1. kariyerine, felsefeye dönmeden önce klasik filolog (Yunan ve Roma metin eleştirmeni) olarak başlayan, 1869 yılında yirmi dört yaşındayken, Basel Üniversitesinde klasik filoloji kürsüsüne, bu yeri alan en genç kişi olarak atanan 1879 yazında, hayatının büyük bölümünde kendisine dert olacak olan sağlık sorunları yüzünden akademiden ayrılan nietzsche'den alıntı yapılarak öne sürülmesi biraz garip duran önerme .

    neticede, nietzsche aldığı akademik eğitimin de sayesinde eleştirelliğini ve düşüncesini derinliğine kurabilmiştir.

    bertrand russel'ın 'yararsız bilgi', 'yararlı bilgi' kavramlarıyla önermenin, doğruluk payı verebileceğim bir yönü var.

    '...geçen yüz elli yıl boyunca insanlar yararsız bilginin değerinin ne olduğu sorusunu gittikçe daha çok kurcalamışlar ve gittikçe daha çok, sahip olmaya değer biricik bilginin toplum iktisadi hayatının şu ya da bu bölümüne uygulanabilir bilgi olduğu inancına varmışlardır...bilgi her yerde, iyiliği kendi içinde bulunan bir şey, ya da genellikle daha geniş, daha insancıl bir hayat görüşü yaratma aracı değil, sadece teknik ustalığın ayrılmaz bir parçası sayılır hale gelmektedir. bunun bir nedeni de, bilimsel, teknik ve askeri zorunluk yüzünden toplumun eskisine oranla daha bir bütünleşmiş hale gelişidir.'

    (bkz: aylaklığa övgü - bertrand russell)

    akademiler, son iki yüzyıldır dar çerçeveli yararlı bilgiye odaklanmıştır. Yararlı bilgi okuldan mezun olunca pratik hayatında sana katkı sağlayabilecek bilgiler. bu nedenle, artık yararsız bilgi olarak görülen özellikle soyut ve derinlemesine bilgilerin pratik yaşam koşullarında yaşamsal faaliyetleri sağlayabilecek ölçüde dahi getirisinin olmaması belli bir sistem içinde kalma, farklı düşünmeme, ortama ayak uydurma için yararlı bilgiye tapınma eğilimini de beraberinde getirmiştir.

    aslında pragmatik bir tutum söz konusu olan ve alıntılanan bölümde nietzsche akademisyenler ya da akademiler olmasın demez, baskın olan ve değişmesi gereken genel düşüncenin koşulları altında boşa kürek çekildiğini söyler.

    bu tarihsel bir durumdur ne doğru ne de yanlıştır, diyalektiğe maruz kalacaktır.