemizi istiyor. dolayısıyla tayyip bey de istiyor. hatta bildiğiniz üzere suriye'ye bir kaç adam gönderip ülkemizi bombalamak fikri bile duyulmuştu. duyulmasaydı belki de olacaktı bilemiyoruz. sonuç olarak girmedik. peki neden girmedik? çok mu iyi niyetliyim bilmiyorum ama bu konuda ülkenin ezici çoğunluğunun suriye bataklığına ordumuzu sokmak gibi bir şey istemediğini ve bunun büyük bir etkisinin olduğunu düşünüyorum. bir kaç gün önce obama tayyip beyi suriye'de ordumuzu kullanmadı diye otoriter ve işe yaramaz olarak niteledi. halkın isteğine rağmen türkiye'de bir şey yapmak gerçekten zordur. bu halkın yarı bağımsız olması demek uyutulursa kolay yönetilir yoksa sorun çıkartırlar demek oluyor bence. biraz daha açarsak birlik olmanızdan korkulur böyle bir durumda, halkın büyük bir çoğunluğu kenetlenir ortak payda da buluşur ve ortak çıkarlarını savunursa bağımsıza kaymış olurlar. eğer halkı bölük pörçük eder, birisi doğru bir şey söylese bile kendisiyle aynı safta değilse o doğru söylemiyor noktasına gelinir, ortak payda da buluşulamayacak olunursa, bir de karizmatik lider ve papağan medyası varsa bu sefer bağımsız olmayana kayar. bu ayırma kutuplaştırma işini de en başarılı şekilde kim yaptı çok iyi biliniyor zaten. tabi akla şu soru da geliyor; dediklerimi kabul edersek başımızda bulunan şahıs bağımsız olmayalım diye uğraşıyor olmuş oluyor peki hala neden iktidarda sorusuna benim cevabım seçimler olmayacak. oyunun kuralları onun için farklı ve o kendi oyununda nasıl olması gerekiyorsa o oyunu mükemmele yakın oynadı ve oynuyor. abd ondan mutlu oldukça ki emin olabilirsiniz çok mutlular onu görmeye devam edeceğiz. istedikleri kadar laf etsinler size tek örnek vereceğim diyeceksiniz ki hakkaten neden mutlu olmasınlar ki? bildiğiniz gibi tayyip bey suriye'de ki olaylar başladığından beri hep istikrarlı bir şekilde esad, esed gitsin dedi. bu konuda çok ciddiydi. bu bildiğiniz 2-3 sene hiç değişmedi. geçen aylarda abileri abd ve rusya kendilerince protokol yaptılar. abd ve rus yetkililer esad'lı geçiş sürecinde anlaştıklarını belirttiler. sonra bizimki rusya'ya gitti. döndüğünde sözünden asla dönmeyen insan esad'lı geçiş süreci olması gerektiğinden bahsetti. türkiye'de bunu ona yaptırabilecek 1 insan dahi yok, ama abileri mutlu ettiği sürece. sonuç olarak milletimiz umarım bir gün uyanır da söz sahibi olduğumuz, kendi kaderimizi kendimizin yönlendirdiği, ortak çıkarlarımızı koruduğumuz bir ülke haline geliriz.