1. vaktiyle yavuz çetin'in de arkadaşı olan, türkiye'nin en önemli gitar virtüözlerinden biri. bulutsuzluk özlemi ve pinhani'yle uzun yıllar çalışmıştır. bu günlerde kendi projelerine ağırlık vermeye başladı diye biliyorum. yavuz çetin bir röportajında onun için "bir kilometreden dinlesem 'a bizim akınlar çalıyor' derim" demiştir. öyle farklı bir tarzı vardır. gitarı onun kadar duygulu çalan adam çok azdır yeryüzünde. hele ülkemizde belki en duygulu çalan adamdır.

    yazdığı sololarda geri makamsal yürüyüşleri sık görürsünüz. soloya attığı imza gibi bir şeydir bu. ama her seferinde öyle farklı yürüyüşler yapar ki "öf yine düz yürümüş" diyemezsiniz. o asla dümdüz geriye gelerek yürümez sololarda. mutlaka araya ufak bir tat bırakır. içinizi acıtan ufak bir tat. arada hiç beklenmedik hareketler de yapar. pesten giden bir soloya tizden tek bir nota koyup devam eder mesela (örnek: dön bak dünyaya'nın solosu). tremolo kolunu pek sık kullanmasa da kullandığında da duygusal çöküntü yaşatır insana. senelerdir gitar çalmama rağmen hala bir solosunu çıkartmak için saatlerimi harcıyorum.

    yazdığı solonun uzunluğu ne olursa olsun insanı ağlatma potansiyeli vardır. sertap erener'in şarkısı olan bir damla gözlerimde'nin akustik coverında ufacık ama öyle bir solo atmış ki mesela içiniz sızlar başa alıp alıp dinlersiniz. aynı şekilde dön bak dünyaya'nın solosunu da mutsuzken dinlemenizi tavsiye etmem. dünya çapında büyük gitaristleri de sürekli dinlerim ama o soloda farklı bir büyü var. mutlu insanı bile mutsuz eden, mutsuzu yerin dibine sokan bir büyü.

    kendisi aynı zamanda bass gitarda da çok başarılıdır. hayır elbette onu da çalabiliyor ama ciddi anlamda başarılı. 2. yavuzfest'te bulutsuzluk özlemi'yle birlikte sahne aldığında bass çalmıştı ve "nerede birkaç dakika önce elektroyla attığı sololar nerede bu" dedirtmedi, deniz demiröz'le karşılıklı solo attılar. davula geçse orada da harikalar yaratır gibi duruyordu.

    uzun sözün kısası bilinip tanınması gereken sıcak kanlı, babacan, mükemmel bir insan ve gitaristtir.
    jimi
  2. aylar önce açtığım başlığa ikinci yorumu yine kendim girmem bir nebze üzdü. neyse.

    birkaç gün önce bir workshopuna katıldım. katıldığım en iyi workshoptu kesinlikle. önceden yaptığımız birebir muhabbetlerden zaten ne kadar eğlenceli biri olduğunu biliyordum. ama müziği bu kadar derinlemesine konuşmamıştık hiç. ondan dinlememiştim yani. anlatımına kattığı espriler, ara ara çaldığı sololar ve o soloların da doğaçlama olması geceyi harika kılmıştı. saatlerce devam etse kimse şikayet etmezdi sanırım. hayatına dair verdiği örnekler, beste yapma biçimini anlatışı, müziğe ve gitar çalmaya yönelik verdiği ipuçları çok az insandan duyulabilecek şeylerdendi. enstrümanıma bakış açım değişti adeta.

    ayrıca bir insan doğaçlama olarak ne kadar güzel solo atabilir sorusunun örnekleri kendisinde mevcuttur. birçok büyük gitaristi canlı izledim ama doğaçlamada kafa ütüleyen, saçmalayan falan o kadar çok kişi var ki. insanın kalbine dokunan soloları atmak çoğu kişiye kısmet olmaz. akın bunu başaran bir gitarist. zaten kendisinin de dediği gibi "tona aşırı takılmamak lazım. çalım hatalarına da. bir şarkı, istediğiniz şeyi veriyorsa yeterlidir. önemli olan o". uzun yıllar müziğe devam eder umarım da daha birçok şarkısını dinleriz.

    (bkz: öve öve bitirememek)
    jimi
  3. az önce dinleti sonrası "abi gitarda seni örnek alıyorum" deyince "kendini örnek al" diye bana unutamayacağım bir ders veren muhteşem kişi.