1. hayat enerjisi bile olmayan biriyle karşılaşıyorsun, o sıralarda sen dünyanın en huzurlu insanısın ama. arkadaş oluyorsun, dost oluyorsun, sevgili oluyorsun, her şeyi oluyorsun. sonra o düzelmeye başlıyor. dış dünyaya açılmalar filan… sen sadece ona kapanıyorsun, tabi bu arada tüm dünyan sadece o oluyor. aylar geçtikçe sana olan ilgisinden eser kalmıyor. senden sömürdüğü enerjiyle hayata öyle güzel tutunuyor ki sana ihtiyacı olmuyor. öyle ya da böyle gidiyor bir taraf. o hayatına çok güzel devam ederken bu sefer senin yaşamaya gücün kalmıyor. biz buna döngü diyoruz, aşk değil bu. bir taraf diğerine canını veriyor, diğeri o canla yaşamaya devam ediyor.
  2. hiç seven kaybeder mi? aşk, sevgi biter mi? bitene aşk, gidene kal, kalana git derler mi?
    bitene aşk demezler ama gidene ya da gitmek isteyene kal derler, kalana da git demezler.
    7 hep kazanır.
  3. çünkü sevmek yetmiyormuş.
  4. çok sevmek kısmında problem yok bence. söz konusu çok sevenin üzerindeki çok sevmenin etkileri önemli. çok sevmek çok seven insanı dengesizleştiriyor ve bunun neticesinde hayatı hem kendisi hem de çok sevdiği için zorlaştırıyor olabilir. benim bunu yaptıkları için bitirdiğim ilişkilerim oldu.

    bir de çok seviyorum öyleyse bana şans vermelisin ve serinin devam filmi benimle olmalısın, bitmemeli türevi var ki o hepten saçmalık.
  5. buyrun benim sorularınızı alabilirim
  6. kazanmak için sevmedim.
  7. hayırlısı ya olmuyorsa zorlamamak lazım
  8. maalesef...

    uzun uzun yazmaya gerek yok. tek bir kelime bazen herşeyi özetler.
  9. çok sevmek değil aslında.her şeyde böyle. ne kadar fazla yatırırsan o kadar fazla risk alırsın.daha az risk daha az kayıptır.daha çok risk kazancı büyük olduğu gibi olası bi durumda kaybı da büyüktür.
  10. "cânı kim cânânı içün sevse cânânın sever
    cânı içün kim ki cânânın sever cânın sever "

    fuzulî

    ikili ilişkilerdeki sevgiden söz ediyorsak maşuk'un mutluluğu aşık için tek önemli şeydir. yani çok seven aslında kaybetmez. çok seven dünyanın en ulaşılmaz işini yapıyordur. çok sevenin derdi sevgiliyi elde etmekse yani sevgilinin artık onun olmasını istiyorsa zaten aslında kendini çok seviyordur. o yüzden bir insan "çok aşığım, o olmazsa ölürüm" diyorsa aslında aşık falan değildir, kendini çok seviyordur, bu mertebede egoizm kendini günlük olaylarda çok fazla göstermez ancak ele verir.

    bir de sorunlu sevgi vardır, adam psikopat ve kendisini sevmiyor diye eşini partnerini öldürüyor ki bu yukardaki gibi sadece içgüdüsel bir egoizmle açıklanamaz, içerde bir yerlerde bir error vardır, psikeatrinin alanıdır edebiyatın değil.

    aşık kişi hiçbir zaman kaybetmez, o dervişlerin, şairlerin "bir derdim var bin dermana değişmem" dediği derde tutulmuştur. bu derdin dermanı kendisidir. ne demiş orhan baba ;
    "hem yakınsın hem uzaksın
    hem gerçeksin hem rüyasın
    izdırabın zevki sende
    sen hayatsın"