• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (0.00)
adieu au langage - jean-luc godard
evli bir kadın ile bekar bir adam tanışır. birbirlerine aşık olurlar, tartışırlar, hayat devam eder. aralarında evcil bir köpek vardır, ilişkilerini dengeler. ama kadının eski kocası çıka gelir ve her şey alt üst olur. ikinci bir film başlar, her şey ilkinin aynısı gibidir ama film farklıdır. bu sefer merkezde adam değil metaforu vardır. filmin sonunda bir köpek havlaması ve bir bebek ağlaması duyarız. arka planda insanlar hayata dair konuşmaya başlarlar…


  1. heidegger"e göre dil, insanın yurdudur. godard içinse (en azından filmografisini göz önünde bulundurarak, hatırlayarak) hem insanlığın mahvı hem de kurtuluşudur. godard, insana özgü ilişkileri (ister duygusal ister teknik sentimentalizmi) "yeni bir dilin" keşfiyle bağdaştırır.
    bazen genç aptal sarışın model onun büyülü kamerasına bakar ve dilin ölümünü ilan eder. dil neden vardır? sözcükler ne anlatır? tekniğin dışında insanlığın tek dilde anlaşması mümkün müdür?
    işte bu filmde post modernizme de dokundurulan ironi, dilin elvedasını o hüzünlü yüz ifadesiyle anlatır.
    godard yaşlandıkça deneyselliğine devam eder. o kirli kadrajların sinema sanatının var oluş sebebidir jean - luc; dönemin seni anlaması biraz zaman alacak.

    "mutluluğunuzdan iğreniyorum"