1. tanımadığına sarılma, "ağlama ulan ağlama" dedirtecek kadar üzen kadın.
    masasında tadını acı bulduğu halde adının hatırına iki kadeh attığı rakı, düşünceli gözlerinde şeffaf ama dolu damlalar ile birlikte.
    anlat sabahlara kadar dinleyeyim seni ama yine de ağlama. derdini çözmek için değil, dert sandığın şeylerin önemsizliğini anlatabilmek için içelim.
    kadınlar ağlamamalı be üstadım, ağlatılmamalı, seni ağlatsa bile, seni başkasına kötü anlatsa bile.
  2. ağlasa da sahtekar, gülse de sahtekar! yalnızken ağlasa da mı sahtekar?
    içinden geldiği gibi ağlayabilene
    ve mutluymuş gibi rol yapmadan yaşayabilene ne mutlu!
    kendisine yalan söylemeyen, kendini kandırmayana ne mutlu!
    içinden ağlamak geldiğinde dertleri ile içinin kör kuyularını doldurmak yerine gözyaşlarıyla ruhunu yıkayana ne mutlu!
    ister ağla, ister gül!
    zira kimine ağla demişler kimine gül!