1. kapakta korkunç arkadaş yazan erdoğan ve merkel'in koyulduğu kapaktır.
    ayrıca alt kısımda "başkan erdoğan'ın özgürlük ve demokrasiye karşı savaşı" yazıyor.
    mert
  2. der spiegel gibi sözünü sakınmayan liberal sol bir çizgide yayın yaptığını söyleyebileceğimiz bir dergi için oldukça sıradan bir kapaktır.

    türkiye'den avrupa'ya bakıldığında, ne kadar iyi niyetli olunursa olunsun yanlış yargılara varılabiliyor. aynı şey avrupa'dan türkiye'ye bakıldığında da geçerli tabi.

    bu kapak "milli değerlere", "makama", "rapunzel'in saçlarına" vb. pek önemli kutsallara hakaret şeklinde anlaşılabiliyor mesela.

    halbuki ana yazı ve kapaktaki karikatür beraber düşünüldüğünde herkesin gözü önünde olan bir gerçeğin masaya yatırıldığı görülüyor.

    öncelikle vicdanını bir kenara bırakmamış avrupa solcuları, insan hayatı üzerinden yapılan kirli ab - türkiye anlaşmasından büyük rahatsızlık duyuyor. anlaşma kısaca "al bu parayı, bu ne idüğü belirsiz arapları gö.ü b.klu ülkenden bizim güzelim topraklarımıza geçirme" diye özetlenebilir.

    herhalde bilfiil bu dönemin içinde yaşadığımız için pek farkına varılamıyor fakat bu kadar utanç verici, insan onurunu ayaklar altına alan bir anlaşmanın hiç utanmadan sıkılmadan çok normalmiş gibi tartışılması, sonuçlandırılması büyük eleştirilere gebe.

    bir sonraki adım, hadi bu anlaşmayı hazmedelim diyelim.

    tayyip gibi, trump'ın hiç de komik olmayan islami versiyonu diyebileceğimiz, bir sözü diğerini tutmayan, altyapısı, bilgisi, görgüsü yetersiz bir demagogun hayati konularda ortak kabul edilmesi yine birçok eleştirilere konu.

    medyaya ve muhaliflere uyguladığı karartma ve sansür sebebiyle türk halkının bilgi edinmesinin ve bilinçli seçim yapmasının önünü tıkayan bu koşullarda yapılan seçimleri kazanmak dışında hiçbir başarılı politikası olmayan ne oldum delisi bir adamla tam olarak nasıl bir ortaklık kuruluyor?

    türkiye'nin radikal islami örgütlerin yeni yuvası olduğu çeşitli kaynaklarda günden güne dile getirilirken, belli başlı ideallere sadık kalması beklenen avrupa birliği ve almanya bu ortaklıktan ne bekliyor?

    burada başta bir ikiyüzlülük, onu geçersek akılsızlık yok mu?

    kısaca konu budur. der spiegel'in bu sayısını kendi yorumlarımla harmanlayarak aktarmaya çalıştım.

    ne yazık ki ülkemizin geleceği hiç parlak gözükmüyor. "tüm yetkilerinin dayandığı anayasa'yı tanımayan bir cumhurbaşkanı tarafından işgal edilen cumhurbaşkanlığı makamına saygı" gibi lüzumsuz hezeyanlar yerine saygının hak edilen bir şey olduğunu hatırlamak ve ülkemizin dünyanın yeni ta.ak oğlanı konumuna neden geldiğini tartışmak daha mantıklı.
    pinot