• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.40)
amak-ı hayal - filibeli ahmed hilmi
ikinci meşrutiyet dönemi'nin önemli fikir insanlarından filibeli ahmed hilmi, a'mâk-ı hayâl adlı eserinde insanlığın temel meselelerine eğiliyor: yaşamın anlamı nedir? insanın varoluş amacı nedir?ruh ve madde âlemi arasında varlığın hakiki manasını arayan raci'nin yolu nihayet bir gün, mezarlıktaki küçük kulübesinde yaşamını sürdüren aynalı baba ile kesişir. benliğini şüphe ejderhasına teslim etmek üzere olan raci'nin kafasındaki sis perdesi, bundan sonra yavaş yavaş dağılır ve bizleri tadına doyamayacağımız heyecanlı bir yolculuğa çıkarır.kitapta ahmed hilmi bey, roman kahramanı raci'nin yaşadıklarıyla felsefenin insanı gerçek mutluluğa ulaştıramayacağını göstermek istemiştir. ona göre gerçek mutluluk, evrenle yaratıcı arasında bağı kurarak bu ilişkiyi bütünlemektir. islam'da bu görüşü dini yönden benimseyip açıklayan kişilerin başında hallac-ı mansur, nesimi, zünnun-i misri, şebusteri, şeyh attar, muhiddin-i arabî gelmektedir.kitaba bu yönüyle bakıldığında; kitap okura eşsiz bir düşünme sahası bırakmaktadır.(tanıtım bülteninden) (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. açıkçası değerini tam olarak belirleyemediğim kitaptır. kitap felsefi olarak müthiş konuları barındırmakta ve iyi yerlere vurgu yapmaktadır. zaten yazarı da döneminin büyük felsefecilerinden, hem batı hem de doğu felsefesi hakkında derin bilgileri olan bir kişidir. aynı zamanda kitap içinde geçen hikayeler, aslında hikayeler değil de hikayelerin tasavvuru çok iyidir. her bir meseleyi anlatmak için özel olarak tasarlandığı bellidir bu mekanların ve işini iyi yapmaktadır. lakin bir edebi eser olarak değerlendirmek gerekirse sadece vasatın biraz üstünde diyebiliriz. çünkü ana karakterin geçirdiği müthiş değişimler, anlamlandırmalar, düşünceler atlanmıştır. o kadar derin bir olayın içine girmiş olan bu karakterin hiçbir gelişimi bize aktarılmamıştır. karakterin ilk hali ile son hali, ilk konuşmaları ile son konuşmaları arasında belki dağlar kadar fark vardır lakin bunların hiçbiri bizim gözlemleyebileceğimiz alanda olmamış, bize karakter devinimi hiç anlatılmamıştır. bu yüzden edebi olarak bazı açıklıkları olduğunu düşündüğüm bir kitaptır. fakat birazcık felsefe merakım olduğu için yine de çok beğendiğim bir eserdir ve benim gibi olan şahsiyetlere öneririm.
  2. "kalbimle inkar ettiğimi aklımla tasdik eder,aklımla reddettiğimi kalbimle kabul ederim." şeklinde ki cümleyi barındıran eser.
  3. hayalle gerçek arasındaki çizgide gidip gelen, bu yönüyle biraz da puslu kıtalar atlası'nı da anımsatan bir şehbenderzade filibeli ahmet hilmi kitabı. hayal aleminde, kim bilir belki de asıl gerçek alemde büyülü bir gezintiye çıkmak gibiydi onu okumak. mutlak surette tekrar okunacak. ayrıca ufkumu iki katına çıkaran hz ali'nin şu müthiş sözünü de irdelemiştir:

    "ilim bir noktaydı onu cahiller çoğalttı."
  4. kitaptaki gazellerden birinde şöyle der: "ben oyum ki benliğimden maksadımdır kudretin". bu cümle tasavvuftaki fakirliği çok güzel anlatır. tavsiye edilen yayınevi kaknüs'tür. ancak bendeniz "bilge kültür sanat" yayınevinden okudum. dipnotlarını sevdiğimi söyleyebilirim. ancak gazellerinin türkçe çevirisi için kitabın sonuna eklenen orjinal metne gidip aynı gazeli bulmak biraz zorlamıştı. bunun yerine kaknüs yayınlarındaki dipnotlarda gazelin türkçe'sini doğrudan bulabilirsiniz. hacim olarak da bahsettiğim yayınevinden olanın yarısıdır. tavsiyem odur ki huzurla racinin hayallerine şahit olunuz. bu arada filibeli ahmet hilmi'nin engin felsefe bilgisine de hayran olmadan geçmeyiniz. özetle hayatımı değiştiren bir kitaptır. tabi bunda sedat anar'ın "amak-ı hayal" albümünün de hatırı sayılır faydası olmuştur. kitabın yanında musiki ile kalbinizi yumuşatınız.
  5. universite ikinci sinifta tamamini ilk okuduğum zaman icimde her seyi bırakıp uzaklarda bir dag basına yerleşme hissi uyandirmis kitaptır. tasavvufa giris kitabi denilebilir.

    derin ve sakin bir mesaj, daginik bir anlatım, nev-i şahsına münhasır bir romantizm.

    lisedeyken ask'in dilinden yazilmis siir gecmisti elime, hayran kalıp okuya okuya ezberlemiştim. "ben oyum ki her kim olsa serfuru eyler bana/sehinsahlarla gedalar bence hep yeksandir."

    bir de bir gazetede illustrasyonunu görmüştüm, hatta birkaç hafta takip etmiştim. ama 16 yasindaydim o zaman, detay hiç kalmamış. yalnizca hayran hayran okuduğumu hatirliyrm.