1. nasıl oluyor da tecavüz vakasında iş allah'a geliyor(*:yani suçlu allah oluyor) anlamıyorum. ulan allah ben herkesi her kötülükten koruyacağım mı demiş? kafanızdaki allah, insan milletini yöneten hükümetin başı gibi sanki. biri bir bok yediğinde hükümete kızarız ya, bunlar da allah'a kızıyor.

    tabi tüm bunlar allah'ın imtihanıymış deyip, insanları avutmaya çalışmamız gerektiği demek değildir. allah hiçbir zaman başınıza kötülük geldi mi o sizin imtihanınızdır boyun eğin dememiş, mücadele edin hatta savaşın demiş.

    tepkiniz inançlı takılan cahillereyse sonuna kadar haklısınız.
  2. çayırova'ya bağlı yeni mahalle'de oturan g.k., 19 mart tarihinde 3 yaşındaki oğlu a.c.k.'nin merdivenden düştüğünü iddia ederek, gebze fatih devlet hastanesi'ne getirdi. çocuğu muayene eden doktorlar, vücudundaki morluklar ve bağırsaklarındaki yırtılma nedeniyle tecavüze uğramış olabileceğinden şüphelenerek polise haber verdi.

    gözaltına alınan g.k. ile nikahsız yaşadığı m.ç. çıkarıldıkları mahkeme tarafından adli tıp kurumu'ndan gelecek sonuçlara göre adli kontrol şartı ile serbest bırakıldılar. gebze'de özel bir hastanede yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınan a.c.k geçtiğimiz çarşamba günü 11 gün sonra hayatını kaybetti. a.c.k.'nın cenazesi otopsi için adli tıp kurumu'na gönderildi.

    not: buraya kadar alıntıdır.

    yaşadıklarımızın imtihan olduğunu söyleyen allah, acaba 3 yaşındaki çocuğun ölümle sonuçlanan tecavüze uğramasındaki imtihan mantığını anlayabilir miyiz? bu nasıl bir imtihandır? tanrısını savunmak adına gerçekleri görmeyen insanları anlayamıyorum. ortada bir gerçek var bu gerçek çocukların suçsuz olması.
  3. dünya üzerinde insan kadar zararlı ve gereksiz bir canlı yoktur, şurda bir düğme olsa bastığım an tüm insanlığı yok etse, 3 saniye düşünmez basarım.

    inancınızda, insanlığınızda yerin dibine batsın.
  4. ne kalbim ne de bünyem dayanıyor "allah'ın sınavı da böyleymiş" diyerek verilen tesellilere. böyle bi kör cahillik olamaz; hiçbir din, hiçbir inanç, hiçbir kitap üç yaşındaki bir çocuğun iç organlarının parçalanarak tecavüze uğramasını tanrı'nın imtihanı diyerek açıklayamaz. kalbi nasıl taşlaşıyor da böyle söylemlerde bulunmaktan asla çekinmiyor bu inananlar, nasıl bir zihniyet, nasıl bir vicdan?
  5. sınanan çocuk değil; gayrımeşru yolla onu dünyaya getiren ana / babası ve ırzına geçen piçtir. benim gördüğüm haberde bu piçin 70'li yaşlarda olduğu filan yazılıydı; neyse, ayrıntı olur sadece.

    o çocuk vesilesiyle başta ailesinden başlayarak, tecavüzcü piç, bunları serbest bırakan mahkeme, neye göre serbest bırakılacağını kanunlaştıran kanun koyucular derken, en tepeye kadar uzanan bir adalet mekanizması vardır allah'ın. ve islam inancına göre bu çocuğun bu şekilde hazin ölüüne neden olanların cezalarının çok ama; çok korkunç olacağını allah bizlere bildirmiştir. yani konu başlığında anlatıldığı gibi sınanan aslında halkımızdır, devletimizdir. o çocuklara baklamakla mükellef olan bizlerizdir. gayrımeşru olarak doğduğu için yarın onu doğurtan babasının terketmesiyle piç kabul edilebilirdi. anası da terkedip, sokaklarda yapayalnız da kalabilirdi. tabi bunların hepsi sadece varsayım ve biz gerçeklerden sorumluyuz bu hayatta.

    yapılan sapıklığın ne dini, ne de insanı bakımdan zerre kadar savunulacak tarafı da yoktur. sapıklıkta lut kavmiyle yarışır hale gelen anadolu insanından utanıyorum!
  6. sen kalk hiçbir şey yapma, kamuoyu oluşturma, "pornoma dokunma" diye bağır, herkesin gayiydi, lezbiyeniydi ve hatta son zamanlarda ensestiydi, cinsel hayatını sonsuz şekilde serbest yaşaması için her türlü kampanyayı destekle, sonra da hızını alamayan hayvandan da aşağı -hayvanları tenzih ederim her türlü- bir varlığın özgür iradesiyle yaptığı bir fiili allah'a mal et, anlamadığın imtihan kavramını karıştır.
    bu işlerin suçlusu biziz ne yazık ki. suçu buralarda klavye delikanlılığıyla allah'a atıp da kirli ellerimizi temizlemiş olmuyoruz.
  7. ergen yakarışı gibi bir şey bu. bir kere kesinlikle tüm bunlar çok acı verici ve gerçekten kötü, bu aşikar. ama yani o nasıl bir kolaycılık ya da ateist yakarışı bunla mı sınıyor şunla mı sınıyor 3 yaşındaki çocuğu. bir kere inanıp inanmama meselesini bir geçelim. arkadaşım bilinci olan düşünebilen varlıklarız. insanlık tarihinde tüm bu iğrençlikler varolageldiğimizden beri vardı halen daha var sürekli de var olacak. sen ne yapıyorsun peki? bu tür söylemler cesedi kıyıya vuran 3 yaşındaki ayhan bebeğin fotoğraflanması sonrasında da çıkmıştı. yahu bu fotoğraf olmadan önce de yüzlerde çocuk bu sularda can verdi hayatlarına bir umut katmaya çalıştıkları yolda. tüm bunları biliyorduk zaten. bu fotoğraf mı birden size böyle bir duyar getirdi. o fotoğraf belki iyi bile oldu sürekli olan bir şeyi artık gözümüze soktu, farkındalık yarattı. o fotoğrafı görmeseydin, o tecavüz haberini görmeseydin ya da diğer şeyleri böyle bir şeyi söylemek aklına bile gelmeyecekti. ama tüm bunlar ve daha da iğrençleri sürekli olarak bir yerlerde olageliyor. elbette çok üzülüyorum, gerçekten çok kötü ama bu dünya olması gerektiği gibi değil (adil bir dünya, barışçıl bir dünya şu dünya bu dünya) aksine olduğu gibi. bizim yapmamız gereken şey/ yapabileceğimiz tek şey tüm bu olumsuzlukları bir tık iyileştirme çabası ve başarmak. tüm dünya vatandaşları eşit haklara sahip olsun, hiçbir çocuk tecavüze uğramasın işte ne bileyim kimse aç kalmasın, herkesin ortalama bir alım gücü olsun, savaşlar olmasın vesair. bunlar evet vicdanlı insanların amaçları ama bunlar idea en nihayetinde. bunların birisine bile yüzde yüz ulaşamayız ancak bunlara yaklaşabiliriz aklımızı, bilgimizi, çabamızı ve vicdanımızı kullanarak. işin özü her şeyi allah'a havale edip tavuk gibi oturan dincilerden de her insanlığın ortak vicdanını sızlatan her olayda kendine pay çıkartan ateistlerden de bir yol olmaz.
  8. sınav sistemi artık işlememektedir. soruları bilinmektedir; dolayısı ile hazırladığı sınavlar artık niteliksizdir, kopyaya açıktır ve içinde bug'lar bulundurmaktadır ve çağa uygun değildir. o nedenle artık soru ve sınavlarına itimat edilmemesi gerekir.
  9. bir tanrı varsa, var olan işte budur.

    bir müslüman, hirstiyan ya da kadir-i mutlak herhangi bir tanrıya inanan biri olarak bu kabul edilmeli, çünkü:

    daha önce, tüm bunların olacağını bilip, engelleyebilecek tek güç yine kendisiyken engellemeyip, sadece izleyen bir tanrı, bu olanların ortağıdır. düşünsenize, bir polissiniz, silahlı, donanımlı, eğitimlisiniz, elinde bıçakla biri gelip "birazdan şu adamı öldüreceğim" diyor, birini işaret ediyor, sonra da işaret ettiği kişiye doğru uzaklaşıyor. ve siz bıçaklı adamın diğerini öldürmesini bekliyorsunuz, izliyorsunuz.

    şimdi bu polis memuru örneği, tanrının kadir-i mutlaklığı yanında sadece küçük ve yetersiz bir benzetme olarak kalır ama konuyu anlamak için sanırım yeterli bir örnek olacaktır. hani nasıl oluyor da, kadir-i mutlak, sonsuz güçte, merhametli, iyi bir tanrının varlığı söz konusu olduğunda, tanrının bunlardan sorumlu olmaması ihtimali düşünülebiliyor?

    en azından, çıkıp, "tanrının bunu yapmasının elbet bir sebebi vardır" diyenler bile, bunun tanrıyla bir ilgisi yok diyenlerden daha tutarlı, daha makul, daha akıllı. izni olmadan yaprağın hareket etmediği bir dünyada, birilerinin başka birine tecavüz etmesine izin vermiş olmuyor mu? olmuyorsa nasıl olmuyor?

    bu konunun daha deşilmesi, olası tanrının kadir-i mutlaklığı, olası tanrının ahlak anlayışı, olası tanrının iyiliği, kötülüğü, merhametliliği, kısacası kişiliği, özgür irade gibi mevzulara götürür bizleri. bu konularda da bir gün bir şeyler yazmak isterim ama o gün bugün değil, zamanım yok, kusura bakmayın.