1. son açıklamalara göre 86 ölü olduğu söyleniyor, 28 kisi yoğun bakımda, 180 küsür de yaralı var. bunlar sadece sayı değil, insan hayatının ne kadar ucuz olduğunun da göstergesi.
  2. olaydan çok sosyal platformlardaki sidik yarıştırırcasına beyin yoksunu insanımsılar bu konuda da taraf olmuş insanların ölmesinden başka her şeyi tartışıyorlar.midem bulanıyor ve öfkeliyim. olaya gelirsek ülkenin başkentinde 90a yakın ölü var 200 civarı yaralı.normalmişcesine beyanatlar var. ordan geçen biz ve tanıdığımız bir insan da olabilirdi. bir şekilde artık sokaklarda bile dolaşmak potansiyel tehlike bu topraklarda.

    burası muz cumhuriyeti mi! galiba öyle!
  3. komşularla sıfır sorun diye diye bu ülkeyi sıfır komşu bol sorun ama sözüm ona onurlu bir yalnızlığa sürükleyenler kim? tırlar dolusu gönderilen silahlar yalnızca gönderdikleri yerleri mi gidip vuracak zannediyorlardı? sınırdan alıp tedavi edilen, kimlik verilen ışıd militanları suriyede kafa keserken buraya gülle mi gelecekti?
    86 ne yazık ki 13 yıllık iktidarlarının bilançosuna eklenecek yeni bir sayıdır şimdi onlar için, ve iktidarını kaybetmek istemeyen her faşist yönetim gibi bu sayı da "milletin birlik ve beraberliğine" yapılan vurgularla birlikte üzeri örtülerek unutturulmaya çalışılırken bir yandan da halka daha fazla korku salmak için kullanılacak. iç güvenlik paketi vardı sahi değil mi? hani hepimizin güvenliği için olan?
    meclise, bakanlıklara bu kadar yakın bir yerde böylesi bir saldırı yapılabildiyse ya ortada devlet denilen bir yapının zerresinin kalmamış olması gerekir ya da devlet dediğimiz mekanizmanın bu işten haberdar olduğu sonucu çıkar. hangisi daha tehlikeli herkes kendisi karar versin. ankarada yaşayanlar, hayatında bir kez olsun mitinge katılmış olanlar bilir, evet garın önünde polis arama falan yapmaz; ama aynı polis o miting kalabalıklarının içinde cirit atar, nefesi ensenizdedir; 86 ölümün arasında bir tane sivil ya da görevli var mı? resmi açıklamaya göre yok.
    güneşli bir cumartesi sabahı sevdiklerinizi dışarıya çıkmaya, güzel bir gün geçirmeye çağırmak için değil "yaşıyor musun?" diye arayıp sormaya mecbur bırakan bir ülkedeyiz. toplum olarak geri dönülmesi her gün daha da zorlaşan nasıl pis bir yozlaşmanın içinde olduğumuzu da @senis87 çok güzel özetlemiş, girin ekşisözlüğe, twitter'a ve görün halimizi. burası artık resmen Ortadoğu bataklığının bir parçasıdır; hepimize geçmiş olsun. önümüzdeki süreçte de korkarım ki insanlar eşlerini çocuklarını gönül rahatlığı ile sokağa çıkaramayacak, metroya, otobüse rahatlıkla binemeyecek; ortadoğuda sıradan bir gün böyle geçer çünkü. ankara ile cizre, bodrum ile Diyarbakır, suriye ile türkiye uzak mıymış yakın mı? umarım anlamaya başlamışızdır. çünkü hakim kılmaya çalıştıkları korku toplumununun kalıcı olmamasının tek yolu önce bunu anlamak sonra da çok zor ama ölümden korkmadan yazmaktan, konuşmaktan, sandığa gitmekten, sokağa çıkmaktan geçecek.

    ek : katliamda ölenlerin kimlikleri açıklanmaya başlandı

    ek : deprem, maden, bomba ... hepsinden sonra aynı soruyu sormak zorunda kalıyoruz. insanımız bunu hak etmiyor, lanet olsun .

    ek : kimin yaptığı, kime ne fayda getireceği, devletin zaafı, bilgisi olup olmadığı siyasetin dik alasıdır ve evet bunu sorgulamak en gerekli olan şeydir. bugün için değilse bile yarınlarımız için. oturup ölenlerimiz için ağlamaya devam edeceğiz yoksa.
    mesut
  4. bu defada ankara kana bulandı,
    yine şiddet , acı , allah ailerine sabır,
    sebeb olanlarıda kahretsin.
    ölü sayısı 90 yada dsfza yaralı 200
  5. faşist akp-erdoğan diyerek rengimi belli edeceğim patlamadır. bana 400 verin terör bitsin diyen kişi bellidir. suruçtaki canlı bombanın devletle olan bağlantısı ortadadır. yeğenleriyle meşhur bir çete liderinin sanki bir bokmuş gibi miting düzenlemesi saraya bağlılığını biat etmesi, oluk oluk kanları akacak demesi vs. vs.. akp-erdoğan buram buram suçlu kokmaktadır. bu olay için katil hdp diyenin mantığını zaten asla anlamayacağım. adamların tek derdi barajı aşmaktı ve aştılar. 1 kasımda yine aşacakları bal gibi ortada. amaçlarına zaten ulaşmışlar. amacına ulaşamayan ( ve ulaşamayacak olan) henüz başkan olamayan.

    ben suruçta 3 arkadaşımı kaybettim. bu acıyı derinden yaşıyorum. herkes gibi içim parçalanıyor. ancak oturup sadece kayıplara üzülmek çok basiretsizce geliyor. katilin kim olduğunu biliyorum. katil artık gün geçtikçe teşhir edilmeli. buda poltilikleşmeden geçiyor. kendi gibi olmayanın canına kıyan, kendi gibi olanın dahi güvenliğini sağlayamayan bir devlet teşhir edilmelidir.
  6. her zaman teröre ve teröriste karşı olan; hdp'ye pkknın temsilcisi, terörist olarak bakan beni de üzmüş olan patlamadır. partilerden, siyasilerden bağımsız olarak sivil toplum örgütlerinin düzenlediği bir organizasyona yapılmış alçakça saldırıdır.
    ülkede barış zaten yoktu. ama neredeyse 20 yıllık hayatımda huzursuzluğu bu kadar çok hissetmedim. sonumuz hayır olsun.

    insanların, annelerin, babaların, kız-erkek kardeşlerin, dayıların, teyzelerin, arkadaşların, kuzenlerin öldüğü patlamadır.
  7. umarım şimdi yazacaklarım yanlış anlaşılmaz; buraya yazanların şu an belki de tek istediği ölümlerimizin ardından biraz yas tutabilmek, en azından buna izin verilmesi; anlıyorum.
    fakat; siyaset yapmayalım insanlar öldü gibi genel bir eleştiri var ve ben bunun nedenini anlayamıyorum, bugün yaşananlar mevcut siyasetin bir sonucu değil miydi? bu insanlar kazada falan ölmedi ki, mevcut devlet politikaları ile bu topraklarda hergün kan akıyor ise, faillerini parmakla göstermenin, deyim yerindeyse katile katil demenin nesi yanlış? bu acımızı mı hafifletecek, bunu yaptığımızda samimiyetsiz mi geliyor? bunu yapınca ölenlerimizi unutmuyorum ben, aksine kaybettiklerimiz için bunu borç biliyorum. vicdanlarımızı yoklayalım eywallah ama ondan sonra bi zahmet ağlama duvarlarımızı yıkmayı başaralım. yapan hdpdir ölen kürttür diyen insanlık dışı zihniyeti ezebilmek için inatla katili bağırmak gerekiyor. katilleri tanıyoruz, yapmayınız; ağlamakla olmaz.
    mesut
  8. "söylesem tesiri yok, konuşsam gönül razı değil."

    ölüm soğuk...
  9. ne kadar umursamayacagim, geberinceye kadar kendi hayatimla ilgilenecegim desem de beceremiyorum. kötülüğe, umutsuzluğa bir yere kadar kayıtsız kalabiliyor insan.

    insan "bu günler de geçer, sokağa çıkınca artık her an yeni türkiye tarafından öldürülme korkusu yasamayacagimiz günler de gelir, ya sabır" dese de olmuyor. her gün, her an ümitsizlik, mutsuzluk tepemde. gözümü kapatsam sesini isitiyorum, kulaklirimi da kapatsam tenimde hissediyorum bu yozlaşmış yaşamı.
  10. ülkenin küçücük şehirlerinin küçücük köylerinden dahi akın akın insanın birlik olmayı başararak arabaları doldurup ülkenin başkentinde anayasal hakları gereğince toplanabilmelerini dahi hazmedemeyen kişi.. organizasyon.. varlıklarca gerçekleştirilen, ülke tarihinin en kanlı, en çok hayat kaybettiren katliamı..

    hayatını kaybedenlerin fotoğraflarını gördükçe bir tanıyormuşluk hissi, oturup sohbet etmişim hissi. gençler, işçiler, öğrenciler, cumartesi anneleri, anneler, babalar, evlatlar.. baba ve evladı.. öğretmenler.. arkadaşına sarılan, artık nefes alamayacak oluşuna inanamayan gencin fotoğrafı gitmiyor gözümün önünden. en çok o gitmiyor. birkaç gün farkla orada olmadığım için belki de.

    güzel insanları ölüyor hep ülkenin..

    dün, bizim buradan giden ekipteki tanıdıklarımı aradığımda sorduğum iyi misiniz? sorusunun cevabı iyi de olunmaz da iyiyiz oldu, sağlamdılar. ama elbette ki iyi de olunmazdı. iyi insanlar, iyi olsun artık.. bizim buradan giden ekip, eksik dönüyor şimdi. 3 kişi hayatını kaybetmiş. tanımadım, tanışmadım onlarla ama iyi insanlar olduklarından eminim.

    insanlar daha da korkuyorlar artık, bu senin anayasanın yapabilirsin dediği hakkın. bu senin korunmanı, hayat güvencenin sağlanmasını gerektiren, toplumsal hayatını düzenleyen yasalarca koruma altında olan hakkın. korkma da diyemiyor insan. tahmin ediyor, yaşaya yaşaya, bunları tanıya tanıya neler yapabileceklerini çünkü. cesaret insanlar.. bana da cesaret, sana da, ona da... ta ki biz olabilene kadar cesaret. çünkü, ufacık bir şehrin ufacık bir köyünden dahi insanlar birlik olabildiler ve toplanabildilerse, aşık veysel'in dediği gibi veysel sapma sağa sola, / sen allah’tan birlik dile, / ikilikten gelir bela, / dava insanlık davası.