• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (6.75)
2666 - roberto bolano
"
kuzey meksika'dan nazi almanyası'na, stalin'in moskovası'na, drakula'nın kalesine ve denizlerin derinliklerine uzanan çarpıcı bir edebi labirent… bolaño, ölümle yarışarak yazdığı 2666'da, kötülüğün en yalın halinin günümüz meksika'sından bir gazete haberiyle başlayan hikâyesini anlatıyor. hikâyenin geçtiği santa teresa sadece cehennem olmakla kalmıyor, aynı zamanda da bir ayna; "sürekli işe yaramaz bir değişim içinde olan zengin ve yoksul amerika'nın" hüzünlü bir aynası.


"kitaplar pek çok işe yarar, sizi bazen çalışmaya bazen eğlenmeye ve bazen de yazmaya teşvik eder. bolaño'yu okumak bana yazma konusunda ilham veriyor. tam bir dâhi."
patti smith

"bu yılki okumalarıma çoğunlukla roberto bolaño hâkimdi. bolaño, 2666'da güney amerika, abd ve avrupa geleneklerini; modernizmin vahşi gerçekçiliği ile suç romanlarını pürüzsüz bir şekilde bir araya getiriyor. bolaño'nun romanları, yazarı modern edebiyat tarihinde önemli bir yere oturtuyor."
kazuo ishiguro

"bu doğaüstü roman tasvir edilemez; bütün ihtişamıyla yaşanması gerekir. gelmiş geçmiş en korkunç gerçek cinayet furyasıyla, juarez (meksika) ve çevresinde öldürülen 400'den fazla kadınla ilgili olduğunu söylemek belki de yeterli."
stephen king

"garcia marquez'in yüz yıllık yalnızlık'la yarattığı depremden kırk yıl sonra, bolaño yeri göğü yerinden oynattı. 2666, en yalın ifadeyle, yirmi birinci yüzyılın ilk gerçek başyapıtıdır."
the complete review

"tıpkı cervantes, melville, proust, musil ve pynchon gibi bolaño da totaliter dünyayı romanda yeniden kuruyor."
neue zürcher zeitung

"bolaño'nun mirası olağanüstü. kafka, borges ve cortázar'ın izinden giderek anlatıların sınırlarını muğlaklaştırıyor. 2666 bunun en güzel örneği.bir roman bundan daha heyecanlı olamaz."
frankfurter rundschau"


  1. şu zamana kadar önyargılarım beni pek az yanıltmıştır, işte bu kitap keşke önyargılarımı dinleseydim dediğim kitaptır. övgülerini ileten yazarların hiçbirini kayda-değer bulmazken onların övüp övüp bitiremediği bir kitabı okuma şevkiyle yanıp tutuşursa kişi, benim düştüğüm türden bir hayal kırıklığı bataklığına saplanabilir. aslında yazar bu romanı 5 ayrı kitap olarak yayınlamayı, bu kitaplardan ailesine maddi kazanç sağlamayı düşünmüş, çünkü kendisi ölmek üzereymiş, öyle de olmuş nitekim, her ne kadar bu türden fedakarlıklar yapan yazarlara kendiliğinden bir sempati duysam da kitabın iyi olmadığını bir kez daha itiraf etmek zorundayım.
  2. yazımından beş-altı yıl kadar önce vahşi hafiyeler'de(*:los detectives salvajes) müjdelenmiştir:

    "o zaman öğretmen istemeye istemeye yatağın kenarına oturup cesarea'yı dinlemek zorunda kalmış. hatta, giderek kendini daha kötü hissetse de, cesaretini toplayıp cesarea'ya fabrikanın planını neden çizdiğini bile sormuş. cesarea gelecek günlerle ilgili bir şeyler söylemiş, yine de öğretmene göre cesarea bu planı çizmek için onca zaman harcadıysa bunun nedeni yalnızlıktı. ama cesarea gelecek günlerden söz ediyormuş, öğretmen konuyu değiştirmek için hangi gelecekten, hangi zamanlardan söz ettiğini sormuş. cesarea tarih vermiş: 2600 yılı. iki bin altı yüz küsur. böylesine uzak bir tarih öğretmeni güldürünce, cesarea da gülmüş." (vahşi hafiyeler, s. 615)
  3. 900 küsür sayfa, tuğla gibi kitap. cinayetler hakkında bölümde bıraktım, altı ay sonra tekrar başladım, bir sayfa sonra bıraktım. işlenen kadın cinayetlerini psikopatça detay detay veriyor. aslında ben çevirmen arkadaşa da çok üzüldüm. o detayların hepsi ile tek tek yakından ilgilenmek durumunda kaldı. ayrıca çevirmeni çok zor maddi şartlar altında çevirmiş. bir röportajında okumuştum.

    neyse 600 sayfa bitti, bir senedir elimi süremiyorum.