umberto eco

Kimdir?

umberto eco (d. 5 ocak 1932, alessandria), italyan bilim adamı, yazar, edebiyatçı, eleştirmen ve düşünür. takma ismi dedalus'tur. dünya kamuoyunun gündemine gülün adı ve foucault sarkacı gibi romanlarıyla giren italyan yazar, aynı zamanda orta çağ estetiği ve göstergebilim dalının ustalarındandır. eco, 1971'den bu yana bologna üniversitesi'nde profesör olarak çalışmaktadır ve yapısalcılık sonrası göstergebilim gelişmelerine önemli katkılarıyla tanınmaktadır. eco, yüksek lisans ve doktora çalışmalarını thomasçılık akımı ve bu akımın estetik anlayışı üzerine yaptı. tarihçi, filozof, orta çağ uzmanı, james joyce üzerine derin araştırmalar yapmış bir yazar. yazarın ilk romanı gülün adı 1980'de yayımlandı. 1962'de torino üniversitesi'nde doçent, 1969'da ise floransa üniversitesi'nde görsel iletişim dalında profesör oldu. 1971'de bologna üniversitesi'ne geçti ve 1975 yılında bu üniversitenin gösteri ve iletişim bilimleri enstitüsü'nün başına getirildi. eco'nun çalışmaları 1960'ların ortasından itibaren avantgarde yapıtlara, kitle kültürüne yönelmiştir. son dönemlerde ise, güncel olay ve olguları da ele alan çalışmalar yapmaktadır. bu çalışmalar arasında edebiyat eleştirileri, tarih ve iletişim yazıları önemli bir yer tutmaktadır. eco özellikle tarih bilgisiyle süslediği eserlerinde tam bir ustalık gösterir. özellikle baudolino adlı eserinde bizans ve iv. haçlı seferi hakkındaki anlatılar sürükleyicidir. roland barthes'tan sonra, "ayrıntıların anlamı" ya da "ayrıntıların sosyolojisi" adı verilen bir anlayışın önemli köşe taşlarından birisi olan umberto eco'nun pek çok eseri türkiye'de yayınlandı. kasım 2005 ve haziran 2008 tarihlerinde abd'den foreign policy ve ingiltere'den prospect dergilerinin internet üzerinden okuyucu anketleri ile oluşturduğu dünyanın ilk 100 entellektüeli listelerinde, 2005 yılında 2., 2008 yılında 14. sırada yer almıştır.


  1. belli bir yaşa gelindiğinden beri bir sürü klasik,edebi değeri yüksek eser okumuşuzdur. tüm yazarların kendini has bir dili tabiki var ama umberto eco'da ayrı bir tat var, tanımlayamadığım. hem çok edebi hem alışılmışın dışında bana kalırsa. (bkz: gülün adı)
    mavi
  2. (bkz: foucault sarkacı) adlı eserinde büyü , gizem , gizli örgütler gibi konularda okuyucusunu kısa bir dünya tarihi gezisine çıkaran yazar.
  3. doris
  4. (bkz: her konuda fikri olmak)
    öyle bir adam ki bu, her şeyi bilen, her şeyi anlayan, insanı hayrete düşüren...dilbilimci olmak bu kadar eğlenceli değil dediğim her an aklıma düşer kendileri ve harıl harıl okumaya devam ederim.

    "sanırım postmodern davranış, ince ruhlu bir kadına aşık ve ona "seni delice seviyorum" diyemeyeceğini bilen bir adamınkidir çünkü adam kadının bu sözlerin barbara cartland tarafından zaten çoktan yazılmış olduğunu bildiğinin farkındadır (kadın da adamın bunu bildiğini bilir) yine de bir çözüm vardır. adam "tıpkı barbara cartland'ın da söylediği gibi, seni çılgınca seviyorum" diyebilir. bu noktada, yani sahte masumiyet gösterisinden kaçındıktan, bundan böyle masumca konuşmanın mümkün olmadığını ifade ettikten sonra söylemek istediğini yine de söyleyebilir tabi: yani onu yitik masumiyet çağında sevdiğini."
  5. 84 yaşında aramızdan ayrılmıştır.
    tes
  6. Onu en çok “Gülün Adı” ve “Foucault Sarkacı” gibi romanlarıyla tanıyoruz. Fakat o aynı zamanda Roland Barthes'tan sonra, "ayrıntıların anlamı" ya da "ayrıntıların sosyolojisi" diye bilinen bir yaklaşımın yegane mihenk taşlarından biri. Bilim dünyasında “Yapısalcılık” sonrası Göstergebilim’e önemli katkılarıyla tanınan Umberto Eco aynı zamanda James Joyce üzerine derin araştırmaları olan biri… Joyce’un yarattığı en önemli roman kahramanlarından birinin soyadı olan mitolojik kahraman dedalus'un Eco’nun lakabı olması ayrıca değerli ve önemli. Çünkü Dedalus, mimarlığı ve labirent çözme bilgisiyle efsaneleşen bir isim ve aynı zamanda Güneş’e kadar yükselip balmumu kanatlarının erimesiyle denize düşerek ölen İkarus’un babası…

    Umberto Eco, bir kültürdeki “anlam”ın önem sistemleri olarak çalışan çeşitli olgular ve etkinliklerle tekrar ve tekrar üretildiğine inanır. Bir yapısalcı olarak da, o kültürde sürekli tekrarlayarak üretilen anlamın derin yapılarını keşfedebilmek için yemek hazırlığı ve sunumu ritüelleri, dini ayinler, oyunlar, edebi ve edebi olmayan yazılar ve diğer eğlence formları gibi çok geniş etkinlik alanlarını inceler. Çalıştığı bu uçsuz bucaksız anlam okyanusunu romanlarında okuyucunun önüne getirmekten, hatta onu bu derin okyanusa atmaktan hiç çekinmez. Bu sebeple de dünyanın gelmiş geçmiş ilk 100 entelektüeli arasında sayılıyor.

    umberto eco
  7. umberto eco, bir daha yeri doldurulamayacak cinsten bir düşünür. aktarmaz üretir. herhangi bir yazardan, akademisyenden, eleştirmenden, düşünürden farkı aynı zamanda hem yazar, hem akademisyen, hem eleştirmen hem düşünür olmasından çok yeni şeyler üretmesiydi, bir çok tartışmayı/sorunu yeniden yapılandırmasıydı. son zamanların en büyük anlatıcısı değildi şüphesiz, fakat en çok üretenlerden ve anlatılanlardan biri olmayı her zaman başardı.
  8. can yayınları yayınladığı eco kitaplarını "bundan sonra" indirimli olarak satışa sunacağını açıkladı bugün

    -

    bazı yazarları ölmeden önce duyup geçiyoruz, öldü haberinden hemen sonra d&r'larda girişe kocaman standları kuruluyor; kitap sitelerinde yüzdebilmemkaça varan indirimler yapılıyor derken o yazar daha çok okunur hale geliyor.

    bir yandan ölümün bile üstünden kar elde etmek olarak görebiliriz bunu (ben görüyorum evet)
    ama bir yandan da güzel be... ne yalan söyleyeyim... okunuyor ya; en alakasız insan bile eline alıp okuyor, belki ona çok şey katıyor; belki sonra okuduğu ipekongunvari kitapları bırakıp daha yararlı şeyler okumaya başlıyor mesela... (bilmiyorum iyimser olmaya çok mu zorluyorum)

    ama böyle işte, bence acı bir şekilde de olsa okunmaları güzel... ağırlıklı olan görüşüm budur.
  9. kitap narin bir yaratıktır; zaman tarafından aşındırılır, kemirgenlerin, hava koşullarının, hoyrat ellerin korkusuyla yaşar. onun için, kütüphaneci kitapları yalnızca insanlığa karşı değil doğaya karşı da korur ve yaşamını unutuluşun güçlerine karşı verdiği bu savaşa adar.

    umberto eco
  10. "her birimiz zaman zaman alık, budala, aptal ya da deliyizdir. diyebiliriz ki, normal bir insan, bütün bu ögeleri, bu dört ideal tipi ölçülü bir biçimde karıştıran kişidir." umberto eco.