1. !---- spoiler ----!

    ENSAR Vakfı’nın Karaman’daki temsilciliğinde 5 ay gönüllü öğretmenlik yapan bir öğretmen, erkek çocuklara tecavüz ettiği iddiasıyla tutuklanmış. İnsanı öfkeden delirtecek bir alçaklık... En rezil, en aşağılık, en yüz kızartıcı suç... Ne desek az. Fakat bu olay üzerine Ensar Vakfı’na yüklenmek, Ensar Vakfı’na vurmak, Ensar Vakfı’nın kapatılmasını istemek, Ensar Vakfı’nı hedefe koymak doğru mu? Şu sorulara lütfen elimizi vicdanımıza koyarak cevap verelim: Bir solcu, bir kadını taciz ettiğinde... “Solcu tacizci” mi diyeceğiz? Kayseri’de bir genç kızı intihara sürükleyen öğretmen solcu imiş... Ne yani? Şimdi buradan yola çıkarak çok çirkin ve çok haksız genellemelere mi imza atacağız? Çok sevdiğimiz, iftihar ettiğimiz bir dernek ya da vakıfta çalışan binlerce gönüllüden biri aşağılık bir suça bulaştığında... O dernek ya da vakfı topyekûn hedefe mi koyacağız? E hani suçun şahsiliği ilkesi vardı? E hani bir insanın işlediği suçtan dolayı ailesi bile suçlanamazdı? Söz konusu sevmediğimiz bir vakıf olunca... Bu ilkeleri unutacak mıyız?

    !---- spoiler ----!

    Gerçekten talihsiz bir yazıdır. Kendisi vakıf bünyesinde yer alan bir öğretmeni, solculuk kavramı altında yer alan insanlarla karşılaştırarak büyük bir mantık hatası yapmıştır. Ensar vakfı bir kurumdur. Ve bu kurum kendisine emanet edilen çocuklardan sorumludur. Geçici öğretmen veya değil, kurum bünyesinde biri bir suç işlerse suçun şahsiliği kalmaz. bu durumdan direk kurum sorumlu olur. çünkü o kurum, kendisine emanet edilen çocuklara eğitim verecek öğretmeni üzerindeki sorumluluk bilinciyle seçmelidir. Ülkede patlayan bombalardan şu anki hükümetin sorumlu olması gibi , kurumda o çocuklara yapılan iğrençlikten sonuna kadar sorumludur ve gereği neyse yapılmalıdır.

    Solculuk ise bir kavramdır. tabi ki bir solcu bi suç işlediğinde tüm solcular böyledir diyemeyiz lakin bunun ensar vakfında olanlar ile uzaktan yakından bir alakası yoktur.

    Twitter'da biraz ağır yüklenilmiş olsa da kendisine, yarın cevap vereceğim dediği yazısında hatasını kabul etmesi erdemli bir davranış olacaktır.

    yazının tamamı ; http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ahmet-hakan_131/bir-sey-yapmali_40069917?utm_source=t.co&utm_medium=post&utm_term=post&utm_content=&utm_campaign=sosyal.hurriyet.com.tr_
  2. ensar vakfını aklama yazısı. bu adamın neye nasıl hizmet ettiğini anlamak güç değil. ancak hürriyet gibi büyük bir kitleye ulaşan gazetede yazıyor olması büyük sorun. şimdi şunu kendinize sorun; gezi olayları sırasında dahi suya sabuna dokunmayan bir gazetenin bu kadar okunması mı ilginçtir, yoksa bu kadar okuru olan bir gazetenin bu adamlara iş vermesi mi?

    ek bilgilendirme: yalçın küçük'e göre sözcü ve hürriyet gazeteleri aynı kaynağın ürünleridir. (bkz: lan bizi mi eğliyonuz siz?)
  3. çok eşit davranıyorum adı altında üçüncü sınıf gazetecilik örneği göstermiştir.

    ahmet hakan klasik bir çizelge izliyor
    akp-chp arasında bir yazı yaz akpye yüklen
    chp hakkında yazı yaz olumlu eleştirdim ama yanlışsınız de
    güncel olayı değerlendir muhalif hatalı ama hükümette de var birşeyler de

    bu basit algoritma sayesinde en çok okunan köşe yazarı ol.

    7 haziran'dan önce sertleşen üslubu bariz şekilde yumuşatmış hükümete bir size iki tarzında yazmaya devam etmektedir