1. ukrayna özellikle de şu sıralarda türkiye'den giden turistlerin rusya'ya alınmamasının ardından büyük ilgi görmektedir.
    dilerseniz kısaca bahsedelim.

    1996 yılından bu yana bağımsız bir ülke olan ukrayna rusya'ya nazaran çok ufak bir ülkedir.
    nüfus 44 milyon civarıdır. baskent kiev dir.
    odessa liman başkenti olarak kabul edilir.
    ülkede %22 oranında rus vatandaşı yasamaktadır. %7 de diğer ulke vatandaslari bulunur.
    ilginctir yaz mevsiminde sadece odessa'nin nufusu 30 milyonu bulur.
    bu durum turizmin ileri düzeyde oldugunu net olarak gosterir.
    dil olarak ukraynaca, rusca ve ingilizce yogunlukta kullanilir.
    yari baskanlik sistemi uygulanir.
    internet erisimi ua
    telefon kodu +380' dir

    şimdiden gidecek olanlara iyi seyahatler
    muro
  2. (bkz: hayırlı forumlar kardeş)

    tanım geldi hanım: gidilip görülmesi gereken ülkelerden biri. türk insanının aklına hep farklı bir turizm amacıyla gelmekte olsa da.
  3. kırım türkleri ile gayet barışçıl ve dayanışma içerisinde yaşadıkları için son yıllarda sevgimin arttığı güzel ülke. birkaç arkadaşım da üniversite okumaya gitti, türklere bakış açıları harikulade iyi.
    slipo
  4. lviv şehrine gidiş dönüş biletini 250 tl ye aldığım ülkedir:) temmuz ve ağustos ayı biletleri çok uygun skyscanner'da.
    gezilmesi gereken şehirleri lviv, kiev, odessa bana göre. lviv kentinin yüzde 80 ini kadın nüfusludur. odessa da bulunursanız plajı enfesmiş, bol bol yüzebilirsiniz

    ancak lviv kiev ve odessa çok uzak birbirlerine. bu şehirlerarası gezmek için de uçak gerekli. tren var ancak 6 7 saat sürüyor:( bir de yollar kötü demişti oraya giden bir arkadaşım.
  5. 1 hafta sonra 1 aylığına misafir olacağım ülke.

    ilk gözlemlerimden bahsedeyim.
    yollar kötü.
    insanların yüzleri soğuk, mesafeli.
    binalar üstüne geliyor, gri eski sovyet binaları.
    okulların mimarisi eskiyi andırıyor, tuvaletlerde kapı yok.
    rusyaya karşı kızgınlık var.
    sorduğum insanların hepsi sovyetler birliğini sevmiyordu ve komünizmden nefret ediyordu.
    türkiye'de bu kadar milliyetçilik aktiviteleri yapılsa "faşist" damgası yedirilir, net söylüyorum. modern-milliyetçi bir devlet oluşturmak isteniliyor anladığım kadarıyla. ülkemizi buradakiler gibi sevsek uçar gideriz.
    alkol türkiye'den çok ucuz. zaten para birimleri bizimkisinin yanında çok değersiz.
    doğu bloğu işte.

    evet arkadaşlar. bunu ilk hafta sonunda yazmıştım. şu an kharkiv'de -rusya'ya daha yakın bölgede - daha çok vakit geçirdim. ve şu anki gözlemlerim şu şekilde:

    rusça konuşuluyor.
    komünizmden nefret eden kişiler var ama proletarska metro istasyonunda komünizm işaretleri duvarlara işlenmişti.
    avruğa birliği'ne girmeyi can-ı gönülden istiyorlar.
    okulumda spor dersi var. sabahları dersten hemen önce egzersiz yaptırılıyor ve yemekten önce el yıkama alışkanlığı mevcut. yemekhanenin hemen girişinde musluklar var.
    buna karşın üstte de belirttiğim gibi tuvaletler sıkıntılı.
    sokakta ingilizce konuştuğumuzda insanlar direkt bakıyorlar. hani çaktırmadan da değil, direkt yüzüne bakıyorlar, bakışlarıyla taciz ediyorlar.
    metro-otobüs-tramvay-taksi-tren her şeyi kullandım ve şehirde bir yere gitmek isterseniz toplu taşıma ile gidebilirsiniz. çok zorlanır mısınız onu bilemem ama toplu taşıma araçları var yani (eski baya).
    tokivari evler her yerde. demiştim zaten, daha fazlasını keşfettim.
    yeni şeyler gördükçe yazacağım.
  6. 3 senedir tatillerimi geçirdiğim çok güzel bir ülke.

    2014' e göre enflasyondan dolayı fiyatlar biraz yükselmiş olsa da türkiye' deki fiyatlar ile karşılaştırınca hala ucuz bir ülke. (ev kiralarını hariç tutuyorum burada)

    gittiğim, gezdiğim yerler;
    odessa : ilk göz ağrım.. karadeniz kıyısında bir liman kenti.. haliyle ekonomisi deniz ticareti üzerine kurulmuş.. ayrıca çok güzel ve uzun bir sahili olmasından dolayı, yakın çevrenin yazlıkçıları ve kaliteli beach clubleri - ve güzel kızları-dolayısıyla turizm gelirleri de var..

    kiev : başkenti... tarihteki ilk rus ülkesinin (kiev knezliği) kurulduğu yer. dyneper nehrinin ortadan böldüğü ve muhteşem manzaraları ile tarihi ve modernliği aynı anda yaşayabileceğiniz bir yer. metro sistemi ile, havaalanı dışında, şehrin her yerine gidebilirsiniz. nehir kıyısındaki plajlar anlatmakla bitmez...

    harkiv : kiev' den önceki başkenti.. rusya ile sınır komşusu. kışın gitmek zorunda kalırsanız bayağı bir üşüyeceğiniz, yazın kısa süren mevsimde keyif alabileceğiniz bir şehir.

    sumi : rusya' ya sınırı olan bir başka şehir.. küçük ama sevimli olmakla birlikte, şehrin ortasından geçen nehir ve şehrin etrafındaki göller ile çok güzel bir doğası var..

    bu seneki durağım lviv olacak.. orası ile ilgili gözlemlerimi daha sonra yazarım.

    ukrayna ve ukraynalılar hakkındaki fikrim ise, türkiye'nin 1970 ler sonu 80'ler başı ile günümüz arasında sıkışmış arada-derede bir ülke.. insanları çok soğuk değil, yardımseverler, ancak polisleri çok kaba ve ürkütücü... eğer bir gün türkiye' den gitmek zorunda kalırsam, yaşayacağım tek memleket ukrayna olur.

    edit: olmadı lviv.. tekrar odessa seferine çıktım.. bu sefer hayırlı bi iş için.. yaklaşık 1,5 sene önce ayrıldığım kız arkadaşımla barıştık tekrar ve sonbahar' da nikahımız var... sevincimi paylaşayım istedim..

    edit 2: 2014 yılında gittiğimde, camel sarı fiyatı 17 grivna idi, yaklaşık 1.90 tl ya tekabül ediyordu. şimdi 30 grivna olmuş (yaklaşık 4 tl) %100 civarı artmış ama hala bize göre ucuz..
    şampanya 65grivna'dan (yaklaşık 7.20tl) 90 grivnaya (yaklaşık 12tl) çıkmış..gözle görünür bir enflasyon var ukrayna' da..
  7. hakkında 2013-2014 yıllarında ukrayna halkının gerçekleştirdiği devrimi anlatan "winter on fire ukraine's fight for freedom" isimli, netflix yapımı güzel bir belgesel var. bir çok açıdan türkiye'deki gezi parkı eylemlerine benzerlik gösterir. slav kültürüne ve halklarına büyük bir saygı ve yoğun bir sempati beslerim. slav halkları arasındansa ukrayna halkına ayrı bir sempatim vardır. bu insanlar ölülerini sırtlarında taşıya taşıya bir devrim gerçekleştirdiler. bir kez olsun geri adım atmadılar ve korkmadılar. ülkelerini rus güdümünden kurtardılar ve avrupa birliğinin bir parçası olma yönünde emin adımlarla ilerliyorlar. kaybolmaya yüz tutan ukraynacayı, kültürleri ve geleceklerini kurtardılar.

    şuan durumları şu; ukraynalı 12 ıt outsourcing şirketi dünyanın en iyi 100 şirketi arasına girdi; epam, ciklum, eleks, luxoft, n-ix, miratech, ıntetics, softserve, softjourn, sigma, team ınternational services и softengi. 100 binin üzerinden yazılımcının çalıştığı ukrayna 2016 yılında 3 milyar dolara yakın servis ihracatı gerçekleştirdi. ukraynalı "start – up" şirketleri beş yılda 400 milyon dolar yatırım çekti. ukrayna bunu gerçekleştirmek için bedel ödedi. kiev'e yolunuz düşerse o eylemlerde hayatını kaybeden insanlar için en merkezi yerde anıtlar olduğunu ve insanların o anıtlar karşısında saygı duruşunda durduğunu ve dualar ettiğini görürsünüz. bir ülke iyi zamanlar yaşıyorsa, gelişiyorsa, yükseliyor ve yüceliyorsa halkları bunun için bedel ödemiştir.

    peki emsali olan gezi parkı eylemlerinde ne oldu? ben oradaydım söyleyeyim; çadırlarda her gece ot çevrildi, içkiler içilip şarkılar söylendi, insanların çoğu eylem yerine eğlenceye ve goygoya geldi, eğlencenin ardı arkası kesilmedi, farklı guruplar birbirleriyle tartıştı ve ayrıştı, kimse gerçekten mücadele etmedi, sikik sosyal medya goygoyu(kırmızı kadını cartı curtu) eylemin bütün ciddiyeti öldürdükçe öldürdü, bir çok gereksiz tip popüler olmak için poz vermek için saçma sapan hareketler sergiledi ve bazıları popüler olmayı başardı, çok küçük bir azınlık dışında kimse bedel ödemeyi göze alamadı, eylemlerde hayatını kaybedenlere sosyal medyada yapılan vicdan mastürbasyonları ve goygoyları dışında kimse gerçekten sahip çıkmadı...

    şuan türkiye berbat bir halde. giderek daha da kötü noktalara doğru ilerliyor. ukrayna'daki eylemler sürerken gerçekleşen yıkımlardan ve çevreye verilen zarardan dolayı "ülkelerini ne hale getirdi aptallar" diye yorum yapanlar şimdi gidip kiev sokaklarına ve o sokaklardaki huzura bakabilir... bir de dönüp taksim meydanını inceleyebilirler... her halk hakettiğini yaşar. ne bir eksik ne bir fazla.