1. kazadan sonra, yoğun bakımda bulunan tanıdığım bir hemşireden, arkadaşımın beyin ölümü gerçekleştiği haberini aldığımda saat sabah 4 ü geçiyordu. ailesinin bulunduğu koridora doğru yürüdüm, kimsenin haberi yoktu. teyzeleri ve kız kardeşi ağlayarak dua ediyordu iyileşmesi için. babasının yanına oturdum, sessizce koridoru izledik. haberdar edilmelerine daha zaman vardı. o an ki yaşadığım duygunun adını koyamıyorum..
  2. nadir zamanda hissedilir ve herhangi bir kategoriye sokulamaz. misal 1.dereceden bir akrabamın özel bir günü olunca anne kuaförde saçını yaptırır. çocuk ilk gördüğünde şaşkınlık mı dese, gurur mu dese, mutluluk mu dese, hüzün mü dese karışık bir duygu karmaşası içinde bulur kendini. aynı günün akşamında ise bu hissetiğinin daha şiddetlisi gelir başına, anneyle baba dans ediyordur. anne-baba-dans üçgeni tam bir travma sebebi çocuk için.
  3. hiç görmediğin, bizzat tanımadığın fakat satırlar aracılığı ile yaşamına tanık olduğun roman karakterine aşık olmak.

    (bkz: martin eden - jack london)