• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (5.00)
üç muhammed - mustafa islamoğlu
"o kimileri için, arkasından göz yaşı dökülen tatlı bir anı olmuştur. onlar onun hatırasıyla yaşamayı, kendisiyle yaşamaya tercih ederler. onlar onun arkasından ağlamayı, onu önlerinde görmeye tercih ederler. onlar onun sakalını ve hırkasını, misyonundan daha fazla severler. ondan bir efsane gibi söz etmeyi, birlikte yaşanılan bir "dost" olmaya yeğ tutarlar.

daha başka kimileri için ise, o tarihin konusudur. o, bir "iletişim aleti" gibi ilahi mesajı iletmiş ve misyonunu tamamlamıştır. o, bugüne taşınamaz. biz onunla, tarihi bir değer olarak ilişki kurabiliriz.

kur'an içinse o, hayatın aktif, kurucu ve inşa edici bir öznesidir. misyonu ölümsüz olandır. kur'an, onu çağa taşımak için çırpınır. onun tarihe hapsolmasını önlemek için onunla ilgili tarihsel olayları müminin yüreğine, imanına, ibadetine taşır. kur'an müminin hayatında onu güncel kılmak için ne gerekiyorsa yapar.

kur'an'ın bak dediği yerden bakanlar ise onu "üretmek" için çaba harcarlar. kur'an'da onu, onda kur'an'ı görürler. onu kur'an'la, kur'an'ı onunla tanırlar. kur'an'a onun aynası, ona kur'an'ın aynası gibi bakarlar. çünkü onlar, onun risalet mirasına ihanet etmekten korkarlar."


  1. "kitabın adı, kitabı oluşturan üç ana konuya bir atıftır:
    1. aşırı yüceltmeci peygamber tasavvuru
    2. indirgemeci peygamber tasavvuru
    3. kur'an peygamberi
    bu ana başlıklardan da anlaşılacağı gibi kitap, ikisi de birbirinin zıddı fakat ikisi de bir anlama probleminin sonucu olan iki peygamber tasavvurunu , kur'anın tanıttığı peygambere arz etmektedir."

    ben kitabın en çok birinci bölümünden yararlanmıştım ve okurken en çok orada ki bilgilere şaşırmıştım. insanlar peygamberi yüceltmek(!) adına uydurulan hadislere inanmışlar yıllarca. ben de bunlardan bazılarını duydukça anlam veremezdim ama çok bilgili olmadığından uydurma da diyemezdim, hep arada kalırdım. bu kitaptan sonra cesurca uydurma olduğunu söylemeye başladım. bu açıdan benim için oldukça faydalı oldu diyebilirim. örnek vermek gerekirse kitaptan bir alıntı yapmak isterim :

    " zehebi, eş şifa(kadı iyaz)'yı şöyle eleştirir: " hassasiyetinin azlığını gösteren uydurma hadislerle ve yüce peygamberlik makamının muhtaç olmadığı bol keseden yorumlarla doludur."
    ...
    "kaza umresi yılında kureyş kabilesi, ashabının rasulullah'a benzerini görmedikleri bir şekilde hürmet ettiklerine şahit olunca ona belirgin bir teveccüh gösterdiler. o abdest almaya görsün; hemen başına üşüşüyor, onun hizmetini görmek için neredeyse birbirleriyle kavga edecek oluyorlardı. o tükürecek, ya da balgam atacak olsa, hemen seğirtip onu elleriyle kapıyorlar, yüzlerine ve bedenlerine sürüyorlardı." (şifa)

    su içtiği kabın içine solumamayı prensip haline getirecek kadar nazik, yere tükürmeyi yasaklayacak kadar titiz, soğan sarımsak kokusuyla insan içine çıkmamayı emredecek kadar duyarlı, diş temizliğine ve ağız bakımına olağanüstü önem atfedecek kadar nezih bir peygamberin, toplum içinde tükürdüğünü, balgam attığını söylemek, ona bilmeden eza etmek anlamına gelse gerektir."

    kitapta bir bölüm daha, çok dikkatimi çekmişti;

    " türkiye'de ki gibi kimlik krizi yaşayan ülkelerde, dine karşı olduğunu söyleyen insanlar, gerçekte hangi dine, daha doğru bir ifadeyle hangi din anlayışına karşı oldukları tespit edilmeden din karşıtlığıyla suçlanmamalıdır. beri yandan daha karşı olduğu şeyin gerçeğini bilmeden din ve dini değer karşıtlığı yaptığını sananlar da, din adına yapıldığı söylenen şeylerin gerçekten dine mi yoksa töreye mi, ibadete mi yoksa adete mi ait olduğunu araştırıp soruşturmadan , hemen dine ve dini değerlere saldırmaya kalkmamayı öğrenmelidirler."

    son olarak, kitabın sadece adına bakarak yazarı olmadık şeylerle suçlayan yorumlar okudum bir çok yerde, ben yorumları kitabı okuduktan sonra gördüm ama kitabı okumamış olsam da yazarı tanıdığımdan, o yorumlara itibar etmezdim sanırım.