1. komşularla sıfır sorun diye diye bu ülkeyi sıfır komşu bol sorun ama sözüm ona onurlu bir yalnızlığa sürükleyenler kim? tırlar dolusu gönderilen silahlar yalnızca gönderdikleri yerleri mi gidip vuracak zannediyorlardı? sınırdan alıp tedavi edilen, kimlik verilen ışıd militanları suriyede kafa keserken buraya gülle mi gelecekti?
    86 ne yazık ki 13 yıllık iktidarlarının bilançosuna eklenecek yeni bir sayıdır şimdi onlar için, ve iktidarını kaybetmek istemeyen her faşist yönetim gibi bu sayı da "milletin birlik ve beraberliğine" yapılan vurgularla birlikte üzeri örtülerek unutturulmaya çalışılırken bir yandan da halka daha fazla korku salmak için kullanılacak. iç güvenlik paketi vardı sahi değil mi? hani hepimizin güvenliği için olan?
    meclise, bakanlıklara bu kadar yakın bir yerde böylesi bir saldırı yapılabildiyse ya ortada devlet denilen bir yapının zerresinin kalmamış olması gerekir ya da devlet dediğimiz mekanizmanın bu işten haberdar olduğu sonucu çıkar. hangisi daha tehlikeli herkes kendisi karar versin. ankarada yaşayanlar, hayatında bir kez olsun mitinge katılmış olanlar bilir, evet garın önünde polis arama falan yapmaz; ama aynı polis o miting kalabalıklarının içinde cirit atar, nefesi ensenizdedir; 86 ölümün arasında bir tane sivil ya da görevli var mı? resmi açıklamaya göre yok.
    güneşli bir cumartesi sabahı sevdiklerinizi dışarıya çıkmaya, güzel bir gün geçirmeye çağırmak için değil "yaşıyor musun?" diye arayıp sormaya mecbur bırakan bir ülkedeyiz. toplum olarak geri dönülmesi her gün daha da zorlaşan nasıl pis bir yozlaşmanın içinde olduğumuzu da @senis87 çok güzel özetlemiş, girin ekşisözlüğe, twitter'a ve görün halimizi. burası artık resmen Ortadoğu bataklığının bir parçasıdır; hepimize geçmiş olsun. önümüzdeki süreçte de korkarım ki insanlar eşlerini çocuklarını gönül rahatlığı ile sokağa çıkaramayacak, metroya, otobüse rahatlıkla binemeyecek; ortadoğuda sıradan bir gün böyle geçer çünkü. ankara ile cizre, bodrum ile Diyarbakır, suriye ile türkiye uzak mıymış yakın mı? umarım anlamaya başlamışızdır. çünkü hakim kılmaya çalıştıkları korku toplumununun kalıcı olmamasının tek yolu önce bunu anlamak sonra da çok zor ama ölümden korkmadan yazmaktan, konuşmaktan, sandığa gitmekten, sokağa çıkmaktan geçecek.

    ek : katliamda ölenlerin kimlikleri açıklanmaya başlandı

    ek : deprem, maden, bomba ... hepsinden sonra aynı soruyu sormak zorunda kalıyoruz. insanımız bunu hak etmiyor, lanet olsun .

    ek : kimin yaptığı, kime ne fayda getireceği, devletin zaafı, bilgisi olup olmadığı siyasetin dik alasıdır ve evet bunu sorgulamak en gerekli olan şeydir. bugün için değilse bile yarınlarımız için. oturup ölenlerimiz için ağlamaya devam edeceğiz yoksa.
    mesut
  2. dün bir anma vardı ankara'da çağdaş sanatlar merkezinde. katliamda yaşamını yitiren uygar coşgun’un halası fatma durdu bir şiir yazmış ankara garında hayatını kaybedenler için. anmada o şiirini paylaşmış.

    “birçok ziyarete tanıklık etti ankara garı.
    ancak hiç bu kadar ağlamadı.
    gar ağlıyor, yüzü gözü paramparça.”

    ankara garı gerçekten hiç bu kadar ağlamadı ve ağlatmadı...

    ankara emniyeti garın önünde yapılması planlanan anmaya müdahale etmiş, gözaltılar var. tıpkı geçen yıl olduğu gibi. insanların acılarını yaşamasına ve yas tutmalarına bile tahammülleri yok. onların anma'dan anladıkları bu zaten:

    "Ankara Garı önünde gerçekleşecek olan anma nedeniyle polis ekipleri sabah saatlerinden itibaren çevrede yoğun güvenlik önlemi aldı. Gara çıkan bütün yollar sabah erken saatlerde trafiğe kapatıldı. Bomba uzmanları ve çok sayıda polis anmanın yapılacağı yerde arama yaptı. Sıhhiye caddesinde toplanan yaklaşık 100 kişilik grup anma programının düzenleneceği alana gitmek istedi. Fakat polis ekipleri, sadece olayda hayatını kaybeden kişilerin yakınlarına, milletvekillerine ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerine izin verdi. Fakat grup hep birlikte girmek isteyince polis ekipleri müdahale etti. Biber gazlı müdahale sonrası grup bölgeden uzaklaştırıldı. Polis müdahalesinde gözaltına alınanların olduğu belirtiliyor."

    kaynak
  3. ülkenin son yüzyılda yaşadığı en kanlı katliamlarından birinin davası bugün sonuçlandı.

    10 ekim ankara katliamı davasında 9 ışid sanığına ("anayasal düzeni ihlal” suçundan 1’er, “100 kişiyi kasten öldürme” suçundan da 100’er kez olmak üzere) 101 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken dava boyunca hiçbir kamu görevlisi yargılanmadı ve devletin sorumluluğunun üstü örtüldü. müşteki avukatları ve aileler ise suçlamanın sadece sanıklarla sınırlı tutulamayacağını, olayda sorumluluğu bulunan, olay sonrası yaralılara saldıran, gaz sıkan ve ambulansların alana girişini engelleyen tüm kamu görevlilerinin de cezalandırılmasını istiyor ancak söz konusu görevlilere bugüne kadar hiçbir dava açılmadı.

    aileler ve katliam davasının takipçileri; "kamu görevlileri yargılanmadan bu dava eksik ve yarım kalmaya devam edecektir. 10 Ekim katliamı insanlığa karşı suçtur. aksinin kabulü dair karar kabul edilemez. 10 Ekim insanlığa karşı suç olarak kabul edilene, kamu görevlileri yargılanana dek mücadele edeceğiz!" diyorlar.

    kaynaklar: 1 2