1. kutlanıp kutlanmaması meselesine girmeyeceğim. 2015 temmuzdan beri her gün gelen şehit haberlerine karşı hiç tepki vermeyen, önlem almayan, "e tabii ki olacak" diye bir tepki verenlerin 100 sene önce askerimizin canı pahasına verdiği, on bin askerimizin şehit olduğu bu zaferin umurlarında olduğunu hiç zannetmiyorum.
  2. hükümet taraftarlarının mal bulmuş magribi gibi saldırdığı tarihi olay.iyidir kötüdür denemez okadar başarılı idiysek ne diye ortadoğu dan çıktık ya da götun götun kaçtık?
  3. zannımca gereklidir.

    birinci dünya savaşı'nda canımızı malımızı korumak için yapılan her icraat,müdafaa,fedakârlık ve manevra hatırlanmalı ve yaşatılmalıdır.

    çünkü artık,"kanla alınan kanla verilir" sözünün akıllara daha sahici oturması gerekmekte.çanakkale'de verilen onca canı,mehmetçiği,kanı nasıl yaşatıyorsak,
    135 yıldır esir vermeyen ingiliz ordusunu tutsak alışımız da gururla yaşatmalı ve benimsemeliyiz.

    not:bu yazı atatürk karşıtlarının "onların çanakkalesi varsa bizim de kut ül amaremiz var" üzerine yazılmamıştır.

    böyle bir şeyi düşünmek bile utancın nirvanasıdır.
  4. kut'ül amare büyük bir başarıdır. özellikle o dönemin mevcut şartları altında kendisinden çok daha donanımlı ve personel sayısı olarak üstün olan ingiliz birliklerine karşı.

    savaş, muharebelerden oluşur. savaş ya da muharebeden zafer elde edilebilir.

    başarıdır ancak acaba bir zafer midir?

    yoksa dünya savaşının bir parçası olan bir muharebenin bir safhasında elde edinilen başarı mıdır?

    nitekim muharebenin cereyan ettiği bölge aynı savaş ve aynı muharebenin içerisinde 23 şubat 1917 tarihinde tekrar ingilizler tarafından ele geçirilmiştir.

    günümüzde ele yüze bulaşmış ortadoğu'da süper kahraman olma hülyası eşliğindeki siyasi niyet ile gündeme getirilen bu nedenle samimiyeti sorgulanması gereken kutlamalardır.