1. nasıl oluyor da tecavüz vakasında iş allah'a geliyor(*:yani suçlu allah oluyor) anlamıyorum. ulan allah ben herkesi her kötülükten koruyacağım mı demiş? kafanızdaki allah, insan milletini yöneten hükümetin başı gibi sanki. biri bir bok yediğinde hükümete kızarız ya, bunlar da allah'a kızıyor.

    tabi tüm bunlar allah'ın imtihanıymış deyip, insanları avutmaya çalışmamız gerektiği demek değildir. allah hiçbir zaman başınıza kötülük geldi mi o sizin imtihanınızdır boyun eğin dememiş, mücadele edin hatta savaşın demiş.

    tepkiniz inançlı takılan cahillereyse sonuna kadar haklısınız.
  2. ne kalbim ne de bünyem dayanıyor "allah'ın sınavı da böyleymiş" diyerek verilen tesellilere. böyle bi kör cahillik olamaz; hiçbir din, hiçbir inanç, hiçbir kitap üç yaşındaki bir çocuğun iç organlarının parçalanarak tecavüze uğramasını tanrı'nın imtihanı diyerek açıklayamaz. kalbi nasıl taşlaşıyor da böyle söylemlerde bulunmaktan asla çekinmiyor bu inananlar, nasıl bir zihniyet, nasıl bir vicdan?
  3. sınanan çocuk değil; gayrımeşru yolla onu dünyaya getiren ana / babası ve ırzına geçen piçtir. benim gördüğüm haberde bu piçin 70'li yaşlarda olduğu filan yazılıydı; neyse, ayrıntı olur sadece.

    o çocuk vesilesiyle başta ailesinden başlayarak, tecavüzcü piç, bunları serbest bırakan mahkeme, neye göre serbest bırakılacağını kanunlaştıran kanun koyucular derken, en tepeye kadar uzanan bir adalet mekanizması vardır allah'ın. ve islam inancına göre bu çocuğun bu şekilde hazin ölüüne neden olanların cezalarının çok ama; çok korkunç olacağını allah bizlere bildirmiştir. yani konu başlığında anlatıldığı gibi sınanan aslında halkımızdır, devletimizdir. o çocuklara baklamakla mükellef olan bizlerizdir. gayrımeşru olarak doğduğu için yarın onu doğurtan babasının terketmesiyle piç kabul edilebilirdi. anası da terkedip, sokaklarda yapayalnız da kalabilirdi. tabi bunların hepsi sadece varsayım ve biz gerçeklerden sorumluyuz bu hayatta.

    yapılan sapıklığın ne dini, ne de insanı bakımdan zerre kadar savunulacak tarafı da yoktur. sapıklıkta lut kavmiyle yarışır hale gelen anadolu insanından utanıyorum!
  4. ya kimse demiyor ki bu çocuğun imtihanı olması gerekiyordu, bu olayın suçlularını cezalandırmayalım. ilahi adaleti istemek, dünyevi adaleti gereksiz kılmıyor.
    şimdi bu olay kesin olarak yaşandı, o çocuğun başına bunlar geldi, artık bunu değiştirmek gibi bir ihtimal yok; o zaman iki seçenek ortaya çıkıyor.
    1-tanrı yok; bu suçu işleyen o iğrenç varlık bu dünyada aldığı ve asla suçunun bedelini ödetmeyen bir ceza ile kalacak, üç yaşında vefat eden çocuk için ise her şey bitti, o çocuğun varlığı tümüyle yok oldu.
    2-tanrı var; suçu işleyen o iğrenç varlık ilahi bir adalet ölçüsünde hakettiğin cezayı bulacak, o hiç haketmediği şeyleri yaşayan küçücük çocuk şimdi çok daha iyi bir yerde.
    bu insanlar 'eğer tanrı varsa bu kadar çok kötülük niye var? niye bunları engellemiyor?' diye düşünmüyor mu sanıyorsunuz? fakat yaşanıyor arkadaşım, dünyada bir sürü kötülük bir sürü haksızlık yaşanıyor. ben tanrı var desem de yaşanıyor, yok desem de yaşanıyor. ve bunu engellemek için elimizden hiçbir şey gelmiyor. e bu durumda ikinci seçeneği seçtiğim; 'tamam ben değiştiremiyorum, fakat umarım bunların karşılığını verecek, kimsenin suçunun yanına kalmamasını sağlayacak bir tanrı vardır' diye düşündüğüm için beni suçlayamazsın. sana ilk seçenek daha mantıklı gelmiş olabilir, bunu yargılamak benim haddime değil. fakat beni yargılamak da senin haddine değil.
  5. bir tanrı varsa, var olan işte budur.

    bir müslüman, hirstiyan ya da kadir-i mutlak herhangi bir tanrıya inanan biri olarak bu kabul edilmeli, çünkü:

    daha önce, tüm bunların olacağını bilip, engelleyebilecek tek güç yine kendisiyken engellemeyip, sadece izleyen bir tanrı, bu olanların ortağıdır. düşünsenize, bir polissiniz, silahlı, donanımlı, eğitimlisiniz, elinde bıçakla biri gelip "birazdan şu adamı öldüreceğim" diyor, birini işaret ediyor, sonra da işaret ettiği kişiye doğru uzaklaşıyor. ve siz bıçaklı adamın diğerini öldürmesini bekliyorsunuz, izliyorsunuz.

    şimdi bu polis memuru örneği, tanrının kadir-i mutlaklığı yanında sadece küçük ve yetersiz bir benzetme olarak kalır ama konuyu anlamak için sanırım yeterli bir örnek olacaktır. hani nasıl oluyor da, kadir-i mutlak, sonsuz güçte, merhametli, iyi bir tanrının varlığı söz konusu olduğunda, tanrının bunlardan sorumlu olmaması ihtimali düşünülebiliyor?

    en azından, çıkıp, "tanrının bunu yapmasının elbet bir sebebi vardır" diyenler bile, bunun tanrıyla bir ilgisi yok diyenlerden daha tutarlı, daha makul, daha akıllı. izni olmadan yaprağın hareket etmediği bir dünyada, birilerinin başka birine tecavüz etmesine izin vermiş olmuyor mu? olmuyorsa nasıl olmuyor?

    bu konunun daha deşilmesi, olası tanrının kadir-i mutlaklığı, olası tanrının ahlak anlayışı, olası tanrının iyiliği, kötülüğü, merhametliliği, kısacası kişiliği, özgür irade gibi mevzulara götürür bizleri. bu konularda da bir gün bir şeyler yazmak isterim ama o gün bugün değil, zamanım yok, kusura bakmayın.
  6. bazılarını da müslüman bir coğrafyada yaşanan, insanlardan kaynaklı cahiliye ürünü sapkınlıkları gördüğünde vereceği tepki ile imtihan eder. ben bu duruma sebep olanları allah kahretsin diyorum, yaşadığım ülkenin polisi yargısı böylelerine nefes aldırmasın diyorum, kendi çevremde bu tip şeyleri nasıl en aza indiririm diyorum.

    kimi de bu meseleden allahı sorumlu görüyor. nasıl bir mantık örgüsü anlamadım. zaten inanmıyorsan yoktur, eğer varsa da ahiret de vardır ki adalet iki dünyanın tamamındaki sonuçlara göre tecelli eder.

    (bkz: inanmamasına cahil sapkın insanların sapkınlıklarını bahane eden kul)
  7. wittgenstein' a göre tanrının penceresinden bakıldığında bir taşın yere düşmesi ile cinayet arasında bir fark yoktur.
  8. sınav sistemi artık işlememektedir. soruları bilinmektedir; dolayısı ile hazırladığı sınavlar artık niteliksizdir, kopyaya açıktır ve içinde bug'lar bulundurmaktadır ve çağa uygun değildir. o nedenle artık soru ve sınavlarına itimat edilmemesi gerekir.
  9. allah var mıdır yok mudur bilemem. ama etrafınıza baktığınızda gezegelerin olması, insanlar için yaşanabilir tek yerin dünya olması... ve tüm bunların tesadüfen olması.

    ama din derseniz, allah tarafından vahiylerle inmiş olma ihtimali zayıf. yanlışlıkları ve hataları mevcut. zaten yazılıp yazılmadığı konusu da önemli değil.

    sonuçta, müslüman ülkelerde vahşilik daha fazla. sebebi de namaz ve oruç konusunda ki hassasiyet. sanki bu kitap bir tek bunları yazmış gibi bir algı var. o yüzden ahlaklı ve vicdanlı olmayı öğrenmek lazım. insanlar bu vasıflara sahip olduktan sonra, bu kitabı okusa bu kadar ahlaksızlık, bu kadar vahşilik olmaz.

    tüm bunların ne yazık ki yaşanma sebebi tamamen din değil. dinin etkisi olsa da asıl sebep biziz.

    yazık, küçücük bir can daha ne olduğunu anlamadan hayata gözlerini yumdu. hem de acılı ve acıklı bir ölümle. insanoğlu çiğ süt emmiş, hiç umudum yok düzelmeyiz. umarım bunu yapanlar cezalandırılır, hak az da olsa yerini bulur.
    ozumm
  10. özgür irade diye bir şey var arkadaşım. öyle her suçu başka şeylerin üzerine atamazsin.
    bir kötülük yaptığında "şeytan yaptırdı" da diyemezsin.

    bunu yapan sensin.