1. japonya'da doğmuş ve doğduğu topraklarla sınırlı kalmanın toprağın kendisine zarar vereceğini bilerek dünyaya açılmış bir felsefe. wabi-sabi kusurda güzellik ve mükemmeliyet bulmak anlamına gelir. her şey kusurludur, bu kaçınılmazdır ve mükemmellik, kaçınılmaz olanın kabulünde yatar.

    leonard cohen'in deyişiyle, "hala çalabilen zilleri çalın; kusursuzluğu unutun. her şeyde bir çatlak vardır; ışık içeri böyle girer."

    bu felsefe, nesnelerin kusurlu, hatalı ve eksik olarak anılan yönlerini, aslında onları tamamlayan, kusursuzluğunu arttıran şey'ler olarak görür. örneğin, çatlak bir vazo veya kırık bir heykel bu felsefe için mükemmel olmakla birlikte, bu denge de oldukça incedir.

    doğuş hikayesi ise şöyle: rikyu çay yapma sanatını öğrenmek isteyince çay ustası joo’nun ziyaretine gider. joo, rikyu’yu öğrencisi olarak kabul edip edemeyeceğini anlamak için küçük bir test yapmaya karar verir ve rikyu’dan bahçeye bakım yapmasını ister. rikyu hemen hevesle işe koyulur. toprağı harika görününceye kadar tırmıklar ve düzeltir. bahçe kusursuz olmuştur fakat çay ustası joo bu durumdan rahatsızdır. rikyu işini bu şekilde tamamlasaydı büyük ihtimalle onun öğrencisi olamayacaktı. fakat rikyu işi bitince ne yaptığına şöyle bir bakar ve kiraz ağacına doğru ilerler. ağacı silkeleyip, birkaç kiraz çiçeğinin rastgele toprağın üzerine dökülmesini sağlar. rikyu’nun son müdahalesinden çok hoşnut olan joo böylece onu okuluna kabul eder.