1. adana'ya özgü yiyecek. daha çok sokak tezgahlarında yemeniz mümkün. görüntüsü hayli tiksindirici gelebiliyor ilk defa görenlere. hatta yıllar boyunca şırdan yedikten sonra bile zaman zaman yadırgıyor insan.

    hitap ettiği kitle; gececiler. paçacıya gitmekle şırdancıya gitmek arasında pek bir fark yok, zaten iksii de sakatat neticede. ama şırdan genelde dükkanlarda değil, tezgahlarda oluyor ve başında askılı beyaz atleti, ağzına giren bıyıkları ve göğsünü istila eden kıl yumaklarıyla bir dayı oturuyor tezgahın. yine görüntünün insanı aldattığı durumlardan bir tanesi... daha konservatuvarda okumuyorken sohbet ettiğim bir şırdancıdan "maria callas" üzerine güzellemeler duymuştum, o kadar diyorum.

    ne menem bir şey olduğuna gelince; geviş getiren hayvanların midesi dört bölümden oluşuyor bildiğiniz üzere. işkembe en büyükleri hani... işte onlardan bir tanesi de "şirden". zamanla "şırdan" diye telaffuz edilir olmuş adana'da. bu bölümün içi temizlenir(artık ne kadar temizlenirse... kimisi "parasıynan bok yemek" der şırdan için adana'da) ve bildiğimiz dolma içiyle doldurulur, dikilir. sonra saatlerce haşlanır koca bir kazanda. her hayvandan bir tane çıktığı için de epey kıymetlidir, öyle seri üretimlik bir durumu yoktur. bir kazana kaç tane sığıyorsa o kadarı haşlanır ve müşteriye sunulur bitene kadar.

    görsel kullanmadan anlatılmıyor işte. kendisi şöyle bir şey efendim.
  2. görüntüsü dolayısı uzak durulan tercih edilmeyen ama tadına bakanların tekrar tatmak istediği bir yemek.
    eskiden çok güzel olurdu ama şimdilerde iş herkesin eline düştüğü için lezzetli şırdan yemek biraz zor.

    adana'da yaşayanlar için kocavezir mahallesinde gece 2'de tezgah açan naci dayı'yı öneririm. hala ilk günkü lezzetini koruyor ve gece 2'den önce asla gelmiyor.

    alkol alının gecenin kapanışını şırdan ile yapmak bir gelenek haline gelmiştir.