• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.50)
abluka - emin alper
20 yıl hapis yattıktan sonra, kadir şartlı tahliye olur. istanbul büyük bir siyasal karmaşa içindedir, polis ise failleri yakalamak için önlemlerini her geçen gün arttırmaktadır. emniyette yüksek bir mevkide olan hamza, şartlı tahliye karşılığında kadir’e bir iş bulmasında yardımcı olur. kadir bir çöp toplayıcısı gibi çalışarak gecekondu mahallelerinde muhbirlik yapmaya başlar. çöplerde bomba yapım malzemeleri olup olmadığını araştırmakta, buna göre istihbarat bilgisi üretmektedir. kadir, kardeşi ahmet’i çalıştığı mahallelerden birinde bulur. ahmet ise belediyede sokak köpeklerinin itlafından sorumlu birimde çalışmaktadır. ahmet, kadir’in yakın bir abi-kardeş ilişkisi kurmak için çabalarını karşılıksız bırakır. ahmet’in mesafeli tutumu, kadir’i çeşitli komplo teorileri üretmeye yöneltir.


  1. abluka, her anlamda çok başarılı bir film olmuş. film bittiğinde cevdek erek'in muhteşem müziği eşliğinde akan jeneriğe bakarken son dönemde bunun kadar iyi kaç film izledim diye düşünmeden edemedim.

    filmde belirli bir zaman, belirli bir mekan yok. emin alper, ne kadar 90'lı yılları anlatmayı amaçladığını söylese de filmdeki bu zamansızlık, bu ablukanın her zaman yaşanabileceğini hatta şu anda yaşadığımızı söylüyor bize. belli bir mekanın olmaması da bu ablukanın her yerde gerçekleşebileceğini söylüyor. zaten tüm dünya, güvenlik paranoyası yüzünden bir ablukaya dönüşmüş durumda.

    filmde iki kardeşin aralarındaki ilişki ve devlet yüzünden paranoyaya itilişlerinin hikayesini izliyoruz. kadir, 20 yıl hapis yattıktan sonra devlet adına gizli bir görevle şartlı tahliye ediliyor. görevi, çöp toplayıcısı gibi çalışarak çöplerde bomba malzemesi aramaktır. aynı zamanda mahallede polislere muhbirlik de yapar. kardeşi ahmet ise, belediye için köpekleri tüfekle vurup öldürmekte ve sonrasında bu köpekleri imha etmektedir. ikisi de devlete çalışmaktadır. aslında yaptıkları iş aynıdır; mahalleyi teröristlerden temizlemek. filmde, belediyenin köpekleri mahalleden temizlemek istemesi terörist avı ile ilişkilendirilmiştir.

    kadir de ahmet de düşmanına dost olma durumuyla karşı karşıya kalıyor. ahmet, ıskalayıp vuramadığı köpeği(teröristi) evine alır. kadir de mahallenin 'teröristlerinden' meral ve ali ile dost olur. bu durum ahmet ve kadir için bir travmadır. çünkü devlet, bu küçük insanların bu dostlarıyla düşman olmasını istiyor.

    devlet, ablukayı bizim güvenliğimiz için kurduğunu söylüyor. ama gerçekte devletin bizim hayatımızla, güvenliğimizle ilgilendiği yok. tek amacı, kendi devamlılığını sağlamak ve kendine tehdit oluşturabilecek güçleri temizlemek. mahallelerde abluka yaratarak bir güvenlik sorunun olduğunu söylüyor bizlere. bu durum da hayatımıza kolayca müdahale etmesini kolaylaştırıyor. yaşam alanlarımıza saldırıyor. insanlara bu güvensizlik durumunu göstererek onların silahlanmasını, "güvenlikli" evlerine kapanmasını istiyor. işte devlet bizi böyle böyle paranoyaklaştırıyor.( burada haneke'nin funny games filmini hatırlamakta fayda var. oradaki ailenin, dışarıdaki tehditlerden korunmak için oluşturdukları güvenlikli evleri, kendileri için dışarıya çıkamadıkları bir kapan haline gelmişti.)

    filmin ikinci yarısında ahmet'in paranoya halinden ve kendi psikolojik ablukasından kurtulma çabalarını izleriz. evine, dışarıda ıskalayıp vuramadığı köpeği alır. evde kendisine yeni bir kapı açmak için duvarı kırmaya çalışır. ahmet'in kurtuluşu için açmaya çalıştığı bu kapı bana sorun yaratan adam filmindeki adamın, dünyadaki duygusal buzlaşmadan kurtulabilmek adına duvarı kırmaya çalışmasını hatırlattı.

    filmdeki tek kadın karakter olan meral, filmin tüm erkekleri tarafından arzulanan bir arzu nesnesi olarak filmde bulunmaktadır. meral'in gidişiyle film daha da karanlık hale geliyor. zaten eşi tarafından terkedilmiş ahmet'in ve aynı zamanda 20 yıldır hapishanede bulunan kadir'in paranayoklaşmaya karşı mücadele edebilecek dayanakları da kalmamış oluyor.

    filmi, kadir'in ve ahmet'in gözünden izliyoruz. bir süre sonra ikisi de akıl sağlıklarını yitirdiklerinden filmi izlediğimiz gözler bulanıklaşıyor. böylece, olayları daha güvenli bir yerden izleyebileceğimiz bir bakış açısı kalmıyor. bu da bizim hem karakterlerle hem de hikaye ile özdeşleşmemizi sekteye uğratıyor. emin alper'in tam da bunu amaçladığını düşünüyorum. böylece yönetmen, bizden de yavaş yavaş filmdeki karakterler gibi paranoyaklaşma yaşamamızı bekliyor.

    abluka üzerine gelen yorumlara baktığımda çoğu seyirci filmin umutsuzluk ve inançsızlık yaydığını söylemiş. ben böyle olduğunu düşünmüyorum. bu filmde yaşananlar daha çok devlet tarafında olanları gösteriyor. onlar arasındaki paranoyaklaşma ve bunun sonucundaki çözülmeleri sergiliyor. yani mücadele edenleri, direniş tarafındakileri göstermiyor. onların ne halde olduklarına dair bir bakış açısı yok. bu yüzden de yapılan mücadeleye dair bir inançsızlık sergilenmiş olmuyor.

    !---- spoiler ----!

    Filmin sonundaki infaz sahnesinden, mahallelinin, kadir’in devlet adına muhbirlik yaptığını bildiği de ortaya çıkmış oluyor.

    !---- spoiler ----!
  2. hem belirli bir zamanın, bir ülkenin hikayesini anlatan hem de zamansız mekansız bir hikaye anlatan emin alper filmi. evler, eşyalar, insanlar, devletin tutumu, politik atmosfer bize bildiğimiz bir zamanı, bildiğimiz ülkeyi, bildiğimiz bir hikayeyi çağrıştırıyor ama her şey de bildiğimiz gibi değil, zaten her şey açık açık da değil. evrensel ve zamansız olan, bölgesel ve bildiğimiz zamanda olanla iç içe geçmiş, bizi şaşırtıyor.

    kadir de ahmet de büyük kırılma anları yaşıyorlar. bilmediklerini bildik sanıyorlar, görmediklerini gördük sanıyorlar. gerçek rüya oluyor, yetmiyor hayal oluyor ama o da yetmiyor, en sonunda bu hayaller gerçek de oluyor. film de bize yaşadığımız, bildiğimiz bir çok şeyi çağrıştırıyor. terör, terörist, eylem, örgüt, çatışma, saldırı, suikast... sanki filmin her yerinde gibi ama aslında yok. hiç görmüyoruz, zihnimiz ipuçlarını takip edip, varsayımlar yapıyor film boyu. kafamıza güzelce yerleştirilmiş kodlarımızdan yardım alıyoruz hep tabii.

    karakterlerine de izleyicisine de yer yer illüzyonlar yaşatmayı başaran abluka oldukça başarılı, aldığı ödülleri hak eden, izlenmesi gereken bir film. trailer