1. örnek; alkollü araba kullandım, duvara çarptım.(alkolsüz de pek güvenmiyorum kendime ama neyse) yanımdaki arkadaşın kemikleri kırıldı, bazi cam parçaları kesiklere yol açtı. hastaneye kaldırıldı yatıyor. anlamlandırma yapmazsan bu sadece bir doğa olayı olur, kombinin üstüne bir kuş gelip yuva yaptı yumurtladı, arkadaşla duvara çarptık kolu bacağı kırıldı. yani anlamlandırmanın bir ilişkiselliği var. buradan yola çıkmak sosyal yapıyı reddetmeye çıkar. klasik müzik ya da demet akalın şarkısı sadece kendinde olan değil, dinleyen ile bir ilişki içinde mefhum dersek de aynı kapıya çıkar. bir şey ne ise o mudur, yoksa bir şey burada ve şimdi bana göre ne ise o mudur? gibi bir sorun var ortada demek ki.

    yağmur yağdı ıslandım, herkes ıslandı. tam bir yaz yağmuru, serinlik ve neşe kattı. halamın oğlu brooklyn'de sevgilisiyle yağmur altında kavga ediyor, taksi çeviremiyor makyajları akıyor, ayrılıyorlar, sınırdışı ediliyor çiftçi oluyor mevsiminde yağmur bekliyor. sokak çocuğu kirlenmiş yağmur=çamur. şekerden olsak öldürdüm, herkes ölürdü felaket olurdu. anlamlandırma yapmazsak ölürüz velhasıl.
    abi
  2. sanıyorum verilen örnekte bir hata var. sözlü şarkıların çoğu iletmek istedikleri mesajı sadece müzikle değil müzik + söz ile iletme gayesindeler. mesele sadece müzik değil aynı zamanda şiir. yani dilini bilmediğiniz şarkıları dinlediğiniz zaman, eserin iletmeyi amaçladığı mesajı daha doğru yorumlamış değil eksik algılamış oluyorsunuz.

    bunun yanında başlıktan anladığım kadarıyla sorun anlamlandırmak değil. sorun buna odaklanmak.
  3. katılmadığım önerme. sözlerle kalıplaştırılmış, kısıtlanmış bir anlamlandırma olduğu bunun da özün kendi anlamlarını bulmasını engellediği ya da kısıtladığı düşüncesi aynı şekilde sözsüz olan müzik için de geçerli olacaktır. ayrıca sözlü müzik ile sözsüz müziğin enstrümental anlamda içeriği farklıdır. sözlü şarkının sözlerini çıkardığında ortada uyumlu bir enstrümental şarkı kalmayacaktır.

    şarkının sözlerinde yer alan her kelime, dil, tanımlanmış sözler ve kavramlar olsa da insanlarda yarattığı anlamlar farklı olacaktır. mutluluk, aşk, sevgi, ayrılık, bahar, yağmur vb. bir çok şeyin insan da yarattığı farklı anlamlar, ilişkilendirmeler olacaktır.

    bestecinin coşkun bir mutluluk içerisinde yaratmış olduğu hızlı ve ritmik bir enstrümental şarkının, kimisinin içindeki öfkeye kimisinin sabırsız heyecanına hitap edebileceği gibi.

    yani her ikisinde de insan kendine özgü anlamlandırmayı kurabilir.

    bir şarkıyı dinleyen insan, o şarkı sözlerinin kendisinde yarattığı anlamları, sözleriyle kurduğu ilişkileri sever, şarkıyı yapan için çok farklı bir anlamlandırma yapılmış olsa da. şarkı sözlerini yazan bu duygular ve bu anlamlandırmayla bu şarkıyı yazmış ben de o duyguların aynısını illa ki hissetmeliyim kaygısına yaşamaz. yaşamaya çalışırsa da bu da empati yaparak elde edebileceği bir anlamlandırmaya dönüşür ki yine özneldir.