1. adı “hızlı (veloci) yırtıcı (raptor)” anlamına gelen, kretase devrinin sonlarına doğru (75 yıl önce) yaşamış etobur teropod. ayrıca günümüz kuşların atası olan dinozorlardan biridir.

    raptorlar, jurassic park ve jurassic World filmlerinin olduğundan daha farklı pazarladığı dinozorlardan biridir. filmde insan boyunda gösterilen raptorlar gerçek hayatta bir hindi kadardı. uzunlukları upuzun kuyrukları dâhil 2 metreyi, boyları en fazla 0.5 metreyi bulurken, ağırlıkları 20 kiloya kadar çıkıyordu. el ve ayaklarındaki, 7cm’i bulan sert kancalı pençeleri, güçlü çeneleri ve keskin dişleri sayesinde gerçek hayatta da, filmde oldukları kadar yırtıcıydılar. gerektiğinde uzun kuyruğu da bir kırbaç görevi görebiliyordu. aynı zamanda çok da hızlıydı. hızları depar anlarında saatte 65-70km’yi bulabiliyordu.

    2007 yılında Moğolistan’da bulunan fosiller, raptorların tüylü olduklarına işaret ediyor. baştan sona tüylü ve ponçik tipli değillerdi belki ama t.rex gibi bir miktar tüye sahip oldukları bilim dünyasında artık kabul görmüş bir görüş.

    Velociraptor’larla ilgili en heyecan verici fosil, 1971 yılında gobi çölünde bulunmuş. uzmanlara göre, “dövüşen dinozorlar” adı verilen fosilde bir velociraptor ve otobur protoceratops ölümüne dövüşürken toprak kaymasının altında kalmışlar. fosilde, ayak pençesini otoburun boynuna saplayan raptor’un yerde, kolunun da protoceratops’un ağzının içinde olduğu görülüyor. hatta yapılan incelemelerde ısırıktan kolunun kırıldığı görülmüş.

    girdiyi şu ilginç (!) bilgiyle kapatalım. jurassic park filminde birbiriyle konuşan raptor sesleri sevişen iki kaplumbağanın sesiymiş aslında. ^:swh^