• youreads puanı (8.45)


  1. En sevdiğim türküdür. Tüyler ürperten bir hikâyesi vardır.

    Uzun ve yorucu bir seferden dönen Dumlupınar denizaltısı, Nağra Burnu açıklarında İsveç bandıralı Nabuland Şilebi ile çarpıştı. Sessiz, soğuk ve bulanıktı gece. Başından aldığı şiddetli darbe ile Dumlupınar birkaç saniye içinde sulara gömüldü. Gemideki 81 kişilik mürettebattan sağ kalan 22 kişi, geminin arka bölümündeki torpido dairesine sığındı. Mahsur kalanların su yüzüne fırlattıkları telefon şamandırasıyla gemi ile irtibat sağlandı. Sağ kalan 22 kişiyi kurtarmak için herkes seferber oldu. Bu arada oksijeni idareli kullanmaları için, gereksiz yere konuşmamaları, şarkı türkü söylememeleri ve sigara içmemeleri konusunda uyarılar yapıldı. Ancak saatler süren kurtarma çalışmalarının sonunda, umutların tükendiği anda karanlıkta bekleyen 22 kişiye, herşey yine aynı sözcüklerle anlatıldı; konuşabilirler, türkü söyleyebilirler ve hatta sigara bile içebilirler. Şamandıradaki telefon hattının öbür ucundan, tüm Türkiye, denizaltıda tevekkülle ölüme yapılan hüzünlü ama başı dik türküsünü dinledi.

    hikâye alıntıdır.
  2. oldukça hüzünlü bir hikayeye tanıklık eden türkü. üstüne söylenebilecek çok şey yok. uzun süren kaçınılmazlık, çaresizlik ve kabullenmişlik, acı ve onurlu bir şekilde karşımıza çıkıyor.
  3. her dinlemede aynı acı hissiyatın kişiyi ele geçirmesine neden olan duygu yüklü türküdür.
    bir benzeri için (bkz: drama köprüsü)
  4. sözlerini de bırakayım şuraya, hep beraber söyleriz.

    --

    ah bir ataş ver cıgaramı yakayım
    sen salın gel ben boyuna bakayım
    uzun olur gemilerin direği
    ah çatal olur efelerin yüreği
    ah yanık olur anaların yüreği


    ah vura taşa gavur sinem koy yansın
    arkadaşlar uykulardan uyansın
    uzun olur gemilerin direği
    ah çatal olur efelerin yüreği
    ah yanık olur anaların yüreği
  5. hikayesiyle yürek dağlayan türkü, ölmek üzere oluşunu bilen 22 kişinin son ezgisidir.