1. Portekiz' de 25 Nisan 1974 günü şiddet kullanılmadan gerçekleştirilen askeri darbedir. Dünyadaki bütün kolluk güçleri sanki 74 ve 82 yıllarında ihtilal yapalım diye sözleşmişler.

    http://i.hizliresim.com/QMdOPj.jpg

    Darbe, General Antonio Spinola'nın yönettiği düşük rütbeli subaylar ve sol görüşlü askerler tarafından yapılmıştır. Bunlardan en önemlisi ve devrimi başlatan yüzbaşı olarak bilinen maya isimli bir askerdir. Bu askerler Spinola'nın aksine devrimci ve sosyalist askerler olup, askeri idare sonrasında rejimin sosyalist devlete çevrileceğini düşünmüşlerdir. "Karanfil Devrimi" adını, darbeyi yapan askerlerin tankların ve silahların namlularına karanfil takmalarından ve şiddet kullanmamalarından almıştır. Devrim sonucu Portekiz'in yönetimi radikal bir biçimde sıkıyönetim diktatörlüğünden iki yıllık geçiş süresi sonrası liberal demokrasiye dönmüştür. Dünya tarihinde mevcut yönetim sistemini geriye götürmeyen tek ihtilal - devrim olarak görüyoruz.

    Ordu içinde Salazar iktidarına karşı muhalif kıpırtıların gelişmesi aslında daha eski tarihlere uzanır. Faşist iktidar, ordu içindeki muhalefet kaynaklarını kurutmak amacıyla elinden geleni ardına koymasa da, örneğin General Delgado 1958 seçimlerinde Salazar' a muhalif aday olarak ortaya çıkmayı deneyecekti. Delgado 1965 yılında faşist iktidarın gizli istihbarat örgütü (pide) tarafından öldürüldü. Bu gibi olaylar ve en çok da Portekiz sömürgelerindeki ulusal kurtuluş mücadelelerine karşı yürütülen haksız savaşın yarattığı maddi ve manevi kayıplar, özellikle genç subaylar arasında muhalif bir ruh halinin yaygınlaşmasına neden oldu. Portekiz'de toplumsal muhalefet geniş kesimleri kapsayacak biçimde yükselişe geçti. İspanya örneğinde olduğu gibi burada da Katolik Kilisesi, olası değişim karşısında kitlelerden soyutlanmamak için faşist yönetime cephe aldı.

    1973 sonuna doğru, öğrenci hareketi izinsiz gösteriler ve mitinglerle sokaklara damgasını vurmaya başlamıştı (tıpkı gazi ve ege üniversitelerinde olduğu gibi). Ordu içinde, Salazarcı yönetime son vermek amacıyla gizli bir örgütlenmeye gidildi. Temmuz 1973'te silahlı kuvvetler hareketi (mfa) adını alacak bu örgütlenme, Salazarcı rejime aşırı derecede bağlı bazı birlikler hariç, kara, deniz ve hava kuvvetlerinin tümünü bir yıl içinde yanına çekmişti. Başında yaklaşık iki yüz subayın bulunduğu bu silahlı kuvvetler hareketi, Salazarcı diktatörlüğe son darbeyi indirmek üzere Nisan 1974'te ileriye atıldı. Bu devrimi tetikleyen en önemli olay, o zamanlar Portekiz sömürgesi olan Mozambik'teki direniş ve bağımsızlık hareketiydi. Özellikle küçük rütbeli subaylar arasında yayılan huzursuzluk, 25 Nisan 1974'te yüzbaşıların önderlik ettiği darbeyi getirdi. Çoğu Marksist eğilimli olan bu subaylar, bürokraside ve orduda geniş çaplı tasfiyelere giriştiler ve kurucu bir meclisle, yeni bir anayasa oluşturdular. İlginç olarak dünyada örneği az görülecek biçimde bu anayasada sosyalizme geçiş hedefi açık ve net biçimde ortaya konmuştu.

    Devrimin başlangıç şifresi, 24 Nisan 1974 tarihindeki Eurovision şarkı yarışmasında Portekiz'i temsil eden Paulo de Carvalho'nun "e depoi do adeus" isimli parçasıyla başlatılmış ve ertesi gün 25 Nisan 1974 saat 12:15 de Zeca Afonso'nun ulusal radyo kanalında seslendirdiği "grandola, villa morena" adlı şarkısının çalınmasıyla "mavimento das forcas armadas" hareketi resmen başlatılmıştı. Tıpkı 19 Temmuz 1974 gecesi Kıbrıs Barış Harekatı için "Ayşe tatile çıksın." parolası gibi.

    Tasarlanan askeri operasyon 25 Nisan günü başarıyla gerçekleştirildi. Radyo idaresini ele geçiren darbeci subayların faşist rejimin sona erdiğini ilan etmeleriyle birlikte kitle hareketi sokakları zaptetmişti. Kitleler, uzun yıllar boyunca kendilerini yoksulluğa sürükleyen ve baskılara maruz bırakan Salazarcı diktatörlükten kurtulmalarını sağlayan askerleri sevgi gösterileriyle karşılıyorlardı. Çok geçmeden askerlerin silahları, coşkulu halkın kendilerine sunduğu kırmızı karanfillerle donanmıştı. Bu karanfilli tablo Portekiz'in 25 Nisanı ile o denli özdeşleşecekti ki, Salazarcı diktatörlüğü deviren bu siyasal devrim karanfil devrimi adıyla anılacaktı.

    Şehir teslim alınmadan önce 4 kişinin istihbarat başkanı tarafından bizzat halk üzerine ateş açarak öldürülmesine rağmen, pek çok askeri darbenin aksine darbeci güçler amaçlarına ulaşmak için zor kullanmaya mecbur kalmamışlardır. Bu askeri darbede, Portekiz Devleti'nin sömürgeci politikası ve Afrikalı yerli halkın katlinden sorumlu olduğu gerekçesiyle halk, askerlere ellerinde kırmızı karanfillerle destek vermişlerdir. Bu devrim ile Batı Avrupa'nın en uzun süreli diktatör yönetimi olan Estado Novo olarak anılan ve Salazar'la başlayan sıkıyönetim sona ermiştir. Bu darbeyle Avrupa'daki son (bu olaydan bir yıl kadar sonra 1975 'de Francisco Franco'nun ölümü ile biten İspanya'daki diktatörlük) diktatörlüklerden biri de yıkılmıştır.

    Günümüzde Portekiz'de 25 Nisan günü, “Viva 25 Abril” / "Dia da Liberdade" (özgürlük günü) olarak kutlanmaktadır.