-
youreads puanı (7.96)
-
şiirin başından ve sonundan birleştirerek elde edilen şu imgelem ile dinleyiciyi paramparça etmektedir...
"...
elleri çığlık çığlık yan yana iki dünya
...
savrulup gitmek varmış
ayrı yörüngelerde..." -
"kavuşmak özgürlükse özgürdük ikimiz de
elleri çığlık çığlık yanyana iki dünya
ikimiz iki dağdan
iki hırçın su gibi akıp gelmiştik
buluşmuştuk bir kavşakta
unutmuştuk ayrılığı
yok saymıştık özlemeyi
şarkımıza dalmıştık
mutluluk mavi çocuk oynardı bahçemizde
acı çekmek özgürlükse
özgürüz ikimiz de.
o yuvasız çalıkuşu
bense kafeste kanarya.
o dolaşmış daldan dala
savurmuş yüreğini
ben bölmüşüm yüreğimi
başkaldıran dizelere
aramakmış oysa sevmek
özlemekmiş oysa sevmek
bulup bulup yitirmekmiş
düşsel bir oyuncağı.
yalanmış hepsi yalan
yalanmış hepsi yalan
sevmek diye bir şey vardı
sevmek diye bir şey yokmuş.
acı çektim günlerce
acı çektim susarak
şu kısacık konuklukta
deprem kargaşasında.
yaşadım birkaç bin yıl
acılara tutunarak
acı çekmek özgürlükse
özgürüz ikimiz de.
acılardan arta kalan
işte şu bakışlarmış
buğu diye gözlerinde
gün batımı bulutlarmış.
yalanmış hepsi yalan
yalanmış hepsi yalan
savrulup gitmek varmış
ayrı yörüngelerde."
teoman yorumu da takdire şayan olan güzel şarkı. -
haluk levent'den dinlemesi de güzeldir. -
ikimiz iki dağdan
iki hırçın su gibi
akıp gelmiştik
buluşmuştuk bir kavşakta
unutmuştuk ayrılığı
yok saymıştık özlemeyi
şarkımıza dalmıştık
mutluluk mavi çocuk
oynardı bahçemizde
aramakmış oysa sevmek
özlemekmiş oysa sevmek
bulup bulup yitirmekmiş
düşsel bir oyuncağı
yalanmış hepsi yalan
sevmek diye bir şey varmış
sevmek diye bir şey yokmuş... -
(bkz: hasan hüseyin korkmazgil) in aynı isimli şiirinin ahmet kaya tarafından bestelenmiş versiyonudur. harkulade bir şiir ve harkulade bir şarkı olmuştur.
siir;
acı çekmek özgürlükse
özgürdük ikimiz de
o, yuvasız çalıkuşu
bense kafeste kanarya
o, dolaşmış daldan dala
savurmuş yüreğini
ben bölmüşüm yüreğimi
başkaldıran dizelere
kavuşmak özgürlükse
özgürdük ikimiz de
elleri çığlık çığlık
yanyana iki dünya
ikimiz iki dağdan
iki hırçın su gibi
akıp gelmiştik
buluşmuştuk bir kavşakta
unutmuştuk ayrılığı
yok saymıştık özlemeyi
şarkımıza dalmıştık
mutluluk mavi çocuk
oynardı bahçemizde
aramakmış oysa sevmek
özlemekmiş oysa sevmek
bulup bulup yitirmekmiş
düşsel bir oyuncağı
yalanmış hepsi yalan
sevmek diye bir şey vardı
sevmek diye bir şey yokmuş
acı çektim günlerce
acı çektim susarak
şu kısacık konutlukta
deprem kargaşasında
yaşadım bir kaç bin yıl
acılara tutunarak
acı çekmek özgürlükse
özgürüz ikimizde
acılardan artakalan
işte o bakışlarmış
kuğu diye gözlerimde
gün batımı bulutlarmış
yalanmış hepsi yalan
savrulup gitmek varmış
ayrı yörüngelerde...