1. şu senin bulutsu sesin var ya
    uçtan uca tersyüz ediyor geceyi

    yataklar var konuşmak için
    öpüşmek için telefon kulübeleri

    güneşler var, yıldızlar, samanyolları,
    karpuzlar gümbür gümbür kapılarda.

    tanrılar sofrası amma karanlık
    yiyemem tek lokma yiyemem orda.

    şu senin tutkulu sesin var ya:
    ortak güzellik artı yara izi.

    tutar ellerinden kaldırırsın,
    adı kötüye çıkmış tüm sözcükleri.

    yeni törenler gerek bize
    yeni törenler -kimi zaman en eski.

    dert etme, bütün dilleri içerir
    bitki konumu, küçükbaş hayvan sesi.

    şu senin dolayık sesin var ya
    dondurma yiyen gürbüz bir kız gibi müstehcen.

    balkon demirine dayalı bir arka kadar şakacı,
    ilk doyumdaki gibi yeşil elma tadında.

    kimlik denetimi yaptıktan sonra
    resimli roman okuyan bir er gibi giderici.

    şu senin alçaktan sesin var ya
    pencereler var burnumun kemiğinde sızı.

    aşklar var unutulmamak için,
    boğulmak için ilk sevgili.