1. r2-d2
  2. duygu kaynaklı ve 2 farklı yolu olan eylemdir. fizyolojik olanı gözünüzden yaş akıtır. akan her damla içinde sevinçleriniz, üzüntüleriniz, mutluluğunuz, dertleriniz gözyaşıyla beraber sizden kopar ve rahatlarsınız. taşıyamayacağınız düşünceler artık sizden uzaklaşmıştır. psikolojik olanında ise insan içine ağlar. içine ağladıkça düşünceler içeride birikir, biriktikçe daha da ağlar ve olay kısır döngüye bağlar. en kötü yanı ise dışarıdan kimse farketmez, bir başınasınızdır. ağlayacaksanız gözyaşılı olanı tercih edin, hiç yoktan bir mendil uzatan olur.
  3. mahrem bir eylemdir.

    herkesin içinde olmaz bu iş. ha bazen elde olmaz o ayrı. mesela geçenlerde ankara'da yaşadığımız acı hadise. ya da bir asker cenazesi.

    çevrende olan biteni önemsemeden ağlanacaksa böyle anlarda ağlamalı.
  4. evrimciler ağlamanın ve içekapanıklılığın atalarımızın sosyal bağlarını nasıl korumaları gerektiği ve ihtiyaç duydukları desteği nasıl almaları gerektiği konusunda yardımcı olduğunu düşünüyor.üzüntü ızdırabın bir ifadesidir ve bu da doğrudan doğruya insanları acı çeken kişiye yakınlaştırır.

    ayrıca ağlamanın fizyolojisini merak edenler için
  5. bazen tamam aha şimdi ağlayacağım ama bu hiç istemiyorum, engel olmam lazım dediğim zamanlarda bu şarkıyı açıp kendimi aynanın karşısında klip çevirirken buluyorum. hem ağlamıyorum hem haykırmıyorum hem yalvarmıyorum. tebessüm ediyorum.
  6. "çalsın sazlar" filmini izliyoruz. sonu biraz duygusal. ağladığımı belli etmemeye çalışıyorum. onun yanakları ıslanmış. şaşırıyorum. "ağladın mı sen?" diyorum. "etkileyiciydi. sen ağlamadın mı?" diyor. susuyorum.

    "iftarlık gazoz"u izliyoruz. âdem ağlatıyor beni. başımı omzuna koyuyorum. saçım ıslanıyor. şaşırıyorum.

    candan'ın sesi geliyor kulağıma: "zengin çocukla fakir kızın aşkına / bir türlü kavuşup mutlu olmayışına / gözüm doluyorsa hâlâ / korkmaya gerek yok / yaşıyorum demektir."
  7. daha doğarken, dünyaya adım atar atmaz keşfettiğim ve eşek kadar adam olup, yine de ondan daha rahatlatıcısına rastlamadığımdır.

    eskiden istediğimde bana alın(a)mayan eşyalardan dolayı, kavga edip dayak yediğimden dolayı, ve benzeri aklıma gelmeyen basit şeylerden dolayı ağlardım. şimdi yaptıklarımın tatminsizliğinden, hiç bi'şeyden kolay kolay keyif alamamamdan, hiç bi'şeyi becerememden, hayatı(mı)n çok boş olmasından, dünyayı pis bir yer yapanlardan, masum, güzel insanların her gün vicdansızca katledilmesinden, onların ailelerinin masum göz yaşlarından, ve onlara aldırış etmeyen ama sözde devlet yönetenlerden dolayı ağlamak istiyorum sözlük. hıçkıra hıçkıra, hüngüre hüngüre, zırlaya zırlaya, küfür ede ede, kinle, nefretle, düşünerek, kimsenin gelip yanıma saçmalayamayacağı, ağlama diyemeyeceği bi'yerde uzun bi süre boyunca ağlamak istiyorum.

    söyleyin bana, erkek adam neden ağlamaz sözlük?
  8. "bana garip gelen, gözyaşlarının doğmadan önce programlanmış olmasıdır. bu demektir ki, ağlayacağımız önceden saptanmış. bunu hiç düşündünüz mü? kendine saygısı olan hiçbir yaratıcı yapmaz bunu. " (*:onca yoksulluk varken - emile ajar)
  9. ağlamak güzeldir
    süzülürken yaşlar gözünden
    sakın utanma
    ağlamak öfke delice nefret
    doruklarda aşk doyumsuz sevinç
    kahreden keder kısaca hayat
    ve nefesin ve nefesindir..


    sezen' in bu sözlerini aklıma getirir hep. ne zaman ağlayacağı belli olmayan biriyim ben. ne akan rimelime takarım ne tuhaf bakışlara..