1. Dövülmüşüm
    Sövülmüşüm
    Kovulmuş.
    Siktir çekilmişim yani
    Kendi öz yurdumda.
    Bir meri keklik gibi
    Çeker giderim.

    lan gardaş bu nasıl yara .

    doğum günü kutlu olsun
    mesut
  2. https://www.youtube.com/watch?v=RBsFvFKEuc4
    bu çokçokçok çok acayip bir video. ister istemez aklıma sosyal medyada rastladığım şu yazı geliyor:

    Solcuların son sesle,
    İslamcıların kısık sesle,
    Ülkücülerin gizlice dinlediği bir efsanedir ahmet kaya.
  3. Acılarla ve haksızlıklarla geçen, gurbette son bulan yaşamına muhteşem eserler sığdıran sanatçı. Şarkı sözlerinin büyük çoğunluğu aynı zamanda eşinin kardeşi olan (bkz: yusuf hayaloğlu) tarafından kaleme alınmıştır.
    10 Şubat 1999'da Magazin Gazetecileri Derneği'nin düzenlediği ödül töreninde yılın en iyi sanatçısı ödülünü aldı ve ödül konuşmasında: "Ben bu ödül için İnsan Hakları Derneği’ne, Cumartesi Anneleri’ne, tüm basın emekçileri ve tüm Türkiye halkına teşekkür ediyorum. Bir de bir açıklamam var: Şu anda hazırladığım ve önümüzdeki günlerde yayımlayacağım albümde bir Kürtçe şarkı söyleyeceğim ve bu şarkıya bir klip çekeceğim. Aramızda bu klibi yayınlayacak yürekli televizyoncular olduğunu biliyorum, yayınlamazlarsa Türkiye halkıyla nasıl hesaplaşacaklarını biliyorum." dedi. Sırf bu sözlerinden dolayı ona küfür edip, bölücülükle suçlayan türkiyenin sözde sanat dünyasına mensup kişileri ve sonrasında yaşananları, eşi gülten kaya'nın anlattığı o gece belgeselinden izleyebilirsiniz.
    Tıpkı nazım hikmet'i 48 yıl sonra türkiye vatandaşlığına geri almaları ve eserlerinin değerini geç de olsa gördükleri gibi, günümüzde de ahmet kaya her kesimden insan tarafından dinlenir. Yaşanan onca acı da halı altına süpürülür. Ve yapılan yanlışlar, elbette ki her zaman yanlarına kalır. O yıllarda çok küçüktüm ancak bu belgeseli izlemek beni haftalarca içinden çıkamadığım sinir krizlerine soktu. Bunca aptalın şimdilerde keyif içinde yaşadığını bilmek anlaşılır gibi değil. Hala türk ve kürt kelimelerini yanyana görünce "bölücü! Bölücü asın onu, kesin onu!" diye bağıran bilinçsiz ve yapay milliyetçilerle aynı havayı soluyoruz. Sadece anlayış, tek gereken bu. İnsanların ataları, insanların Yaşadığı şehirler, insanların konuştuğu diller; bunlar üzerinde kavga edilmesi gereken şeyler değil. Bunları söylerken utanıyorum inanın. Çünkü bunu okuyan birçok insan benden daha çok yaşamış, görmüştür büyük ihtimalle. Kesin bunları da biliyorlardır. Peki herkes bu basit şeyleri biliyorsa yaşamamız, bunları konuşmamız, bir akşam patlayan bombada ölmemeye çalışmamız ve bunlara engel olmamız neden hala bu kadar zor?
    jole