1. insanlar neden özlü sözlere, felsefi cümlelere, aforizmalara, atasözlerine ihtiyaç duyar tarzında genişletebileceğimiz soru.hayatta sorunlarla karşılaşıp, çözüm üretmede sıkıntı yaşadığında oradan bir yerden kulağına bazı özet, net, sonuca giden cümleler fısıldanmasını neden ister ki insan. birçok filmde de başlı başına rolü vardır. "bilge kişi" modunda takılır, kısa ve öz cümlelerle gaz verir. kuşçu vardı mesela;"şarap içmek hoştur emme ayık olmak başkadır başka" bak nasıl da rahatlatıyor insanı.atatürk'ün tarzı mesela pek de bunlara yakın değil. incelemek gerekiyor. atatürk oturup çaresizseniz çare sizsiniz falan derdi çok da popüler olurdu. ama demiş ki mesela: "hakikati söylemekten korkmayınız" ya da işte "ben sporcunun zeki çevik ahlaklı olanını severim" "beni türk doktorlarına emanet edin" gibi gibi.burada mesela bi ikilem var insanlar gizemli sözlere mi ihtiyaç duyar yoksa gerçekleri ifade eden basit sözlere mi. ya da insanlar neden bu cümlelere ihtiyaç duyar, bu his nereden geliyor tam olarak. sorgulanmamış hayat yaşamaya değer değildir. (sokrates) hah şimdi bu sözü duyunca neden bi gevşeme oluyor mesela?tuzluğa pirinç at nemlenmesin. (can yücel)
    abi
  2. bence bu durum, özlü sözlerin varlığını kastediyorum, talep karşılığında doğan bir arzdan ziyade, kendi talebini yaratan arzlardır.

    yani kimsenin özlü söze ihtiyacı yok ama orada senin durumunu çok iyi özetleyen ve seni bir çözüme yönlendiren bir cümle varsa bu neden kullanılmasın ki?

    özlü söze ihtiyaç duymakla facebook'a ihtiyaç duymak aynı şeydir. onlarsız da aslında pek bir şey eksilmez ama varken neden kullanmayalım ki?
    gizeh
  3. özlü sözden kastedilen atasözü ve deyimler gibi idiomatik ^:ya da idiyomatik^ malzemelerse, bir cümlede bir paragraflık konuşmayı özetlemesi en önemli kullanım nedenidir. örneğin "bu ay aldığın tüm maaşını gerçekten de ihtiyacın olmayan şeylere harcadın. ne vardı o traş losyonunu, ayakkabıyı almasan? phantom of the operayı dördüncü kategoriden izledin, sahneyi bile göremedin. gitmesen de olurmuş, di mi? bak ülke ekonomisi kötüye gidiyor, sizin işyeri de küçülmeye gidecek diyorlar. bence dikkatli davranman gerekir, yarın ne olacağı hiç belli olmaz" diyeceğinize "ayağını yorganına göre uzat canım" der geçersiniz. diğer yandan bu idiomatik malzemeler konuşmaya akıcılık kazandırır, renklendirir, ilgi çekici kılar. diğer bir özelliği de konuşulan dile özgü olmalarıdır. yani bir ingilize "the guy who took the horse, has passed uskudar" derseniz bir şey ifade etmez, "atı alan üsküdarı geçti" diye türkçe bilen birine söylemeniz gerekir. bu nedenle de renkli bir anlatım özelliği taşır. atasözleri ve deyimleri sevelim, sevdirelim.
    edit: ayrıca birinin kullandığı atasözleri ve deyimler onun nasıl bir kişiliğe sahip olduğuna dair de fikir verir. mesela "dizlerimin bağı çözüldü" diyeceği yerde "ayakkabılarımın bağcıkları çözüldüüee" diyen birini görmüşlüğüm var. evet, sadece bir kez gördüm o kişiyi.
  4. otomatik toplum desteği sağlaması en önemli etkendir. genel kabul görmüş sözlerle toplumu arkamıza alır güven duyarız.
    abi