1. ahlaksızlık kavramının tanımı, birileri tarafından değiştiriliyor, buna çağdaşlık ve medeniyet denmeye başlanıyor. bundan da tehlikelisi, ahlaksızlıkların artık normal ve sıradan işler olarak görülmeye başlanmasıdır. bir zamanlar insanımızı ürperten ahlaksızlıklar, şimdi neredeyse hoş görülür bir hale gelmiştir ve insanlarımız bunu fark edememektedir. sistemin yaptığıdır ve şu anki en büyük kozudur.

    gitgide yozlaşmaktayız. buna töre, din, kültür vs. bazında bakmayalım. direkt insanlıktan yozlaşıyoruz. modernlik çatısı altında bize çıplaklık, tek gecelik ilişkiler, aldatma, yalan söyleme, görgüsüzlük ve nankörlük sunuluyor. bunları herhangi bir kültüre veyahut dine dayandırarak düşünmeyelim. sadece insanlık adı altında düşündüğümüzde dahi ne denli berbat olduklarını görüyoruz.

    yozlaşmanın meşrulaştırılmasına savunmalar üreten güruhlar görmekteyiz. ekonomi perspektifinde yapılan savunma buna bir örnektir. çalıp çırpmayı savunmamakla beraber durumu bu minvalde inceleyelim. hırsızlığa niye karşısın; çünkü mevzubahis üçüncü kişilerin yenen hakları. peki, kadın-erkek ilişkilerinde mağdur edilen, hakları yenen diğer üçüncü kişiler (aldatılan, yalan söylenen taraf) yok mu? elbette var, yani rezilliği rezillik üzerinden kapamaya çalışmak...
    rezilliği rezillik üzerinden kapamaya çalışmaya tecavüze uğrayan kadına “orda o saate ne işi vardı?” sorusunun yöneltilmesi en ‘rezil’ örnektir. tecavüz oluyor ve meşrulaştırılmaya çalışılıyor. ahlaki yozlaşma, değerleri yadsıma, ne dersek diyelim, içinde bulunduğumuz dönemde belirli güruhların kontrolünden çıkmıştır, tümden dünyanın seyriyle ilintili kavramlardır.

    son dönemde de ahlak kurallarının tamamen yıkılması gerektiğini öne sürenler mevcuttur. ahlak kuralları ya da ahlakla ilişkili durumlar, temalar insanın var olduğu ilk günden beri onunla birliktedir. dinle, töreyle ilişkilendirmeye hacet yoktur. çağa göre değişir ama yıkmak tamamen farklı bir olaydır. ahlaki yozlaşmayı, yalanı, aldatmayı, tek gecelik ilişkileri, tecavüzü, yolsuzluğu, saygısızlığı meşrulaştırmaya çalışmak; modernizm ve/veya medeniyet çatısı altında sunmak en az bu eylemleri gerçekleştirmek kadar bayağı bir durumdur.
  2. kalabalık içinde yalnız kalmama sebep olan altın tepsi.
    ekleme: burada bahsedilenin özgürlükle özgür düşünce ile alakası yoktur. ahlak ön plana çıkarılsa insanlar ahlaklı olacak şu an ahlaksızlık ön plana çıkarılıyor ve ahlaksız bir toplum ortaya çıkıyor. kendi kararlarını kendi veren insan yok. ben insanın doğuştan gelen ilkel benliğinde ahlak kodları ile doğdunu düşünüyor ve mutlu olabilmesi için bu kodlara karşı gelmemesi gerektiğini düşünüyorum. karşı gelecek olduğu durumlar kendini güncellemesi gereken noktalar olabilir ama bunları kendi istediği için yapmalı. yani önce farkındalık, sonra özgürlük canlarım. öyle bir iki kitap okudun diye her şeyin farkında olamazsın.
    ondan sonra zırlamayın bu insanlar neden böyle diye? akp hedede hödöde diye. zararı yokmuşmuş. farkındalığı öğrenin önce sonra filozofların dedikleriyle farkında olduklarınızı karşılaştırın. farkında olmazsan böyle adamın dediğini robot gibi kabul edersin. sonra ben özgürüm. değilsin.
    diğer ortaya atılan ya da atılacak argümanlara da söylemek istediğim; hepimizin into the wild şansı olmadığıdır. önce insanlığa bu şansı verin ondan sonra insanlığı istediğiniz kadar öldürün. toplumda yaşadığınızı unutmayınız. yine farkındalığa döndü olay. hakikaten önce bunun irdelenmesi gerekiyor bence.
    son edit: son olarak şunu sormak istiyorum, özgecan'ın faillerinin favori dizisi neydi? ben size söyleyeyim. fatmagülün suçu neydi? medeniyet böyle bir diziye izin veriyor, o halde herkesi belli bir seviyeye çıkaramamış toplumun bu dizinin etkilemesiyle yani medeniyetin etkilemesiyle bu caniliğin önünü açıyor ve sende buna özgürlük diyorsun. ah şu hayalperestler.
  3. tam olarak olması gerekendir.

    medeniyetten kastımız; insanların düşüncelerinin özgür olması ve isteyenin saygı kapsamında istediğini yapabilmesi değil midir?

    şöyle bir soru sorayım, kime göre ahlaksız? dünyada evrensel bir ahlak yasası yok. x kişisine göre homoselsüel olmak ahlak dışı iken, y kişisine göre ahlak dışı değildir, z kişisi ise doğrudan homoseksüel olabilir.

    ahlaksızlık tanımını "çoğunluğun ahlakına ters olan" olarak düşünen kişi, bir yerlerde yanlış yapıyordur. şöyle bir laf vardı, hatırlarsınız

    "söylediklerinizin bir kelimesine dahi katılmıyorum. ancak bunları söyleme hakkınızı ölene dek savunacağım." -voltaire

    medeniyet, "ahlaksız" olarak görülen çoğu şeyin aslında sadece size göre ahlaksızlık olduğunu insanlara öğretti. bu sayede fikirlerimizi beyan edebiliyoruz. bu sayede isteyen istediği şeyi konuşma hakkına sahip. başkasına zarar vermeden istediğimi yapma hakkına ben bu sayede kavuştum.

    mesela dergahlarda bir çeşit dini rituel yapan insanlar var. cemaatler yoluyla fikir empoze eden insanlar var. insanları kandırıyorlar gibi geliyor. yalan söyleyen var, eşini aldatan var, sokakta çıplak gezen, tek gecelik ilişkileri olan insanlar var. bunlar bana göre ahlaksızlık. peki bana bir zararları var mı? yok. karışmaya hakkım var mı? yok. karışıyor muyum? hayır.

    (bkz: ahlak)
  4. ahlaksızlık medeniyet çatısı altında sunulmaz. aksine, medeniyet çatısı altında sunulan, insani güdüleri bastıran, ötekileştiren, kişi ilişkilerinin görünmez polisi olan ahlaki buyruklardır. bu da son zamanların yeni modası: "ahlaksızlık diz boyu ühühühühü" tek gecelik ilişki nasıl ahlaksızlık olabilir örneğin? iki kişinin karşılıklı rızasıyla olan insani bir aktivitenin ahlaksızlık olduğunu hangi doğa yasasından çıkarabiliriz? tecavüzün, hırsızlığın, bozgunculuğun görülmesinin insanların bilinçlerinin dışarıdan müdahalelerle belirli bir yöne çekilmesinin ve oluşan durumun bu insanların içgüdüleriyle, bilgisizlikleriyle çatışması sonucu ortaya çıkan dengesiz ruh hali ve negatif tutum, ahlaksızlık yaftasından daha mantıklı bir açıklamadır. birkaç on yıl daha olmasa bile insan türünün -ortaçağ zihniyetinin değil- bilincindeki sıçramalarla, zamanla ahlaki kurallar da, dinler de, ırkçı ve coğrafyacı ideolojiler de ortadan kalkacaktır. değişime direniyoruz ama bu uzun sürmeyecek. ben ahlaki kurallara ihtiyaç duyarım çünkü cemaat evinde hangi hocanın bana tecavüz edeceğinden korkarım, bir kadın ahlaki kurallara ihtiyaç duyar çünkü gece tenha bir yerde korkusuzca yürüyemez, insanlar kapılarını kilitlerler çünkü kimin evlerini yağmalayacağını bilemezler çünkü ortada bunca inanca, bunca yasaya, bunca geleneğe rağmen tecavüz eden, hırsızlık yapan insanlar vardır. bu insanlar bu eylemleri ahlaksız bir ortamda yetiştikleri için mi yaparlar? aksine medeniyet ve onun getirdiği inanma, yaşama biçimlerinin kendilerine bir solucanın sahip olabileceği kadar bilinç kırıntısı bahşettiği için yaparlar. tek gecelik ilişkilerden korkuyoruz çünkü hala kadınlara sahip olunan birer nesneymiş gibi bakan ataerkil düşüncenin kölesiyiz. korkuyoruz çünkü birlikte olduğumuz insanı delicesine kıskanıyor ve onun bir başkasıyla olabilecek birlikteliğinden ahlaki çıkarımlarla vazgeçirmeye çalışıyoruz, onu kapatıyoruz, örtüyoruz, tarlaymış gibi sürüyoruz çünkü onun bundan fazlası olmadığını bilinçaltımızdan gelen sinyallerle gizil olarak kabulleniyoruz. hala ortaçağın düşüncesini, insanı merkeze almayan ideolojileri kabullenenler yeni yaşam tarzlarına ne bugün ne de yarınlarda uyum sağlayabilecekler.
  5. öyle bir durum yoktur. aksine medeniyetin gerisinde kalmış, zamana ayak uyduramayan kişilerin medeniyeti ve bu şekilde medeni yaşayan insanları karalaması söz konusudur. kedinin ulaşamadığı ciğere mundar demesi anlayacağınız.

    üstelik medeniyet sana insanca yaşama, birey olma, hakkını sonuna kadar savunma imkanı tanırken, medeniyetsiz topluluklarda harem de kurarsın, nikahın olmadan 4 kadınla da sevişirsin, 9 yaşındaki çocuğa kadın/erkek fark etmez göz de dikersin. eee hani marjinal bizdik?
  6. ahlaksızlığı; bilimiyle, sanatıyla, siyasetiyle, toplumsal değerleriyle, show'larıyla, başarılarıyla, en önemlisi iş ahlaklarıyla medeni olmuş batı kültürünün cinselliği aşmış olması durumuna indirgemeye çalışan, kendi çöplüğünde ölüp gitmeye mahkum olan insanların kurduğu cümledir bu başlık..

    tek gecelik ilişkileriniz olsa da keşke, tecavüzünüz, işgüzarlığınız ve bağnazlığınız olmasa dediğimdir.
  7. böyle bir şey yoktur. ahlak ve medeniyet kelimeleri herkes için aynı anlamı ifade etmeyebilir. senin için sokakta öpüşmek ahlaksızlık olurken, benim için adam kayırma ahlaksızlık olabilir. senin medeniyet anlayışın vip hac ziyareti olabilirken benim için ifade ve fikir özgürlüğü olabilir. beyni bacak arasında olanla kafatası içinde olan adamların aynı hayat görüşlerine sahip olması beklenemez.
  8. kadın yer yüzünde güzelliği temsil eder. insanın fitratinda ise güzel olani istemek, arzulamak vardir. bu iki olgu bugun ki dunya nüfusunu oluşturmuştur. erkek kadını guzel bulmuş. guzellik erkegin şehevi duygularini kabartmis. kadını istemiş. kadın da bunu ozgur iradesyile kabul edince seks(bkz: aşk yapmak) yapmışlar. çünkü yaratılışlari bunu gerektiriyormuş. bizler ve diger milyonlarcamiz dunyaya gelmiş. buraya kadar ahlaksizlik seklinde degerlendirilebilecek hic bir sey yok. fakat zamanla insanlik kadın uzerinden para kazanabilecegini, boylece daha fazla kadin elde edebileceğini, daha rahat ve daha refah olabilecegini farketmiş ve kadini pazarlama başlamış. ahlaksizlik da tam burada filizlenmeye başlamış satilabilecek herseyin hedef kitlesine gerceklestirecegi cagriyi kadini kullanarak yapmış (bkz: seksist reklam) . kozmetikten modaya her ne varsa icat etmisler gelistirmisler. kadinlari gormek istedikleri gibi boyayip istedikleri gibi giydirip istedikleri şeyi pazarlamada kullanmışlar. goruntusuyle gundeme gelen kadin - zaten fitratinda oldugu icjn- begenilmekten hoşlanmiş. fakat objelestirildigini görmemiş. görse dahi artik geri donulemez bir hal aldığından mevcut duruma razi gelmiş. kimileri intihar etmiş, kimileri bu gidisata dur demeye kalktiklari icin siddet görmüş, öldürülmüş. bunlarin hepsi medeniyet zirvasi altinda vukuu bulmuş. kadinlari yakip o gunu kadinlar gunu ilan etmişler. onlari öldürüp sonrada kendi kendilerini yargılamislar.. diyecek şey çok. modern dunyada kadin değersizdir. ne yazik ki oyle de kalacaktır..

    not: bu girdi basliktaki önerme altina girilsede iceriginin önerme ile cok ilgisi yoktur. daha cok kadina yapilan buyuk ahlaksizliktan bahsedilmiştir. ahlaksizligin daha bir cok turu ve sekli var.
  9. yanlış başlıktır.
    doğrusu için (bkz: medeniyetsizliğin ahlak çatısı altında savunulması)
    nedenlerine gelince:
    1-) evrensel ahlak diye bir kavram yoktur. ahlak kavramı toplumdan topluma göre değişmektedir. mesela bazı kabilelerde savaşta öldürülen savaşçının cesedini yemek ahlaklı bir davranış sayılırken çoğu toplum bu uygulamaları günümüzde barbarlık olarak addetmektedir. objektif bakış açısı ile, iki tarafın da görüşünü haklı çıkartabilecek kanıt yoktur.
    2-) bazı davranışların tüm insanlık tarafından yanlış olarak addedildiği doğrudur. buna örnek olarak insan öldürmek gösterilebilir. ancak bu bile evrensel bir ahlak kuralı değildir ve bazı durumlarda (savaş gibi) insan öldürmek toplum tarafından ahlaklı veya en azından doğru bir davranış olarak gösterilebilir.
    3-) kısaca, toplum ahlak için bir referans noktası olarak alınamaz. ancak, evrimsel bir bakış açısı ile aynı topluluk içinde yaşayan insanların çoğunluğunu olumsuz etkileyen ya da yok olmalarına sebep olacak davranışlar "ahlaksızlık" veya yanlış bir davranış olarak nitelendirilebilir çünkü bu tarz davranışların toplumun yok oluşuna sebep olabileceği düşünülebilir.
    4-) tek gecelik ilişkilerin ya da çıplaklığın toplumun yok oluşuna sebep olduğuna dair kanıt yoktur. öyle olsaydı çok sayıda "batılı" ülkenin yok olması gerekirdi.
    5-) öte yandan "ahlak" kisvesi altında sunulan davranışların bir toplumu yok oluşa sürükleyebileceği ve bölgesel olarak medeniyeti sona erdirebileceği konusunda kanıt vardır. örnek olarak orta doğu coğrafyasının durumu ya da ışid hakimiyetindeki bölgeler gösterilebilir. geçmişte avrupa'nın durumu da bu hipoteze bir örnektir.
    6-) insanların kişisel doğru ya da yanlışları olabilir. insanlar kendi koydukları bazı kurallara göre yaşamayı tercih edebilirler. ancak bu kurallar topluma ya da üçüncü kişilere zarar vermediği sürece geçerlidir.eğer başkalarına zarar veriyorsa ancak ahlaksızlık olarak addedilebilir. mesela homoseksüel diye bir insanı cezalandırmak ahlaksız bir davranıştır çünkü uzun vadede topluma katkısı olabilecek çok sayıda insanı etkisiz hale getirebilir ya da yok edebilir. bu da toplumu geriye götürür ve yok oluşuna yol açabilir.
  10. bir de şöyle bir şey var, o daha mide bulandırıcı:
    ahlaksızlığın din çatısı altında sunulması.