1. kaset - kalem ikilisi
    mahalle maçında "10 da devre 15 de biter" kompozisyonu
    küfür sırasında "anayı katma" kampanyası
    ve tabiki de salçalı ekmek .
  2. sulugöz sakız, voltran, tsubasa, pizzayı dünyanın en güzel gıdası sanmak, gazoz kapağı, taso, walkman, gol değil taş üstü, mikasa top felan felan
    erdo
  3. 2000'lerin başında da 90'larda çocuk olanların yaşadıklarının çoğunu yaptık bence asıl şimdikiler şanssız..
    (bkz: tetris)
    (bkz: patlayanşeker)
  4. uzaylı diye bir ürün vardı ben ilkokuldayken. toybox ya da sürpriz yumurta gibi içinden ne çıkacağını bilmeden alırdın. bizim okulun karşısında bir bakkalda satılıyordu, istisnasız hergün alırdım. içinden neler çıkardı hiç hatırlamıyorum ama yüz elli bin lira olduğunu hatırlıyorum nedense.
  5. onun arabası var beyler :(
  6. taso, futbolcu çıkartmaları, power rangers, pokemon ya pokemon, mahalle aralarında oynanan futbol maçları, şarkı yarışmaları, mahallenin kendisi, cino, sulugöz ve daha onyüzbin şey. güzel zamanlardı.^:gülücük^
    (bkz: yaşlanma belirtileri)
  7. 90'larda çocuk olmak kimsenin ölmediği bir krallıktır. zorla edebiyat yaptıracaksınız yani. ama hakikaten geri gelmeyecek bir çocukluktur. bir dahası olmayacak. game boy'un kral olduğu yıllarda teknolojiden uzak sırf hayal gücü ile kurulmuş, fiziksel olarak çocukların rahatça koşup oynadığı yıllardı. nostalji her zaman tatlı gelir, o zaman da mutlaka sapıklar katiller mevcuttu ama biz kendimizi kaybedercesine sokaklarda oynuyorduk ve annelerimizin de gözü dışarıda kalmıyordu.
    belli başlı şeyleri herkes yazmış zaten onlara girmeyeceğim.
    ama bizim bir şansımız da doğayı da gözlemleyebilmemiz. köyde büyümedim ama tavuk falan gördüm. dalından meyve topladım yedim. mevsimlerde doğanın nasıl değiştiğini gördük. çiçekle otla böcekle oynadık. salça yapıldığını, turşu kurulduğunu,mantı ekmek vs. yapıldığını gördük hatta yardım da ettik.bu son cümledekiler halen evlerde olabilir ama oldukça azaldığını kabul edersiniz. şimdi azıcık marjinal olanlar ev yapımı ürünlerin peşinde koşarken genele yayılan kitle a101 ve bimden alıyor herşeyini.
    şimdi mevsim geçişlerini bırakalım her gün geçtiğim caddeye uzay gemisi park etse haberim olmaz çünkü gözümü telefondan ayırmadan gidiyorum işe, aynı şekilde de dönüyorum.
    benim zamanında özel ders verdiğim bir ilkokul öğrencisi tavuğun kaç bacağı olduğunu bilmiyor. daha da acısı tahmin etmesini istediğimde üç, beş filan diyor. üç bacaklı beş bacaklı hayvan olmayacağını anlatıyorum şok içinde.hadi o çocuktur diyelim umarım benimle kafa bulmuştur, liseye hazırlanan çocuk da tavuğun kaç bacağı olduğunu bilmediğini söyledi.
    üniversite çağında/evlense çocuğu olur/gençler kurban bayramında duyar mı kasıyorlar dalga mı geçiyorlar emin olamadığım şekilde , neden hayvanları kesiyorsunuz marketten alın eti diyor.
    yani aşırı modern bi metropolde de yaşamıyoruz ki vay anam teknoloji, nalet olası kapitalizm desek.

    90'larda yaşanmış ve bi daha olmayacak şeylerden biri de michael jackson'ın madonna'nın filan kaset satış rakamları. internet çağında artık bu rakamları rüyamızda bile göremeyiz. bütün amerika'nın pop starları birleşip kasete girse gene de ı-ıh.

    hayat ne garip, vapurlar filan