• youreads puanı (7.50)


  1. az önce keşif listeme düşmüş, spotify'ın bana bu haftaki hediyesi olan harika şarkı. oldukça ilginç bir tarzı olan fransız grubun vokali şarkı söylemekten çok tirat atıyor gibi. anlamadığım bir dildeki bir şarkıdan bu denli etkilenince çevirisine bir bakayım dedim ve sonuç olarak şarkıya aşık oldum. sözleri de okuduktan sonra az önce uzun, ağır, soluk mavi ve harika bir film izlemiş gibi hissettiriyor.

    "bir gün kardeştik, ama işler değişti artık, bu doğru! o beni terketti.
    dünyanın diğer ucunda on sekiz ay geçirdi, zihninin ve vücudunun sınırlarını zorladı.
    insanların gün doğarken uyandığı okyanusya'nın muz tarlalarında; zamanının geri kalanı ise asya'nın sahillerinde geçti,
    insanların her anın tadını çıkardığı ve denizin gökyüzünü kapladığı sefa yaptıkları ufuksuz sahilde. insanların gündoğumunda uyandığı yerde.

    ve eğer o eylül gecesinde ayrılırken beraber gözyaşı akıttıysak;
    bu, hatıraların, cep telefonlarının ya da sevgimizin aramızdaki uzaklığın karşısında hiçbir anlamının olmayacağını biliyor olmamızdandı - her şeyin değişeceğini biliyorduk.
    o gitti. şimdi gündoğumunda kalkıyor.

    aceleyle ayrılması gerekti.
    başlangıçta bir özgürlük hissi vardı, absürt ama gerekli bir hapis cezası gibi beklediğimiz sıradan hayatın düzenini kucaklamadan önce.
    sonra sahte bir kaçış umuduna kapıldık, her şeye rağmen geçmişi o uzun mesafeli uçuşların gidiş kapılarında bıraktığımıza inandık.
    sonunda, talihimizin peşinde koşmanın dehşet verici ihtimali geride kalan tel şey oldu;
    nasıl aptallarız ki konforlu bir hayata razı olduk!
    o ise gitti. gündoğumunda kalkıyor.

    zaman öldürerek ve küllükleri doldurarak geçirdiğimiz uzun uykusuz geceler boyunca,
    büyük hayaller kurduk ve bir şeylerin kendi kendine gerçekleşmesini bekledik, sihir gibi.
    sarhoş geceleri izleyen günlerde, özellikle soğuk tütünün acı kokusunu hatırlıyorum; umursamazlığızı, içtiğimiz ottan aldığımız güçsüzlüğü ve gururu.
    'bir seçim yapmamız lazım, yaşamak böyle bir şey değil' dedik kendimize.
    o ise gitti. gündoğumunda kalkıyor.

    ayrılmadan önce, zaten onu sekiz sene önce tanıdığımdan daha az konuşkandı.
    aslında geçmişin kötü anıları hiç silinmiyor.
    düşünüyorum da onunkiler aileden ve soy ağacından bahsediyordu.
    gölge yaptıkları ve güzde yapraklarını döktükleri için dallarını kestiğimiz ağaçtan.
    sonunda, onun sessizliklerini anladım ve onunla birlikte bu anları paylaştım.
    kendi kendime, artık gençliğimin zirvesinde olduğum kadar hayat dolu ve eğlenceli olmadığımı söyledim.
    herkes gibi biz de küçük flörtleşme taktiklerinden ve uzun süre beklenen beceriksiz bir öpüşmenin sıcaklığından ortaya çıkabilen sorunları keşfettik.
    bir dokunuşla başlayan kadın kucağının kesif tensel gizemine kapıldık hepimiz.
    ve özellikle, özellikle de o cesur naif özgürlük hissine kapıldık, ilk defa uzun yola çıktığımızda temiz hava ciğerlerimizi doldururken.
    o ise gitti. gündoğumunda kalkıyor."

    kaynak.