will you press the button

sitenin adresi

bir oyundan ziyade bir tür anket çalışmasıdır. verilen bir duruma eklenen dezavantaj karşısında yapılacak olan seçimi istatistik haline getirir.

"istediğiniz arabaya binebileceksiniz; fakat hiç sevmediğiniz giysilerinizi giymek zorundasınız." gibi ergenvari sorularla tutulan istatistiklerle dolu site.

gerçi is görüşmelerinde adayların tutumlarını öğrenmek için benzer geyikler yapılmaktadır:

"istediğiniz malzemeyi kullanabilirsiniz; fakat elleriniz bağlı olacak" gibi gereksiz problemlere gereksiz çözümler bulma gayretleri sonucunda "biz sizi ararız" olur.

durumlar karşısında yapılan seçimlerden ziyade o durumları yöneten olmayı hiçbir zaman anlatmazlar. hatta okulda bile anlatılmaz. hep "fırsat kollama", "şansını zorlama", "kriz anındaki fırsatlar" gibi kurnazlıklar, uyanıklıklar, sivri zekalılıklar vb.

başarılı olmak, ayıp, utanmak, ahlak, para kazanmak, yalnızlık gibi kavramlar sayesinde seçimlerimiz de biçimlendirilmiştir. "çok paran olması karşısında bir bacağını kesecekler" dilemması tam da toplumun içinde olan çelişkidir. güzel bir durum karşısında mutlaka kötü bir şey olacaktır ya da olmalıdır. "çok güldük, başımıza bir şey gelmese bari"deki gibi.

kötü şeyler birbirini takip edince şaşırtıcı olur; fakat iyi şeylerin birbirini takibi kadar ilgi çekmez. üst üste iki kez aynı kapıya kafanızı çarparsanız üçüncüde gerizekalı olduğunuz kanısı uyanabilir. fakat üst üste iki kez su sıçratmadan havuza atlarsanız insanlar üçüncüyü görmek için dikkat kesilirler. gerçi ülkemizde üçüncüde s.çmanızı beklediklerinden izlerler.

diyeceğim odur ki; tıpkı tümevarım yöntemindeki gibi tek başına bir anlamı olmasa da veri veridir. insanların seçimler yapmak zorunda bırakılmaları kanımca yapaydır.