• youreads puanı (7.96)


  1. "kavuşmak özgürlükse özgürdük ikimiz de
    elleri çığlık çığlık yanyana iki dünya
    ikimiz iki dağdan
    iki hırçın su gibi akıp gelmiştik
    buluşmuştuk bir kavşakta
    unutmuştuk ayrılığı
    yok saymıştık özlemeyi
    şarkımıza dalmıştık
    mutluluk mavi çocuk oynardı bahçemizde

    acı çekmek özgürlükse
    özgürüz ikimiz de.
    o yuvasız çalıkuşu
    bense kafeste kanarya.

    o dolaşmış daldan dala
    savurmuş yüreğini
    ben bölmüşüm yüreğimi
    başkaldıran dizelere

    aramakmış oysa sevmek
    özlemekmiş oysa sevmek
    bulup bulup yitirmekmiş
    düşsel bir oyuncağı.

    yalanmış hepsi yalan
    yalanmış hepsi yalan
    sevmek diye bir şey vardı
    sevmek diye bir şey yokmuş.

    acı çektim günlerce
    acı çektim susarak
    şu kısacık konuklukta
    deprem kargaşasında.

    yaşadım birkaç bin yıl
    acılara tutunarak
    acı çekmek özgürlükse
    özgürüz ikimiz de.

    acılardan arta kalan
    işte şu bakışlarmış
    buğu diye gözlerinde
    gün batımı bulutlarmış.

    yalanmış hepsi yalan
    yalanmış hepsi yalan
    savrulup gitmek varmış
    ayrı yörüngelerde."

    teoman yorumu da takdire şayan olan güzel şarkı.
    rosa
  2. haluk levent'den dinlemesi de güzeldir.
  3. şiirin başından ve sonundan birleştirerek elde edilen şu imgelem ile dinleyiciyi paramparça etmektedir...

    "...
    elleri çığlık çığlık yan yana iki dünya
    ...
    savrulup gitmek varmış
    ayrı yörüngelerde..."
  4. ikimiz iki dağdan
    iki hırçın su gibi
    akıp gelmiştik
    buluşmuştuk bir kavşakta
    unutmuştuk ayrılığı
    yok saymıştık özlemeyi
    şarkımıza dalmıştık
    mutluluk mavi çocuk
    oynardı bahçemizde

    aramakmış oysa sevmek
    özlemekmiş oysa sevmek
    bulup bulup yitirmekmiş
    düşsel bir oyuncağı
    yalanmış hepsi yalan
    sevmek diye bir şey varmış
    sevmek diye bir şey yokmuş...
  5. (bkz: hasan hüseyin korkmazgil) in aynı isimli şiirinin ahmet kaya tarafından bestelenmiş versiyonudur. harkulade bir şiir ve harkulade bir şarkı olmuştur.

    siir;

    acı çekmek özgürlükse
    özgürdük ikimiz de
    o, yuvasız çalıkuşu
    bense kafeste kanarya
    o, dolaşmış daldan dala
    savurmuş yüreğini
    ben bölmüşüm yüreğimi
    başkaldıran dizelere
    kavuşmak özgürlükse
    özgürdük ikimiz de
    elleri çığlık çığlık
    yanyana iki dünya
    ikimiz iki dağdan
    iki hırçın su gibi
    akıp gelmiştik
    buluşmuştuk bir kavşakta
    unutmuştuk ayrılığı
    yok saymıştık özlemeyi
    şarkımıza dalmıştık
    mutluluk mavi çocuk
    oynardı bahçemizde
    aramakmış oysa sevmek
    özlemekmiş oysa sevmek
    bulup bulup yitirmekmiş
    düşsel bir oyuncağı
    yalanmış hepsi yalan
    sevmek diye bir şey vardı
    sevmek diye bir şey yokmuş
    acı çektim günlerce
    acı çektim susarak
    şu kısacık konutlukta
    deprem kargaşasında
    yaşadım bir kaç bin yıl
    acılara tutunarak
    acı çekmek özgürlükse
    özgürüz ikimizde
    acılardan artakalan
    işte o bakışlarmış
    kuğu diye gözlerimde
    gün batımı bulutlarmış
    yalanmış hepsi yalan
    savrulup gitmek varmış
    ayrı yörüngelerde...