1. youreadste henüz başlığının açılmaması ilginç bulduğum İnternet aktivisti.

    çocukluğunu genius kid olarak yaşıyor. henüz 14 yaşında bu gün hepimizin bildiği rss'in geliştirici ekibinde yer alıyor. 15 yaşında basılan bilimsel makalesi, 13 yaşında aldığı ödüllerle zaten genç yaşta farklı birisi olacağını kanıtlıyor.

    dünyayı değiştirmek isteyen idealist bir insan. bilgisayar bilimine olan yatkınlığı, yazdığı bilimsel makaleleri bir yana bırakarak stanford'da sosyoloji okumaya başlıyor ve henüz birinci sınıftayken kendi isteğiyle okulu bırakıyor. sebebi ise okulun bir zaman kaybı olduğunu düşünmesi ve kendi başına daha hızlı öğrenebileceğini düşünmesi oluyor.

    2005 senesinde, şu an amerikanın en çok kullanılan ilk 10 sitesinden biri olan reddit'i kuruyor.

    2011 senesinde araştırma için mit'de bilimsel çalışmalar yürütürken mit üzerinden ulaşabildiği tüm bilimsel makaleleri kendi bilgisayarına indirip tüm dünyaya ücretsiz olarak yayınlıyor. yanına da gerilla açık erişim manifestosu'nu koyuyor * . manifestosunda bilginin bir takım para sahiplerinin alıp sattığı, sadece bir gurup insanın erişebildiği bir meta değil, tüm insanlığın ortak mirası olduğunu dile getiriyor ve bunun karşısında herkesin elinden geldiği kadar savaşmasını istiyor.

    2011 senesinden sonra, henüz 24 yaşındayken hakkında 13 farklı dava açılıyor. 35 yıl hapis ve 1 milyon dolar para cezası verilmesi beklenirken, 11 Ocak 2013'te kendini asarak yaşamına son veriyor.

    genç yaşında arkasında bu kadar dolu bir hayat bırakması, sadece bilimi insanlara ücretsiz sunmak için yaşadığı zorluklarla daha nesillerce adı dilden dile dolaşacak bir efsane aaron swartz.

    adına belgeseller çekildi ve planlanan belgeselleri de var ancak henüz ismi geniş halk kitlelerine ulaşamamış durumda. ne zaman ki bilim açık erişim olur o zaman hollywood vicdan mastrbasyonu için hayatı hakkında çok güzel bir filim çekecektir. o zamana kadar açık erişimin var olması için çabalayan tüm insanların simgesi olacaktır.

    genç yaşında büyük adamdı aaron swartz.
  2. en meşhuru gerilla açık manifestosu olmak üzere çok güzel de yazılara sahiptir aaron swartz. buyrun yazılarını türkçe okuyun.
  3. ne yaptigini ne istedigini na yapacagini cok iyi bilen deha idi. genc yasta sistemi cozmus ve ona karsi gelmistir. karsiliginda ise hayatina son verilmistir.

    aaron swartz
    raw nerve

    bir adim geri at
    hayatımın çoğunda, işimi sadece iyi bir seçim yapmak olarak gördüm. karar verici bendim, hayatın bana sunduğu seçeneklerden en iyi seçimi yapmakla görevliydim. bu, ya da o arkadaşımla oynayabilirdim, bu koleje, ya da o koleje gidebilirdim, bu iş teklifini, ya da diğerini kabul edebilirdim.
    hatta problemlerimi bu şekilde ele aldım. eğer biri beni sinirlendiriyorsa, onu uzaklaştırmayı seçerdim. eğer birşey beni rahatsız ediyorsa, onu düşünmeyi bırakırdım. çoğu zaman önümde ne varsa gözümü ona dikerdim.
    ama şu sıralar geri adım atıp, büyük resmi görmeye çalışmanın erdemini takdir etmeye başladım. en iyi seçeneği yapmak yerine, yenilerini icat etmeye çalışıyorum. beni rahatsız eden şeyleri uzaklaştırmak yerine, onları düzeltmek için planlar mı yapmalıyım.
    bu bana garip bir his verdi. hayatımda kontrolü daha çok hissediyorum, problemlerim ile daha çok başa çıkabiliyorum. bir izi takip etmek yerine, kendi kaderimi çizdiğimi hissediyorum. açıklaması zor, ama daha da güçlendiğimi hissediyorum- fiziksel olarak değil, ama psikolojik olarak. bu iyi bir his. bir birey olarak büyüdüğümü hissediyorum.
    meraklanmaya başladım: geldiğim yerde daha fazlası var mı? daha iyi yaşam elde edebilir miyim diye sormayı asla bırakmadığımı farkettim. yine de, günlük işimde, öğrenmek ve gelişmek için sürekli yeni yollar arıyorum- en son kitapları ve alan ile ilgili makaleleri okuyorum, benzer çalışmalardaki diğer insanlar ile konuşuyorum ve onlarda neyin işe yaradığını duyuyorum. hayat için ben neden aynı şeyi yapmıyorum?
    sürpriz bir şekilde zorluğu ortaya çıkıveriyor. hayat talimatlar el kitapçığı ve heryerden öğüt verir ebeveynler ile gelmiyor. tv ve gazeteler küçük bilgilerden fazlasını önermiyor, ve bu işler ile ilgili hiçbir ders de görmedim okulda. kişisel yardım kitapları ve kişisel gelişim kursları var, tabii ki, ama fazla pratiksel görünüyor: çoğu zaman zor problemler ile çalışmakta yetersizdir ve daha ziyade ayağa kalk ve yürü der. ve iyi yaşam için bir felsefe var, ama onda ise diğer yönde çok fazla ilerlemen lazım gibi görünüyor: orada birisi için pratik olarak uygulanacak çok az şey var.
    bloglar garip bir karışım. içinde problem çözmekten ziyade probleme sebep olacak birçok icat ve cihazların bulunduğu hayat hackleri üzerine bloglar var. yazarin sabit epifaneler akışının olduğu ve tümü ‘’dikkat dağıtan şeyleri bir kenara koyun ve hepsi bu’’ diyen anti-oyalanma blogları var. ve eğer onların patentli tavsiyesini takip ederseniz tüm çılgın rüyaların gerçek olacağını söyleyen şarlatanlar var.
    yani belli bir yere gitmektense, sadece küçük bitleri (bilgisayar terim) ve her çeşit garip yerlerdeki parçaları buluyorum: psikoloji deneyleri, ticari kitaplar, felsefe, kişisel yardım, matematik, ve arkadaşlarım. ama bunun etrafında topluluk olmayınca, birisiyle tartışması da zor oluyor(bir aptal oyununda sizin ilgilendiğinizi başka insanların da ilgilenmesini ikna etmeye çalışmak)
    dolayısıyla bununla ilgili buraya yazmaya başlıyacağım ve birisi umursar mı diye göreceğim. belki büyüyerek başka birşey olur, ama eğer olmazsada düşüncelerimi temize çekmiş olucam ve sonraki okumamda birkaç iyi öneriler elde edeceğim.
    ne konuştuğumun bir adı yok, ya da iyi birşey olduğuna dair bir his. pratikle daha net olacağını umuyorum. ama bu arada, yardım ettiğin şey sana daha iyi hayat getirir mi?- düşüncede, karar vermede, çalışmada, düşünmede. ya bir alet ya bir teknik ya bir kitap ya da bir kişi.

    degistirebilecegine inan
    caral dweck hataya saplantiliydi. digerleri caresiz, ölüme mahkum bir daimi hata üzerine yasarken, bazi insanlarin nasil da herseyde basarili göründugunu bilirsiniz? dweck de bunu farketti- ve bunu çözmeye kararliydi. bu yüzden çocuklari izlemeye basladi, iki grup arasindaki farki gorebilir mi diye calisiyordu.
    1978 de carol diener ile calismasinda, cocuklara degisik yapbozlar verdi ve onlarin bu yapbozlari cozmeye calisirken ki soyledikleri seyleri kaydetti. hemencecik, caresiz cocuklar kendilerini suclamaya basladilar: “ asla tekrar hatirlamada iyi olmadim” diye bir digerí soylendi.
    ama yapbozlar gelmeye devam etti- ve zorlastilarda.” bu artik komik degil” diye agladi cocuklar. ama hala daha yapbozlar vardi.
    cocuklar daha fazla dayanamadi.”pes ediyorum” diye israr ettiler. baska seyler hakkinda konusmaya basladilar, zihinlerini acimasiz oyuncu yapbozlardan almaya calistilar.” bu hafta sonu bir yetenek gosterisi var, ve ben shirley temple olacagim” dedi bir kiz. dweck ise daha da zor yapbozlar verdi.
    simdi cocuklar sacmalamaya basladi, oyle ki hatalarini saklarcasina yapbozlarin onlar icin birinci sirada olmadigini ve ilgilenmediklerini acikca gostermeye çalıstılar. diger yandan tekrar tekrar bunun dogru olmadigi soylensede, bir cocuk cevabini kahverengi olarak tuttu ve “çikolatali kek, çikolatali kek” dedi.
    belki sonuclar sasirtici degildi. eger daha önce çocuklarla bir masa oyunu oynamaya çalistiysaniz, muhtemelen bunlarin hepsini ve dahasini (dweck masa oyununu hangi nedenle aldigini unutmus gibi gorunuyor ve tum parcalari yere atip sonrasinda ciglik atarak kosuyor) gormussunuzdur.
    ama onu sok eden sey- ve kariyerinin dersini degistiren- basarili çocuklarin davranislari idi.” herkesin bir rol modeli vardir, yasamlarinin kritik evrelerinde onlara yolu gosteren kisi” sonrasinda yazdi.” bu cocuklar benim rol modellerim. acikca benim bilmedigim birseyi biliyorlar ve benim çözmekte kararli oldugum ama yapamadigim seyi”
    dweck, bircok yetiskin gibi, hayal kirikligini ve sinirini saklamayi ogrendi, nazik bir sekilde “ bu oyunu daha fazla oynamak istedigime emin degilim” demek için, tahtaya vurmak yerine. basarili cocuklarinda ayni olabilecegini çözdü- hataya yenilmek yerine, onunla bas etmek icin taktikleri olabilirdi.
    ama buldugu sey radikal bir sekilde farkliydi. basarili cocuklar sadece hata ile yasamiyordu, onu seviyordu! ne zaman zorlassa, kendilerini suclamaya baslamiyorlardi; dudaklarini yaladilar ve “mucadeleyi seviyorum” dediler. buna benzer seyler soylediler,” zor daha da zorlasirsa, daha zorunu denemeliyim”
    yapbozlarin zorlastigi anda sikayet edip bu eglenceli degildi yerine, “neredeyse yaptim, bunu onceden de yapmistim” diyerek psikolojik olarak kendilerini yükselttiler. bir cocuk, kendisine cidden daha zor bir yapboz verilecek iken, çözmesi açikca imkansiz olan bir tane, deneycisine bakarak ve gülümseyerek “ biliyor musun, bunun bilgilendirici olmasini umuyorum” dedi.
    ¿onlarda yanlis olan neydi?
    fark, dweck´in kesfettigi, bir akil yapisiydi. dweck daima “ insan özellikleri bir tasa oyulmustur.” derdi. zekiydin ya da degildin, ve hata zeki olmadigin demekti” bu caresiz cocuklarin hata yapmaya basladiklarinda neden kaldiramadiklariydi. bu sadece onlara basaramadiklarini hatirlatti ( kolayca kafalari karisti, “kötü bir hafizalari” oldu). tabii ki artik eglenceli degildi- daima hata yaptigini hatirlatan birsey nasil eglenceli olabilirdi ki? elbette konuyu degistirmeye calistilar. dweck buna “sabit akil yapisi” dedi.- yeneklerinin sabit olmasi ve dunyanin sadece sana ne kadar iyi oldugunu gosterdigi bir seri testler oldugu inanci.
    basarili cocuklar basitce tam tersine inandilar: herseyin caba ile geldigine ve dunyanin senin gelismende ve ogrenmende yardimi olacak bir suru ilginc meydan okumadan olustuguna. ( dweck buna “gelisen akil yapisi” dedi.) iste bu yuzden daha yapbozlarda heyecanlanmislardi.- basit olanlar bircesit meydan okuma degildi, onlardan ogrenebilecek birsey yoktu. ama zor olanlar? inanilmazlardi- gelistirilecek yeni bir yetenek, meydan okunulacak yeni bir problema. son deneylerde, hatta cocuklar yapbozlari eve goturebilecekler mi diye sordular, ve boylece uzerine daha fazla calisabilirlerdi.
    dweck´e aciklayabilmesi icin yedinci sinif ogrencisine gelmesi gerekti. “sanirim zeka onun icin calismaniz gereken birsey… sadece size verilen birsey degil..cogu cocuk, eger bir cevapta emin degillerse, ellerini kaldirmayacaklar, ama benim genelde yaptigim elimi kaldirmak, cunku yanlissam,boylece hatam duzeltilecek. ya da elimi kaldirip.. “anlamadim. yardim eder misiniz?” sadece bunu yaparak zekami arttiracagim.”
    sabit akil yapisinda, basari sizin ne kadar harika oldugunuzu gosterir. caba kotu birseydir.- eger daha zorlayacaksaniz ve sorular soracaksaniz, acikca iyi olamazsiniz demektir. iyi yaptiginiz birsey buldugunuzda, bunu tekrar tekrar yapmak istersiniz, ve boylece ne kadar iyi oldugunuzu gosterirsiniz yaptiginiz seyde.
    gelisen akil yapisinda, basari gelismekten gelir. caba hersey demektir- seni gelistiren sey o dur. ne zaman birseyde iyi oldunuz, onu bir kenara koydunuz ve daha zorunu aradiniz , bu daha da gelisebileceginizi gosterir.
    sabit akil yapili insanlar hata yapmadiklarinda zeki oldugunu hissederler, gelisen akil yapisi insanlar birseyle ne kadar uzun sure mucadele verdiklerinde ve o seyi çözdüklerinde zeki olduklarini hissederler. sabitler birseyler kotu gitmeye basladiginda dunyayi suclamaya calisirlar, gelisenler ise bunu duzeltmek icin kendilerinde neyi degistirebileceklerini ararlar. sabitler daha zoru denemekten korkarlar- cunku eger basarisiz olurlar ise, bu basarisiz olduklari anlamina gelir. gelisenler ise denememekten korkarlar.
    dweck arastirmasinda devam ettiginde, bu cesit farkliliklari heryerde bulmaya devam etti. iliskilerde, gelisen zeka yapili insanlar kendilerini daha iyi olmalari icin destekleyen partnerler aradilar, sabitler ise kendilerini pedestala koyan birilerini istediler (ve problemler yaşadıklarında kötü kavgalarla sonuçlandı). gelisimci ceo lar yeni bir ürün ve gelistirme için yeni yol arayislarini sürdürdüler, sabitler ise tam tersini yapip eski basarilardan karin suyunu cikarmaya calistilar. hatta spor dallarinda bile, daimi calisma ile gelisimciler daha iyi sonuçlar aldilar, sabitler ise körelen yetenekleri için etraflarindaki herkesi suçlamakla yetindiler.
    ama dweck zeka yapisi sorusuna gelisimci bir zeka yapisi uyguladi- ve zeka yapinizin kendisini degistirebildigini kesfetti. hatta ufak müdehaleler- ögrencilere zeki olduklarini soylemek yerine, cok cabaladiklari ve en iyiyi ortaya koyduklarini soylemenin- büyük etkileri oldu. daha çok çalisarak dweck sabit-zeka yapililari atesli bir gelisimci-zeka yapisina çevirebilirdi.
    kendisini, atesli ve kendisini bahaneler göstererek ne kadar zeki oldugunu kanitlamaya calisan bir sabir-zeka yapisindan, daima yeni zorluklarin üstesinden gelmeye çalisan gelisimci-zeka yapisina degistirdi. bu kolay olmadi: “daha fazla risk almaya basladigimdan beri, günün sonunda geriye bakip nerede hatalar yaptim ve nerede geri planda durdugumu görebiliyorum. ve kötü hissediyorum (sanki sifirmissiniz gibi hissediyorsunuz).. hemen o durumdan cikip daha yüksek sayilar toplamak istiyorsunuz.” ama bu dürtüye karsi koydu- ve öncü ruhbilimcilerden biri oldu.
    ilk adim kendinizin daha iyi yapabileceginize inanmak. dweck kitabi, zeka yapisi´nda, eski sabit-zekanizla tekrar nasil konusacaginizi acikliyor. sabit-zeka yapililar,”basarisiz olursan ne olur? beceriksiz olacaksin” diyor. gelisimci-zekalilar cevap veriyor, “çogu basarili insan hayat yollarinda basarisiz oldular.”
    simdi bu calismayi ilk duydugumda, sadece sunu düsündüm: bu guzel, ama bunlarin hepsini zaten yapiyorum. zekanin degisebilecegine ve o yeteneklerin ogrenilebilecegine yurekten inaniyorum. aslinda, neredeyse patolojik olarak gelisimci-zeka yapisina sahibim. ama yanisira sabit-zeka yapisiyla ilgili bazi seylere sahip oldugumuda farkettim.
    örnegin, icedönük birisi oldugumu düsünürdüm. herkes bana hem icedönük hem de disa dönük biri oldugumu söyledi. genç yastan beri, oldukça utangaç ve kitaba düskündüm, bu da beni açikça icedönük olarak gösteriyordu.
    ama büyüdügümde, kendimi hikayenin sonunun zorlugunda buldum. bir konusmaya baslamada ve insanlari saka yaparak gülmekten kirip gecirmekte kendimi iyi hale getirmeye basladim. partilerde hikaye anlatmaktan hoslanirim, bir hikaye ya da ortamda bulunan insanlara ugultulu bir merhaba demekten hoslanirim. ama bundan acele ile kacmak isterim! kesinlikle, hala en partici adam degilim biliyorum, ama artik icedönük ya da disadönük düzende miyiz diye düsünürken kovalarca ter dökmüyorum.
    gelisimci zeka yapisi partnerim ve benim aramda bir çesit guven kelimesi haline geldi. ne zaman birisinin savunmaya gectigini ya da kendisinin iyi olmadigini dusundugu icin birseyi reddetecegini hissetigimizde gelisimci-zeka! diyoruz ve problema yaklasmaya calisiyoruz, gelisimci icin sans ya da yeteneklerimizi test sansi olarak goruyoruz. artik korkutucu degil, sadece uzerinde calismamiz gereken baska bir proje.
    tipki yasamin kendisinin oldugu gibi.