1. Bugün 22. Yıldönümüdür, katilleri hâlâ yargılanmamıştır.

    12 Mart 1995. Saat 20.30. Gazi Mahallesi'nde İsmetpaşa caddesinde bulunan Öntaş, Dostlar ve Yavuz kahvehaneleri ile Sarıoğlu Pastanesi’ni, otomatik silahlarla tarandı. Saldırganlar ticari taksiden ateş etmişti; 67 yaşındaki Alevi dedesi Halil Kaya’yı öldürdüler; 25 kişiyi yaraladılar. Katiller gasp ettikleri taksinin şoförünü de olay yerinden uzaklaştıktan sonra öldürdü ve aracı ateşe verdi.

    Saldırının duyulmasının ardından Gazi Mahallesi halkı sokağa çıkarak saldırıyı protesto etti.

    Polis halkın üzerine ateş açtı ve Mehmet Gündüz'ü öldürdü.

    Ertesi gün cenaze töreni için Cemevi önünde toplanan binlerce kişiye ateş açıldı. Öğleden önce üç kişi, öğlenden sonra 12 kişi daha yaşamını yitirdi. Hepsi de kurşun yarasıyla ölmüştü. Aralarında gazetecilerin de bulunduğu birçok kişi yaralandı.

    Aynı gün İstanbul valiliği Gazi, Zübeyde Hanım ile Esentepe mahallelerinde sokağa çıkma yasağı ilan etti. Mahallelerin giriş ve çıkışlarına polis barikatı kuruldu ve giriş, çıkış polis kontrolünde yapıldı.

    Sokağa çıkma yasağı Gazi Mahallesi direnişini engelleyemedi. Bunun üzerine bölgeye askeri birlikler gönderildi.

    Ankara’da Gazi katliamı ve sokağa çıkma yasağı Kızılay’da protesto edildi; polis gösteriye saldırdı, 36 kişi yaralandı.

    Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi halkı da, Gazi'deki katliamı protesto etmek için 15 Mart'ta sokaklara çıktı. Polis orada da silah kullandı. Kalabalığa ateş açtı. O gün 1 Mayıs Mahallesi'nde de beş kişi öldürüldü. 

    Otopsi raporu: 17 kişi polis kurşunuyla öldü

    Dört gün içerisinde Gazi Mahallesi’nde 17 ve 1 Mayıs Mahallesinde beş olmak üzere toplam 22 kişi öldürüldü, 300'den fazla kişi de yaralandı. Yapılan otopsi sonucu olaylarda öldürülenlerden 17 kişinin polis mermisiyle hayatını kaybettiği ortaya çıktı.

    Gazi Mahallesi’nde öldürülenlerin isimleri şöyle: Halil Kaya, Mehmet Gündüz, Zeynep Poyraz, Fadime Bingöl, İsmihan Yüksel, Ali Yıldırım, Dilek Sevinç, Reis Kopal, Fevzi Tunç, Mümtaz Kaya, Genco Demir, İsmail Baltacı, Hasan Pugan, Hasan Sel, Sezgin Engin, Dinçer Yılmaz, Hasan Gürgen, Hakan Çabuk, Yaşar Aydın.

    Gazi Mahallesi direnişinde bulunan Hasan Ocak 21 Mart günü gözaltına alındı ve kaybedildi.

    Gazi katliamı yaşandığında;

    İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir’di

    Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’dı ve "Bin operasyon yaptık" diyerek katliamı savunmuştu.

    İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu’ydu ve olayları bastırmak için sokağa çıkma yasağı ilan edip Gazi Mahallesini polis ablukasına almıştı.

    İçişleri Bakanı Nahit Menteşe’ydi ve "Polis silah kullanmadı" demişti.

    Başbakan Tansu Çiller’di ve "Vatan için kurşun yiyen de, atan da şereflidir" demişti.

    Süleyman Demirel cumhurbaşkanıydı.

    Hiçbiri yargılanmadı.

    Dava süreci

    20 polise Eyüp 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı, dava "güvenlik gerekçesiyle" Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'ne taşındı. Dava, Kasım 2001'de, üç şehir gezdikten sonra sonuçlandı.

    Polis Adem Albayrak hakkında, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 50. maddesine göre indirim yapılarak 3 yıl 24 ay hapis cezası ve 9 ay kamu hizmetlerinden geçici mahrumiyet kararı verildi. Mehmet Gündoğan ise bir kişi öldürmekten 1 yıl 8 ay hapis ve 3 ay kamu hizmetlerinden yasaklı olma cezası aldı.

    İkisinin cezası da 4616 sayılı İnfaz Yasası'na göre ertelendi. 18 polis ise beraat etti. Ceza alan polisler de davadan kısa süre sonra polisliğe geri döndü.

    Öldürülenlerin yakınları, davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşıdı. Mahkeme, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 2. maddesinde düzenlenen yaşam hakkı ve 13. maddesinde düzenlenen milli makamlara başvuru yollarının kapatılması hükümlerine aykırı davrandığı sonucuna vardı. Türkiye tazminata mahkum oldu.

    Gazi Katliamı Ergenekon Davası ile yine gündeme geldi. 9 numaralı gizli tanık, saldırının bizzat Ergenekon'un tutuklu sanıklarından, JİTEM'in kurucusu Veli Küçük'ün talimatıyla, Osman Gürbüz tarafından gerçekleştirildiğini açıkladı. Savcı Zekeriya Öz'e ifade veren Osman Yıldırım, Osman Gürbüz ile birlikte çalıştıklarını itiraf etti. Ancak ailelerin yaptığı müdahillik talebi "dava kapsamına girmediği" gerekçesiyle kabul edilmedi.

    gazi katliamı