alo




  1. telefonu yanıtlarken kullandığımız hitap sözcüğü. genel olarak ingilizce karşılama sözcüğü "hello!"'nun bir türevi olduğunu sanılır. ancak aslı çok daha renkli.

    telefonun icat etmek üzere olan graham bell ilk hattı doğrudan genç sevgilisinin evine çeker. sevgilinin adı allessandra lolita oswaldo'dur.

    gün içinde yaptığı deneylerde arayanın kim olduğunu bildiğinden telefonun sevgilisin ismiyle açar. bir süre sonra sıkça tekrar eden bu uzun ve sıkıcı ritüel yerini "ale lolos" kısaltmasına bırakır. graham sevgilisine hitap şeklini iyice kısaltarak telefonları "allo" diye açmaya başlar.

    graham'ın icadı tüm kente yayılır. artık hemen her hanede bir telefon hattı vardır. bu süreçte genç sevgili graham'ın icadına olan tutkusundan ve bitmek bilmeyen deneylerinden sıkılır. graham'ı terk eder. :(

    terk edilmiş, yaşlı ve bunak graham, telefon her çaldığında "alo, sen misin?" şeklinde yanıtlamaya devam eder. bu vesileyle "alo" sözcüğü kalıplaşarak telefonda karşılama sözü olarak tarihte yerini alır.

    ---

    bu sevimli hikaye esasen başlı başına şehir efsanesinden ibarettir. sunay akın'ın 2001'de yayınladığı istanbul'da bir zürafa adlı kitabındaki "ale lolos" adlı hikayeden türemiştir.

    "alo!" fransızca "allo!" sözcüğünden türkçeye aktarılmıştır. kökleri eski fransızca’ya dayanmaktadır. eski fransızca’da “hey! oradaki!” anlamına gelen seslenme ünlemi “ho la!”, diğer avrupa dilleri’ne geçerken şekil değiştirmiştir.

    yine de, sunay akın'ın oyuncaklı kişiliğinden yansıyan şekliyle anlatınca daha eğlenceli oluyor. :)