1. doya doya ağlamayalı ne kadar zaman oldu bilmiyorum. şöyle salya sümüğe karışmış, yüzümün aldığı şekli, hıçkırıklarımı, sesimin tuhaf tınısını çocuklar gibi umursamadan, içimdeki öfkeyi dindirerek ağlamak benim için doya doya ağlamak sanırım. zamanında biri mi demişti yoksa ben mi uyduruyorum emin değilim. "biri ağladığında dünya üzerinde (evrende) başka birinin acısını dindirir" diye. buna inanmayı öyle çok istiyorum ki...
  2. dün saçma bir neden için o kadar çok ağladımki aslında saçma bir neden değildi biri içindi ya da onun içinde değildi bilmiyorum ama ağladım zaten sadece yalnızken yapabiliyorum bunu çünkü ağladığım zaman biri görürse o mükemmel sarsılmaz güçlü kişiliğin aslında ne kadar kırılgan olduğunu farkeder diye öyle çok korkuyorum ki.
  3. antidepresan etkisi yapan bir eylem. ciddiyim. bilimsel olarak inceleyelim.

    aslında ağlamak dediğimiz olay üç çeşitten oluşuyor:
    1- temel gözyaşları: gözün kurumasını engelemeye yarayan gözyaşları. hiç gözünüzde koruma yokken motosiklete bindiniz mi, ya da arabanın penceresinden kafayı çıkardınız mı? gözünüze giren rüzgarın etkisiyle gözünüzden şapır şapır dökülen yaş bu sınıfa giriyor. tabi günlük hayatta da sürekli salgılanıyor ama normal koşullarda biz varlığını hissetmiyoruz.
    2- refleks gözyaşları: bir etkene tepki olarak salgılanan gözyaşları. mesela soğan doğrarken soğan değil de çocuğumuzu doğruyormuş gibi ağlamamız bu yüzden. bu gözyaşı tipi göze zarar verici etken algılandığında ondan kurtulmamız için salgılanıyor.
    3- duygusal gözyaşları: sadece insanlara özgü olan, ve antidepresan etkisi yapıyor derken kastettiğim gözyaşları. sevgilinden ayrılınca, kötü bir gün geçirince, acıklı bir film izleyince gözlerimizden süzülen yaşlar bu sınıfa giriyor.

    duygusal gözyaşlarının amacı bizi daha iyi hissettirmek. bunu da iki yolla yapıyor.
    öncelikle bu gözyaşlarını etrafımıza sinyal vermek için kullanıyoruz. gözlerimizin sulanmasıyla görüşümüz bulanıklaşıyor, ve savunmasız bir hale geliyoruz. çevremize yatıştırılma, ilgi, şefkat ihtiyacı içerisinde olduğumuzun sinyalini veriyoruz. evrimsel bakış açısından bakarsak, dilin olmadığı dönemlerde gözyaşları sayesinde sağlanan bu iletişim sonrasında hayatta kalma şansı artmış oluyor. yapılan bir araştırmada, ağlayan insan fotoğraflarından fotoshop kullanarak gözyaşları silinmiş ama insanların yüz ifadeleri aynı bırakılmış. katılımcılar fotoğraflara bakıp insanların üzgün olup olmadığını değerlendirdiklerinde, gözyaşı olan fotoğraflardaki insanlar çok daha üzgün olarak nitelendirilmiş.
    evrimsel ve sosyal boyutu bir kenara bırakırsak, duygusal gözyaşlarının asıl yaptığı şey bir takım hormonlar salgılayarak stres seviyemizi azaltmak. duygusal gözyaşlarının diğer tip gözyaşlarına göre yapısı da bir hayli değişik. mesela temel gözyaşlarının büyük çoğunluğu sudan oluşurken, duygusal gözyaşlarının içersinde bolca acth denen ve stresle yakından ilişkilendirilen bir protein var. ağlamanın acth'ın vücuttan atılmasını hızlandırdığı düşünülüyor. aynı zamanda duygusal gözyaşlarıyla beraber vücutta eucine enkephalin (doğal bir ağrı kesici imiş) gibi stres seviyesini düşürücü hormonlar salgılanıyor. duygusal gözyaşları bu sayede bizi ağlamamız bitince pamuk gibi bir kıvama getirmeye çabalıyor. yapılan bir araştırmaya göre insanların büyük bir kısmı ağladıktan sonra kendilerini rahatlamış hissettiklerini söylüyorlarmış.

    kendimi mutsuz hissettiğimde youtube'dan acıklı videolar açıp ağlamak gibi garip bir huyum var. bu araştırma sağolsun bu hareketimi bir akıl mantık çerçevesine oturtmuş oldum. "erkek adam ağlamaz" diyenlere de kapak olsun. rahat rahat ağlayın beyler bayanlar. laf eden olursa bu çalışmaları paket yapın gönderin.^:swh^

    orijinalini izlemek isteyenler için esas kaynak olan video
    bunlar diğer kaynaklar: 1 2 3 4 5 6
  4. duyguları sıvılaştırıp görünür kılmak.
  5. turgut uyar'ın dediği gibi ''alçakça eksilmektir biraz.''
  6. duygu kaynaklı ve 2 farklı yolu olan eylemdir. fizyolojik olanı gözünüzden yaş akıtır. akan her damla içinde sevinçleriniz, üzüntüleriniz, mutluluğunuz, dertleriniz gözyaşıyla beraber sizden kopar ve rahatlarsınız. taşıyamayacağınız düşünceler artık sizden uzaklaşmıştır. psikolojik olanında ise insan içine ağlar. içine ağladıkça düşünceler içeride birikir, biriktikçe daha da ağlar ve olay kısır döngüye bağlar. en kötü yanı ise dışarıdan kimse farketmez, bir başınasınızdır. ağlayacaksanız gözyaşılı olanı tercih edin, hiç yoktan bir mendil uzatan olur.
  7. evrimciler ağlamanın ve içekapanıklılığın atalarımızın sosyal bağlarını nasıl korumaları gerektiği ve ihtiyaç duydukları desteği nasıl almaları gerektiği konusunda yardımcı olduğunu düşünüyor.üzüntü ızdırabın bir ifadesidir ve bu da doğrudan doğruya insanları acı çeken kişiye yakınlaştırır.

    ayrıca ağlamanın fizyolojisini merak edenler için
  8. kalbi yumuşatır.
  9. gözlerin canına okuyan eylemdir.zaten ufak gözleriniz varsa ağlama ile birlikte o şişliğin içinde kaybolur.burnunuzun akmasına ve tıkanmasına neden olur ki bu en sinir bozucu şeydir. bunu herkes içinde yapanda vardır sadece tek başınayken yapanıda vardır.neyse bunları sonra konuşuruz.